Geçen hafta resmen zehir soluyan Bursa’nın yardımına lodos
yetişti.
Meteorolojinin ölçümlerine göre hızı zaman zaman 70.2 kilometreye ulaşan
lodos, bir yandan 27 kişinin geri tepen kömür sobalarından sızan
karbonmonoksit nedeniyle zehirlenmesine, ağaç ve elektrik direklerinin
devrilmesine neden olurken, diğer yandan havayı pırıl pırıl hale getirdi.
Rüzgarın etkisiyle ovadan baktığınızda Uludağ’ın eteklerindeki Kuştepe’den
Teferrüç’e kadar olan bölgeyi cam gibi görebiliyorsunuz.
Yetkililer önlem almadı ama doğa, Bursalılara acıdı.
Bunu geçen hafta kirlilik oranlarının limit değerlerinin üzerinde tespit eden Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın internetten yayınladığı hava kirliliği verileri de bunu doğruluyor. Geçen hafta salı günü kansere yol açtığı kanıtlanmış olan parçacık maddelerin (PM10) günlük ortalaması Dünya Sağlık Örgütü’nün güvenli bulduğu günlük limitin 6, 24 Aralık çarşamba günü de 10 katına çıktı. Perşembe günü ise saat 18.00’de cihanız ölçebileceği kapasite olan 900 µg/m³ de aşıldı, cihaz ölçüm yapamadı. Bu değer lodostan sonra dün sabah yapılan ölçümde PM10 değeri 40’a hava kalitesi indeksi 91’e dönüştü.
Bursa’da konuyu yakından takip eden ve hava kirliliği konusundaki araştırmalarıyla tanınan Tabip Odası eski Başkanı Prof. Dr. Kayıhan Pala, tehlikenin geçmediğine dikkat çekerek, Bursa’daki kirliliğin önlenmesi için başta valilik olarak tüm kamu kurumlarının görevi olduğunu vurguluyor.
Prof. Dr. Pala’nın dikkat çektiği asıl önemli konusu ise 9 Eylül 2013 tarihinde yayınlanan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Hava Kalitesi Değerlendirme ve Yönetimi Genelgesi. Bu genelgeye göre, hava kirliliği açısında Türkiye’de ilk sırada yeralan Bursa’nın 2014 yılı 31 Aralık’a kadar “Temiz Hava Eylem Planı”nı açıklaması gerekiyor. Bunu hazırlayacak olan da Valilik. Tabii ki çevre müdürlüğü ve belediyelerle birlikte hazırlayacak ve bakanlığa sunacak. Sürenin dolmasına iki gün kalmasına rağmen, kamuoyuna açıklanan bir plan yok.
Konunun diğer ilginç bir yönü ise Bursa’ya giren kömür miktarı ile ilgili. Gayri resmi rakamlara göre, Bursa’da yılda 60 bin ton kömür yakılıyor. Peki bu kömür nereden geliyor, hangi kalite de, ne kadarı linyit, kükürt oranları ne kadar, maalesef bilen yok.
Prof. Dr. Pala, kirliliğin yaşandığı gece, bakanlığın rakamlarını internette görünce şehir turuna çıkarak, gerçekten kirlilik var mı yoksa cihaz mı arızalı diye gözlem yapmış. Kirliliğin hat safhada olduğunu görünce bu kez yetkililerin önlem alacağını beklemiş. Kulağı radyoda, valilikten yapılacak duyuru beklemiş iki gün. Ama ses seda yok.
Kirliliğin önemsenmemesinin çok tehlikeli sonuçlara yol açacağını bilen Prof. Dr. Pala, 1950’li yıllarda yoğun hava kirliliğinden İngiltere’de 5 bin kişinin yaşamını yitirdiğini hatırlatıyor. Bizdeki etkilenme nasıl bu da bilinmiyor. Çünkü hastanelere başvuran insanlar, soğuk algınlığı veya akciğer rahatsızlığı nedeniyle tedavi edilip gönderiliyor. Pala’ya göre, bir kişinin hava kirliliğinden rahatsızlanıp hastanelik olması bile bu kent için yüzkarası.
Yetkililer önlem almadı ama doğa, Bursalılara acıdı.
Bunu geçen hafta kirlilik oranlarının limit değerlerinin üzerinde tespit eden Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın internetten yayınladığı hava kirliliği verileri de bunu doğruluyor. Geçen hafta salı günü kansere yol açtığı kanıtlanmış olan parçacık maddelerin (PM10) günlük ortalaması Dünya Sağlık Örgütü’nün güvenli bulduğu günlük limitin 6, 24 Aralık çarşamba günü de 10 katına çıktı. Perşembe günü ise saat 18.00’de cihanız ölçebileceği kapasite olan 900 µg/m³ de aşıldı, cihaz ölçüm yapamadı. Bu değer lodostan sonra dün sabah yapılan ölçümde PM10 değeri 40’a hava kalitesi indeksi 91’e dönüştü.
Bursa’da konuyu yakından takip eden ve hava kirliliği konusundaki araştırmalarıyla tanınan Tabip Odası eski Başkanı Prof. Dr. Kayıhan Pala, tehlikenin geçmediğine dikkat çekerek, Bursa’daki kirliliğin önlenmesi için başta valilik olarak tüm kamu kurumlarının görevi olduğunu vurguluyor.
Prof. Dr. Pala’nın dikkat çektiği asıl önemli konusu ise 9 Eylül 2013 tarihinde yayınlanan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Hava Kalitesi Değerlendirme ve Yönetimi Genelgesi. Bu genelgeye göre, hava kirliliği açısında Türkiye’de ilk sırada yeralan Bursa’nın 2014 yılı 31 Aralık’a kadar “Temiz Hava Eylem Planı”nı açıklaması gerekiyor. Bunu hazırlayacak olan da Valilik. Tabii ki çevre müdürlüğü ve belediyelerle birlikte hazırlayacak ve bakanlığa sunacak. Sürenin dolmasına iki gün kalmasına rağmen, kamuoyuna açıklanan bir plan yok.
Konunun diğer ilginç bir yönü ise Bursa’ya giren kömür miktarı ile ilgili. Gayri resmi rakamlara göre, Bursa’da yılda 60 bin ton kömür yakılıyor. Peki bu kömür nereden geliyor, hangi kalite de, ne kadarı linyit, kükürt oranları ne kadar, maalesef bilen yok.
Prof. Dr. Pala, kirliliğin yaşandığı gece, bakanlığın rakamlarını internette görünce şehir turuna çıkarak, gerçekten kirlilik var mı yoksa cihaz mı arızalı diye gözlem yapmış. Kirliliğin hat safhada olduğunu görünce bu kez yetkililerin önlem alacağını beklemiş. Kulağı radyoda, valilikten yapılacak duyuru beklemiş iki gün. Ama ses seda yok.
Kirliliğin önemsenmemesinin çok tehlikeli sonuçlara yol açacağını bilen Prof. Dr. Pala, 1950’li yıllarda yoğun hava kirliliğinden İngiltere’de 5 bin kişinin yaşamını yitirdiğini hatırlatıyor. Bizdeki etkilenme nasıl bu da bilinmiyor. Çünkü hastanelere başvuran insanlar, soğuk algınlığı veya akciğer rahatsızlığı nedeniyle tedavi edilip gönderiliyor. Pala’ya göre, bir kişinin hava kirliliğinden rahatsızlanıp hastanelik olması bile bu kent için yüzkarası.
Valiliğin bu konuda bir an önce temiz hava eylem planını
açıklamasını isteyen Pala, DOSAB’ta yapılacak kömürle çalışacak termik
santralinin zararını da bir kez daha vurguluyor. Bursa, yılda 60 bin ton kömür
yakıyor, DOSAB’ın santrali ise açıklanan rakamlara göre 524 bin ton kömür
yakacak. Halen yaşanan kirlilik bu durumdaysa yarın santral devreye
girdiğinde olacakları düşünmek bile istemediğini söylüyor.
Bursa, tehlikeli günleri, bu kez lodos sayesinde atlattı. Peki, hava sıcaklığının sıfırın altında değerlere düştüğü günlerde lodos esmezse ne yapacağız?
Bursa, tehlikeli günleri, bu kez lodos sayesinde atlattı. Peki, hava sıcaklığının sıfırın altında değerlere düştüğü günlerde lodos esmezse ne yapacağız?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder