Artan hava kirliliğiyle ilgili “Sessiz Katil” benzetmesi
bana değil Greenpeace’e ait. Havadaki parçacık kirliliği sonuçlarının
açıklandığı rapora da aynı ad verilmiş. Raporda kullanılan modele göre,
parçacık kirliliğinden dolayı bireyin ömrü 11 yıl, ozon gazına maruz
kalanların ömrü 9 ay kısalıyor.
Bursa son iki günden beri resmen zehir soluyor. Resmen diyorum çünkü Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın internetten yayınladığı hava kirliliği verilerine göre Bursa’da salı gününden beri hava kirliliği halk sağlığını tehdit eden tehlikeli seviyelere ulaştı. 23 Aralık salı günü kansere yol açtığı kanıtlanmış olan parçacık maddelerin (PM10) günlük ortalaması Dünya Sağlık Örgütü’nün güvenli bulduğu günlük limitin 6 katı ve 24 Aralık çarşamba günü de 10 katına çıktı. Dün akşam saat 18.00’de cihanız ölçebileceği kapasite olan 900 µg/m³ de aşıldı, cihaz ölçüm yapamadı.
Saç telinden bile daha küçük olduğundan gözle görülemeyen, sessiz bir katil gibi insan sağlığını tehdit eden parçacık maddelerin sebep olduğu hava kirliliğine maruz kalan herkesin kalp ve solunum yolu hastalıkları, felç, kanser olma ve erken ölüm riski artıyor.
Hava Kalitesi Değerlendirme ve Yönetimi Yönetmeliği’ne göre, hava kirliliğinin insan sağlığını tehdit eden boyutlara ulaştığında halk sağlığı açısından gerekli önlemleri almak valiliklerin sorumluluğunda. Bursa’da 3 gündür yaşanan hava kirliliğine rağmen yetkililerden ses seda yok.
Bursa son iki günden beri resmen zehir soluyor. Resmen diyorum çünkü Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın internetten yayınladığı hava kirliliği verilerine göre Bursa’da salı gününden beri hava kirliliği halk sağlığını tehdit eden tehlikeli seviyelere ulaştı. 23 Aralık salı günü kansere yol açtığı kanıtlanmış olan parçacık maddelerin (PM10) günlük ortalaması Dünya Sağlık Örgütü’nün güvenli bulduğu günlük limitin 6 katı ve 24 Aralık çarşamba günü de 10 katına çıktı. Dün akşam saat 18.00’de cihanız ölçebileceği kapasite olan 900 µg/m³ de aşıldı, cihaz ölçüm yapamadı.
Saç telinden bile daha küçük olduğundan gözle görülemeyen, sessiz bir katil gibi insan sağlığını tehdit eden parçacık maddelerin sebep olduğu hava kirliliğine maruz kalan herkesin kalp ve solunum yolu hastalıkları, felç, kanser olma ve erken ölüm riski artıyor.
Hava Kalitesi Değerlendirme ve Yönetimi Yönetmeliği’ne göre, hava kirliliğinin insan sağlığını tehdit eden boyutlara ulaştığında halk sağlığı açısından gerekli önlemleri almak valiliklerin sorumluluğunda. Bursa’da 3 gündür yaşanan hava kirliliğine rağmen yetkililerden ses seda yok.
Konunun ciddiyetini kamuoyunun dikkatine sunmak amacıyla
Bursa Tabip Odası, TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu, DOĞADER, Bursa Barosu ve
Bursa Eczacı Odası ortak açıklama yaptı. Bununla ilgili detayları DHA’dan
Serhat Tezcan’ın haberinde okuyacaksınız.
NEDEN BU HALE GELDİ
Hava kirliliği sorununu 20 yıl önce çözen Bursa ne oldu da kirli kentler arasına girdi.
20-25 yıl önce Ankara-Eskişehir-Bursa yine nefes alınamaz haldeydi. Santral Garaj’dan Beşyol yönüne gittiğinizde kirlilik tabakasına girdiğinizi hisseder nefes alamaz hale gelirdiniz. Kentin bir çok yerinde kesif kömür kokusu hissedilirdi.
Geçen Çarşamba akşamı 22 yıl sonra aynı yerde aynı hisse kapıldım. Santral Garaj’ın olduğu yerde Kent Meydanı AVM yapıldı. Akşam saat 20.30 sıralarında sinemadan çıktığımda yoğun kirlilik boğazımı yakacak hale geldi. Araçta olduğum için şanslıydım. Camları kapatıp, polen filtrelerini devreye sokarak, Dürdane Tepesi’nin eteklerine kadar devam eden kirlilikten kaçtım.
Sorunun kaynağını aslında herkes biliyor. Son yıllarda artan kalitesiz kömür kullanımına bir de kentin hava koridorlarını kapatan binaların eklenmesiyle bu tablo ortaya çıktı. Oysa 20 yıl önce kent girişlerinde polis ve çevre müdürlüğü ekipleri 24 saat nöbet tutarak, kalitesiz kömürlerin kente girişine engel olur, bacalarından koyu renk duman çıkan binalara baskınlar düzenlenerek, çok ciddi rakamlara ulaşan cezalar kesilirdi. Artan tepkiler üzerine ölçümler Orhangazi Parkı’na kurulan dijital gösterge ile anlık olarak vatandaşlara duyurulurdu.
Son yıllarda maalesef kalitesiz kömürler, denetlenmek bir yana devlet eliyle dağıtılıyor. Hem de tonlarcası hiçbir denetim olmadan kente giriyor.
Üstüne bir de doğalgaz fiyatlarındaki artış nedeniyle kullanımın vatandaş tarafından kısılması eklenince Yeşil Bursa’nın havası zehre dönüşüyor.
Hava kirliliği sorununu 20 yıl önce çözen Bursa ne oldu da kirli kentler arasına girdi.
20-25 yıl önce Ankara-Eskişehir-Bursa yine nefes alınamaz haldeydi. Santral Garaj’dan Beşyol yönüne gittiğinizde kirlilik tabakasına girdiğinizi hisseder nefes alamaz hale gelirdiniz. Kentin bir çok yerinde kesif kömür kokusu hissedilirdi.
Geçen Çarşamba akşamı 22 yıl sonra aynı yerde aynı hisse kapıldım. Santral Garaj’ın olduğu yerde Kent Meydanı AVM yapıldı. Akşam saat 20.30 sıralarında sinemadan çıktığımda yoğun kirlilik boğazımı yakacak hale geldi. Araçta olduğum için şanslıydım. Camları kapatıp, polen filtrelerini devreye sokarak, Dürdane Tepesi’nin eteklerine kadar devam eden kirlilikten kaçtım.
Sorunun kaynağını aslında herkes biliyor. Son yıllarda artan kalitesiz kömür kullanımına bir de kentin hava koridorlarını kapatan binaların eklenmesiyle bu tablo ortaya çıktı. Oysa 20 yıl önce kent girişlerinde polis ve çevre müdürlüğü ekipleri 24 saat nöbet tutarak, kalitesiz kömürlerin kente girişine engel olur, bacalarından koyu renk duman çıkan binalara baskınlar düzenlenerek, çok ciddi rakamlara ulaşan cezalar kesilirdi. Artan tepkiler üzerine ölçümler Orhangazi Parkı’na kurulan dijital gösterge ile anlık olarak vatandaşlara duyurulurdu.
Son yıllarda maalesef kalitesiz kömürler, denetlenmek bir yana devlet eliyle dağıtılıyor. Hem de tonlarcası hiçbir denetim olmadan kente giriyor.
Üstüne bir de doğalgaz fiyatlarındaki artış nedeniyle kullanımın vatandaş tarafından kısılması eklenince Yeşil Bursa’nın havası zehre dönüşüyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder