Bursa'da yıllardan beri marka kent oluşturmak amacıyla projeler yürütülür, planlar hazırlanır, simgeler bulunmaya çalışılır.
Son 4 günde yaşadıklarımız bir kez daha gösterdi ki Bursa'nın markası Bursaspor'dur.
Bu benim iddiam değil; renklerindeki beyazını Uludağ'dan, yeşilini ise kentin önüne eklenen sıfatından alan Bursaspor 10 yıl önce ikinci Anadolu Devrimi'ni gerçekleştirirken, markanın zirveye çıkışını yaşamıştık.
Zirveye çıkışın arkasında yılların emeği ve kentin katkısı vardı.
Bu öyle kolay olmamıştı.
Sonra düşüş başladı. Kötü yönetim, isabetsiz kararlar... Her yıl biraz daha gerileme ve sonunda bazılarına göre kente yük olmaya başlayan bir takım.
Oysa küme düşse de borç batağında olsa da onu yaratan cevher ve sevda aynı yerde duruyordu. Bu yer ise Bursa'da futbolun kalbinin attığı Vakıfköy'den başkası değildi.
Sonunda, tıpkı Anka kuşu gibi küllerinden doğduğu yer yine Vakıfköy oldu.
Gençler, iki maçta öylesine başarılara imza attılar ki, milyonlarca lira harcasanız Bursa'nın bu reklamını yapamazsınız.
Sosyal medyada takipçi sayısı bin 500'leri geçmeyen Batuhan ve Ali Akman, hem kendileri hem de Bursaspor'u en çok konuşulan konular gündeminin birinci sırasına çıkardılar.
İşte bu marka çalışması... Bir anda sadece Türkiye değil dünya gündemindesiniz.
***
Önceki gece, bu Anka Kuşu, Türkiye'ye futbol şöleni yaşattı. Nefesleri kesti, Bursaspor'un nasıl bir değer olduğunu tüm Türkiye'ye bir kez daha gösterdi.
Sönmez Medya'da gün boyu Göztepe maçı sohbeti vardı.
Gazeteler hazırlanırken, o gün maç varsa sürmanşetten yer ayrılır, maç bittiğinde spor ve haberin bir özeti yerleştirilir. Maç yazıları da karşılaşma sona erdiğinde mutlaka tamamlanır.
Yazıişleri müdürlerimizden Ali Kemal Aksakal anlattı: Son dakikalara kadar devam eden gol düellosunda 3 kez yazıyı değiştirmek zorunda kalmış...
Bursaspor sevdalısı masa komşum Adnan Baştopçu ise bu güne kadar görmediğim şekilde heyecanlıydı. Maç ile ilgili bir şey sormak için telefon açtığımda neredeyse yerinde duramıyordu. Benim bir telefonumun ardından üç kez arayarak ayrıntıları anlatmayı sürdürdü.
Gençler, onu da heyecanlandırmıştı. Takıldığı konu ise maç 4-4 iken yayıncı kuruluşun Galatasaray maçına geçişiydi.
ANKARA VE DİYARBAKIR'DAKİ BURSASPOR ALGISI
Vakıfköy'de yetişen iki maçın kahramanı futbolcuyu yayıncı kuruluş bile 'Batuhan Kör'ün 4 günü' başlığıyla öve öve bitirememiş. Samsun'a 2, Göztepe'ye 4 gol. Yazması kolay ama futbolu bilenler için bunu başarmak oldukça zor.
Adnan Baştopçu ile sohbetimizde o Ankara'daki ben de Diyarbakır'daki anımı anlattım.
Baştopçu, 40 yıl önce de Ankara'daki futbol sohbetlerinde Bursaspor'un alt yapısının konuşulduğunu söylerken, ben de Diyarbakırspor'un süper lige çıkmasını sağlayan aralarında Baykul Tüysüz ve Tezcan Ozan'ın da yer aldığı Bursasporlu futbolcuları hatırlattım.
Tesadüf bu ya tam Baştopçu ile konuştuğumuz saatlerde, galibiyetlerin sevincini en coşkulu olarak yaşayan spor yazarlarının duayen isimlerinden Engin Aksöz'ün 1970'li yıllardaki efsane kadronun siyah beyaz fotoğrafını paylaştı.
O kadroda demin sözünü ettiğim Baykul ve Tezcan da vardı.
Engin abi izninle sosyal medyadaki fotoğrafını kullanıyorum...
VAKIFKÖY FONU OLUŞTURULSUN
Bursaspor'un bu kadar konuşulmasını sağlayan Vakıfköy alt yapısından yetişen gençler için de birkaç cümle etmek gerek.
Takımı yakından takip edenler, galibiyet sonrası pirim rakamlarını bilirler. 6 bin liralık pirimin 10 bine çıkarılması bile milyonların havalarda uçuştuğu futbol piyasasında gençleri havaya uçurmaya yetmiş. 10 bin de Göztepe galibiyeti pirimi sevinçlerini katlamış.
Şimdi gelelim asıl mevzu ve önerime;
Malum kulüp ekonomik açıdan zor durumda.
Borçlar neredeyse başarılıları bile gölgeliyor. Eğer bu tempo ve inanç devam ederse Vakıfköy alt yapısından yetişen gençler yine Bursaspor zirveye taşıyacak.
Yeter ki planlama ve destek devam etsin.
Bazı iş insanlarının bu gençlerin karşılaşmada giydikleri kramponları ve diğer malzemeleri kendi imkanlarıyla karşıladıkları söyleniyor.
Bunların hiç birine gerek yok aslında. Kulüpten bağımsız bir Vakıfköy alt yapı fonu kurulması yeterli. Bu fon hem futbolcuların eğitimi, hem de donamı için katkı sağlayacak. Buna öncülük edecek çok sayıda Bursaspor sevdalısı olduğunu biliyorum.
Vakıfköy fonu için geç bile kalındı. Çeşitli alternatifleri de olabilir. Bilindiği gibi futbolcular transfer olsa bile yetiştirme bedeli gibi ödemeler var. Buralardan da kaynak sağlanabilir. Yeter ki işin başına bunu gönülden yapabilecek Bursalılar gelsin...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder