Türkiye'yi yasa boğan helikopter kazasıyla ilgili televizyonlardan altyazı geçtiği anda bir yandan haberin ayrıntılarını beklerken diğer taraftan 30 yıl öncesine döndüm. Aynı yerde yine bu mevsimde içinde bulunduğumuz helikopterle ölümden dönmüştük.
Kaza sonrası emekli subayları bir tarafa ayırarak söylüyorum, belki de hayatı boyunca o bölgeyi görmemiş insanların yorumlarını dinledik.
Biraz daha eskiye giderek 12 yıl boyunca görev yaptığım Güneydoğu'da helikopterle ilgili 3 anımı sizlerle paylaşmak istiyorum. Masa komşum Adnan Baştopçu bilir, eski hikâyeleri anlatmayı pek sevmem. Ancak yeri ve zamanı geldiği için yazıyorum.
O yıllarda birlikte görev yaptığım arkadaşım Mehdi Tanaman'a da ayrıca teşekkür etmek istiyorum. O yıllarda yazıda gördüğünüz fotoğraflarımızı bulup gönderdiği için...
Önce Türkiye'nin terörle mücadelede amacıyla helikopter seçimi ile ilgili anımla başlayayım. Anadolu Ajansı Diyarbakır Bölge Müdürlüğü'nde muhabir olarak görev yapıyorum. Sıkıyönetim kalkmış, yerine olağanüstü hal ilan edilmişti. O zamanki deyimiyle süper yetkilerle donatılan Hayri Kozakçıoğlu OHAL valisi olarak atanmıştı.
Terörle mücadele için silahlı kuvvetlerin Doğu ve Güneydoğu'nun coğrafi şartlarına uygun araç ve teçhizatlarla donatılması birinci öncelikti. Tabii bu yabancı şirketlerin iştahını kabartmıştı.
O yıllarda sadece hani şu Vietnam savaşı filmlerinde gördüğümüz UH-1 helikopterlerimiz vardı. Yeni helikopter alımına niyetlenince şirketlerinin biri gelip diğeri gidiyordu. Almanlar Bolkow'u Fransızlar Cougar'ı, ABD'liler Skorsky'i satmak istiyorlardı. Ruslar da sırada bekliyordu.
Helikopterlerin uçuş denemelerine OHAL Valisi Kozakçıoğlu katılıyordu. Kozakçıoğlu da bu gezilere AA ve TRT muhabirlerini de götürüyordu. Hem bölge denetleniyor hem de helikopterlerin denemesi yapılıyordu.
Bizim pilotlar ve yöneticiler o yıllarda Cougar'ı pek sevmemişti. Zaten öncelikte Skorsky'e verildi. Ardından sanırım genişliği dolayısıyla TSK envanterine girdi.
Uzun yıllar Güneydoğu'da bu tip helikopter kullanan Mehmet Akif Güngören de kaza sonrası NTV'ye konuşurken kazanın kötü hava koşullarından kaynaklandığını düşündüğünü söylerken, iki ayrıntı da ekliyordu: Bu helikopterde buzlanma önleme sistemi yok.
TSK envanterine girdikten sonra meydana gelen Cougar helikopterleri kazalarında 28 şehit verdik. Bir helikopterimiz de terör örgütünün attığı füze ile vuruldu.
Küçük bir ayrıntıyla bu anıyı tamamlayayım. Skorsky'leri de bize ilk verdiklerinde gece uçuşu yapamıyorduk.
MÜHİMMAT ÜZERİNDE ŞIRNAK YOLCULUĞU
İkinci anım ise 1992 yılında Şırnak yolculuğuyla ilgili. Terör örgütü, yeni il olan Şırnak'a büyük bir saldırı düzenlemiş, çatışmalar günlerce sürmüştü. Şırnak'tan telefonla o yıllarda yeni kurulan özel televizyonları arayan devlet görevlilerinin aileleri seslerini Türkiye'ye duyurmaya çalışmışlardı.
Bürodan gelişmeleri izlerken gelen telefon üzerine helikopter pistine gittik. Daha sonra TRT ekibi geldi. Şırnak'a gideceğimiz söylenerek Diyarbakır'dan havalandık.
Sık sık yolculuk yaptığımız için Şırnak'a gidiş güzergahını ezberlemiştik. Helikopter kalktıktan sonra güney yerine kuzeye doğru gitmeye başlayınca meraklandık. Yaklaşık 15 dakika sonra bir askeri birliğe inince gerçeği anladık. Skorsky, helikopterin zaten seyyar olan koltukları söküldü, yerine mühimmat sandıkları yüklendi. Bizde sandıkların üzerine oturarak yolculuk yaptıktan sonra Şırnak'a ulaşabildik.
Burada daha büyük bir tehlike bizi bekliyordu. Helikopter tugay karargahına her zaman iniş yaptığı manevra dışına çıkarak yaklaştı. Nedenini sorunca yoğun ateş var karşılığını aldık. Bir kurşun isabet etse buhar olacaktık.
Aslında o bölgede görev yapan ve çatışmalara giren askerlerimiz için normal olan bir şey bize oldukça korkutucu gelmişti. Sonunda tugay karargahına inebildik ve mühimmat askerlere teslim edildi. Ardından dönemin OHAL Valisi Ünal Erkan ve özellikle Asayiş Bölge Komutanı Korgeneral Necati Özgen'in çabaları sonucu Şırnak'taki çatışma sona erdirildi.
Belki bir gün o bölümü de yazarım.
GÖKYÜZÜ VE YER AYRIMI İMKANSIZ HALE GELİNCE
En son kazanın meydana geldiği bölgede ise ölümden dönmüştük. Yine mart ayı. Diyarbakır'dan kalkan helikopterle Bingöl, Bitlis, Muş ve Van'a gidecektik.
Helikopterde bölge valisi, asayiş bölge komutanı var. Bitlis'ten kalktıktan kısa bir süre sonra vadiyi geçip yükselirken kendimizi yoğun sisin arasında bulduk. Görüş mesafesi neredeyse sıfıra düşmüştü. Pilotlar geri döneceklerini söyleyerek manevra yaptılar. Bu kez sis ve özellikle deniz yüzeyinde karşılaşılan bir durum olan ufuk çizgisini kaybettik. Gökyüzü ve yer ayrımı imkansız hale gelmişti. O esnada tıpkı önceki günkü kazada olduğu gibi bir yükseltiye çarpabilir veya yüksek gerilim hattına takılabilirdik.
Pilotların üstün gayreti ve belki de helikopterimizin Skorsky olması sayesinde güçlükle sis bölgesinden çıkabildik.
Yazıyı şehit olan askerlerimizle bitirmek istiyorum.
Bugünkü manşetimizde yazıldığı gibi vatan onlara minnettar. Ne söylesek az. Ancak, bu kadar iyi yetişmiş askerlerimizi böylesine bir kazada yitirmemiz oldukça üzücü. Çünkü hepsi üstün özelliklere sahip olan askerler kolay yetişmiyor.
Ruhları şad olsun.
CHP BURSA KILIÇDAROĞLU'NUN GEZİSİNE HAZIRLANIYOR
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun mart ayının son günlerinde açılış ve görüşmeler yapmak amacıyla Bursa'ya gelmesi bekleniyor.
Kılıçdaroğlu, Ankara'da belediye başkanları ile yaptığı görüşmede bunun ilk sinyalini vermişti.
Gezi programı için dün CHP il başkanlığında İl başkanı İsmet Karaca, Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık, Parti Meclisi Üyeleri ve milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu Orhan Sarıbal ile milletvekilleri Yüksel Özkan, Erkan Aydın ve Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz ve Gemlik Belediye Başkanı Mehmet Uğur Sertaslan'ın katıldığı toplantı düzenlendi.
Kılıçdaroğlu'nun Bursa'ya geliş tarihi ise tam kesinleşmedi. 26-27 veya 28 Mart tarihlerinden birinde Bursa'da gelecek olan Kılıçdaroğlu, Nilüfer, Mudanya ve Gemlik belediyelerinin açılış törenleri ile sivil toplum örgütü temsilcilerinin yer alacağı toplantıya katılacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder