Nilüfer'de 20 yıl başkanlık görevi yapan Mustafa Bozbey, 31 Mart'ta CHP'den aday olduğu büyükşehir belediye başkanlığı seçimlerini kazanamadı.
Bozbey, seçim sonrası görüşlerini sosyal medya hesaplarından kamuoyuna aktarmayı sürdürüyor. Aynı zamanda aynı zamanda inşaat mühendisi olan Bozbey, İzmir depremi sonrası sosyal medya hesaplarından ilginç tespitler ve kentsel dönüşüm önerilerinde bulundu.
Kentsel dönüşümle ilgili dört maddelik önerisinin detaylarını sormak için aradığımızda, Bursa'nın içinden geçen fay hattına dikkat çekerek, Bursa'nın depremsellik açısından en az İstanbul kadar risk taşıdığını vurguladı.
Ardından başkanlık koltuğunda oturduğu 2017 yılında başlattığı projeyi hatırlatan Bozbey, bu çalışmanın 2018 ve 2019 yılında BEBKA desteğiyle devam ettiğini ve kendisi görevden ayrıldıktan sonra 2019 Eylül ayında tamamlandığını söyledi.
Raporun kamuoyuna açıklanmadığını ifade eden Bozbey, şöyle devam etti:
' Raporu hazırlayan hocalardan istedim. Dediler ki bunu sadece Büyükşehir, Osmangazi, Nilüfer ve Yıldırım belediye başkanlarını anlattık. Daha projeyi tamamlamadık. Şu an için kamuoyuna da açıklamak istemiyoruz. Israrla istememe rağmen raporu alamadım. Ama bulup yayınlayacağım'
Bozbey, raporun tamamını bilmese de daha önce yaptığı görüşmeler ışığında bu fay hattı üzerinde yapılar olduğunu da ifade ederek, şu çağrıda bulundu:
'Bu alanların derhal boşaltılması lazım. İlçe belediyeleri büyükşehir belediyesinin öncülüğü ve koordinasyonunda bunun mutlaka gerçekleştirilmesi gerekiyor. Fay hattının imar planlarına da işlenmesi lazım'
Bozbey'in hatırlattığı fay hatlarıyla ilgili çalışmayı Nilüfer'in yanı sıra sonraki yıllarda Osmangazi Belediyesi de yapmıştı. Bu raporların sonuçlarının kamuoyuna açıklanması ve buna göre yol haritalarının belirlenmesi büyük önem taşıyor.
KENTSEL DÖNÜŞÜM İÇİN 4 MADDELİK ÖNERİ
Bozbey'in kentsel dönüşüm için önerilerine gelince;
1999 depreminde görev yaptığı dönemde sonra bakanlıklara bu önerileri birçok kez ilettiğini hatırlatan Bozbey'in deprem güvenlikli, sağlıklı alanlar oluşturulabilmesi için önerileri ise şöyle:
'Kentsel dönüşüm alanlarında sağlıklı kentleşme için yoğunluk arttırılmamalı, dönüşüm yapacaklara uzun vadeli ve sıfır faizli kredi imkanı tanınmalı, bu inşaatlara KDV ve vergi muafiyeti getirilmeli'
30 daireli bir binayı örnek vererek, modeli anlatan Bozbey, 'Emsal artmadan yeni bina yapmak zor. O zaman devlet devreye girecek. 100 bin lira daire başına çok uzun vadeli kredi sağlanacak. Devletin finans kuruluşu, anlaşılan müteahhide hak ediş öder gibi ödeme yapacak' dedi.
Bozbey, modelin uygulanmasıyla inşaat sektörünün canlanacağını, istihdamın artacağını ve insanların deprem güvenlikli binalarda oturabileceklerini sözlerine ekledi.
Önerilerinin hiç birinin uygulanmadığını, aksine Nilüfer'deki gibi yoğunluk arttırıcı projeler yapıldığını ifade eden Bozbey, şöyle devam etti:
'Daha önce yoğunluk yüzünden insanların Nilüfer'i terk edeceklerini söylemiştim. Nitekim yoğunluk yüzünden başka bölgelere gidiliyor. Bursa'nın bu konuda kabuğunu kırması lazım. Bakanlığın emrivakisiyle mi devletin bu işe bir an önce el atması gerekiyor. Aksi taktirde dönüşüm böyle devam ederse insanlar Bursa'yı terk edecekler. Acil olarak Bursa'nın bir imar anayasası hazırlaması gerekiyor. Bu da Bursalılarla beraber yapılmalı. Yarın çok geç olabilir. Tüh, keşke diyeceğiz ama iş işten geçmiş olacak'
BTÜ İZMİR DEPREMİ RAPORU: YIKILMA NEDENİ YAPIM HATASI
Bursa Teknik Üniversitesi Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi (DEPAR) rektörlüğün görevlendirmesi ile İzmir'deki depremi mercek altına aldı.
İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Beyhan Bayhan'ın başkanlığını yaptığı ve Doç. Dr. Eyübhan Avcı ve Araştırma Görevlisi Deniz Birlik Kayı'nın yer aldığı heyet, incelemelerinin ardından çok kısa süre içinde ön raporunu kamuoyuna açıkladı.
48 sayfalık ön raporda, yıkılan binalar tek tek incelenerek, fotoğraflandı. Beton kalitelerinden kullanılan demir malzemede oluşan krozyona kadar tüm tespitler gerçekleştirildi.
Raporun sonunda değerlendirme yapan Prof. Dr. Beyhan Bayhan, depremde yıkılan ve ağır hasar gören binaların ruhsat tarihlerinin 2000 yılı öncesi olduğuna dikkat çekerek, ancak yaptıkları gözlemlerde bu binaların tasarım ve uygulamalarında 1975 deprem yönetmeliğine dahi uyulmadığını ifade etti.
Ülkemizin deprem kuşağında yer aldığı vurgusunu yapan Prof. Dr. Bayhan, 2000 yılı öncesi yapılan betonarme yapıların hızlı bir şekilde deprem performans ve risk analizlerini gerçekleştirilmesi gerektiğine dikkat çekti. Prof. Dr. Bayhan şöyle devam etti:
' Güçlendirmenin ekonomik olacağı yapılar güçlendirilmeli, güçlendirilemeyecek durumda olan yapılar yıkılıp yeniden inşa edilmelidir. Yapı denetim sisteminin etkinliği, raporumuza konu binaların ruhsat tarihinden dolayı söz konusu değildir. Ancak yapı denetim sistemindeki mesuliyet sahibi kişilerin görev ve sorumlulukları ve sorumluluk süreleri yasa kapsamında arttırılarak denetim mekanizması daha da etkin hale getirilebilir. İmar planları yapılırken Türkiye Sismik Tehlike Haritası göz önünde bulundurulabilir'
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder