Marmara Denizi'nin aşırı kirlendiğini duyurmak amacıyla attığı müsilaj çığlığı sonrası geç de olsa Çevre ve Şehircilik Bakanlığı harekete geçti. Haziran ayında 22 maddelik eylem planı açıklandı. Koordinasyon ve bilim kurulları oluşturuldu. Adeta bir seferberlik ilan edildi. Geçen bir aylık sürede yüzey temizliği ile ilgili önemli bir başarı elde edildi.
Müsilaj bitti mi? Tabii ki hayır. Bunu ODTÜ'nün hazırladığı rapor da gösteriyor. Müsilaj,ilk 30 metrede devam ediyor. Hızı yavaşladı ama tamamen bitmedi.
Son günlerde, gündemdeki tartışma konularından biri Marmara'da av sezonunun ertelenmesi konusu. Bu konuda uzmanlar farklı görüşlerde. Kimi uzmanlara göre, Marmara Denizi'ndeki balık türlerinin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacağı gerekçesiyle balıkçılık kısmen durdurulmalı.
Müsilaj konusunda nisan ayından beri önemli tespitlerde bulunan ve sorunun gündeme taşınması konusunda büyük çaba sarf eden akademisyenlerden biri olan Bandırma 17 Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı ise farklı görüşte.
'Müsilaj balıkçılar yüzünden ortaya çıkmadı. Dolayısıyla avcılığı kapatalım. Müsilaj çözülsün diye bir şey yok" diyen Prof. Dr. Sarı ile müsilaj mücadelesi ve av sezonu konusunu konuştuk.
Marmara Denizi için acil olarak sürdürülebilir balıkçılık yönetimine geçilmesi için plan yapılması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Sarı, şöyle devam etti:
'Dönemlik bir değerlendirme yapmak anlamsız. Bu seneyi kurtaralım, aman durum şöyle, ona dikkat edelim. şunu rahatsız etmeyelim, bunu ürkütmeyelim. Marmara ve balıkçılık bağlamında söylemiyorum bunu. Marmara Denizi'nin müsilajla karşılaşmasında 40 yıllık yanlış politika yürüttük bunun sonucunda bu ortaya çıktı. Bugünden yarına da hemen düzelmeyecek' Bu tür tartışmaların yanlışlığına dikkat çeken Prof. Dr. Sarı'ya göre, 22 maddelik eylem planının bir tanesi sürdürülebilir balıkçılıkla ilgili. O zaman oturup tüm tarafların bir araya gelip sürdürülebilir balıkçılık yönetim planı oluşturulması gerekiyor. Bir takvim oluşturup ilan etmeliyiz. Buna balıkçılar da akademisyenler de dahil olmalı.
'İYİ GİDİYORUZ AMA YETERLİ DEĞİL'
Müsilajla mücadele konusuna da değinen Prof. Dr. Sarı, şunları söyledi: 'İyi gidiyoruz. Ama yeterli değil. 40 yıllık ihmalimizin 40 günde düzelmesini beklemek hayalcilik olur. Yani 40 günde düzelmeyecek 60 günde de düzelmeyecek ama denizin de 40 yıl bekleyecek zamanı yok. Yüzey temizliğinde bütün belediyeler, merkezi yönetim üzerine düşeni yaptı. Bu iyi bir şey. Eylem planının her bir maddesinin hayata geçirilmesi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız çok ciddi çalışmalar içinde ama yeterli mi? Değil. Neden çünkü müsilaj bitmedi. Müsilaj halen denizde devam ediyor. Biz bu atık deşarjını kesmediğimiz sürece müsilajdan kurtulma şansımız yok'
OTOBÜS FACİALARI: ŞOFÖRLER YORGUN VE UYKUSUZ!
Trafik kazalarının yoğun yaşandığı Kurban Bayramı'nı iyi geçirdik derken, son bir haftada meydana gelen otobüs kazalarında 21 kişi yaşamını yitirdi. Katliam gibi kazalarda en önemli ayrıntılardan biri her iki kazanın da sabaha karşı meydana gelmesi. Bu da akla şoförlerin uykusuz kalmasını getiriyor.
Kazalarla ilgili görüştüğümüz Makine Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Fikri Düşünceli, geçtiğimiz aylarda Akiniş rampasında meydana gelen trafik kazasını hatırlatarak, temel sorunun denetleme olduğunu vurguladı.
Balıkesir'deki kazayla ilgili MMO Bursa Şubesi'nin bilirkişi olarak görev yapacağını hatırlatan Düşünceli, Makine Mühendisleri Odası Balıkesir Temsilcilik Başkanı Bilal Barsbey'in değerlendirmesini gönderdi.
Her iki otobüs kazasının da sabah 04.40'ta meydana geldiğini vurgulayan Barsbey, 'Her ne kadar birinci kaza bir çarpışma gibi görünüyor olsa da otobüsün çarptığı kamyonun o anda emniyet şeridinde duruyor olması bir tesadüftür. Muhtemelen orada kamyon olmazsa ikinci kaza gibi bir kaza gerçekleşecekti' değerlendirmesini yaptı.
Soruşturma sonuçlandığında teknik ve kişisel sebepler varsa mutlaka gün yüzüne çıkacağını vurgulayan Barsbey, şöyle devam etti:
'Ancak sabah saat 4 ve 6 arası uzmanlara göre en ağır uyku saatidir. Bu saatlerde dinlenmiş ve dinç olunmazsa uykuya dayanmak çok zor olduğu hepimizin bildiği bir gerçektir. Bu tür araçları kullanan şoförlerinin 24 saatlik herhangi bir süre içinde; toplam olarak 9 saatten ve devamlı olarak 4,5 saatten fazla araç sürmeleri yasaktır'
Henüz kaza raporları açıklanmasa da kazaların büyük olasılıkların sürücülerin yorgun ve uykusuz olmasından kaynaklandığı kanaatinin yüksek olduğunu kaydeden Barsbey,bunun önüne geçilmesinin en önemli yolunun araçların hızını, kullanım süresini denetleyen ve hafızasındaki kayıtları grafik veya yazılı rapor halinde verebilen takograf ile sürücü bilgilerinin sıklıkla kontrol edilmesi, sürücü ve firma sahiplerinin sürekli uyarılması olduğunu sözlerine ekledi.
TEREDDÜDÜN NEDENİ GÜVENSİZLİK
Koronavirüs pandemisinde, kısıtlamaların kalkmasının ardından vaka sayısı her geçen gün artıyor. Buna karşılık aşılama ilk günlerdeki hızını kaybetti. Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre, Türkiye'de bugüne kadar 76 milyon 798 bin 165 doz aşı yapıldı. Türkiye, toplam aşı sayısı bakımından dünyada 8. sırada yer aldı. Ülke genelinde 41 milyon 927 bin 126 kişiye ilk doz, 29 milyon 206 bin 772 kişiye ikinci doz aşı uygulandı.Aşının ne kadar önemli olduğunu yoğun bakımlarda yatan korona hastalarının açıklamalarında da görüyoruz. Yoğun bakımlardaki hastaların neredeyse yüzde 90'ı aşı olmamış kişiler.
Bursa'daki durum da Türkiye genelinden farklı değil, vaka sayıları artarken özellikle gençlerde aşı tereddüdü oldukça fazla.
Bursa Tabip Odası Başkanı Doç. Dr. Alpaslan Türkkan, vaka sayısındaki artışın yeni varyantın hızlı yayılmasından kaynaklandığını vurgulayarak, ' Korona ilk çıktığında bir kişi, iki kişiye hastalık bulaştırırken, bu varyantta bir kişi 6-7 kişiye hastalığı aktarabilir' dedi.
Tatil yerlerinde kurallara uyulmadığını ve insanların artık maske takmadığını hatırlatan Türkkan, aşı tereddüdü konusunda şunları söyledi: 'Bakanlık bu aşı reddi ve tereddüdü önleyemedi. Çok büyük sıkıntı. Bunun ortadan kalkması için güven sağlamak gerekiyor. Beni o kadar çok arayanların ki sordukları şu: hoca aşı olalım mı? Yan etkisi var mı? diyorlar. Bireysel olarak tek tek arayıp doğru bilgiye ulaşmaya çalışıyor insanlar. Bu güven sorununun ortadan kaldırılması gerekiyor'
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder