Her gün önünden gelip geçiyor, ya da sürekli yarı açık
duran daracık demir kapıdan geçip yarı beton yarı taş merdivenlerden
çıkarak evinize gidiyorsunuz.
Ya da, Bursa’nın en eski semtlerinde oturanlar gibi türbe ziyaretleri güzergahını izleyerek kim olduklarını dahi bilmeden dua okuyup yardım istiyorsunuz.
Sadece siz değil, korumasını, onarımını bakımını yapanlar dahi içindeki dört mezarın kime ait olduğunu bilmiyor.
Asılan tabelada bile aynı gizem devam ediyor.
Ve günün birinde Fransa’dan gelen bir mektup, yukarıda anlattığım “Üç Hanım Kızlar” türbesinin hatta, Muradiye’deki “Saraylılar” türbesinin ve yaşadığı çileli hayat televizyon dizisi haline gelince ekran başından milyonlarca insana gözyaşı döktüren Kanuni Sultan Süleyman’ın eşi Mahidevran Hatun’un sırrını ortaya çıkarıyor.
Ya da, Bursa’nın en eski semtlerinde oturanlar gibi türbe ziyaretleri güzergahını izleyerek kim olduklarını dahi bilmeden dua okuyup yardım istiyorsunuz.
Sadece siz değil, korumasını, onarımını bakımını yapanlar dahi içindeki dört mezarın kime ait olduğunu bilmiyor.
Asılan tabelada bile aynı gizem devam ediyor.
Ve günün birinde Fransa’dan gelen bir mektup, yukarıda anlattığım “Üç Hanım Kızlar” türbesinin hatta, Muradiye’deki “Saraylılar” türbesinin ve yaşadığı çileli hayat televizyon dizisi haline gelince ekran başından milyonlarca insana gözyaşı döktüren Kanuni Sultan Süleyman’ın eşi Mahidevran Hatun’un sırrını ortaya çıkarıyor.
Mektubu gönderen Fransa’da yaşayan ve Mahidevran Hatun’un
akrabası olduğunu söyleyen Melike d’Henin de Chimay,
elinde hem Osmanlıca soy kütüğü hem de 1953 yılında ailenin başvurusu üzerine Vakıflar
Genel Müdürlüğü’nün yazısı bulunuyor.
Muradiye Külliyesi’nin Bursa Büyükşehir Belediyesi
tarafından yapılan restorasyonu ve Muhteşem Yüzyıl dizisinin yarattığı ilginin
bir yansıması olsa gerek, Melike hanım, elindeki belgeleri ilgililere
ulaştırmak istiyor.
Önce Vakıflar Bölge Müdürlüğü’ne gönderilen mektup sonunda
işin ehli olan Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd.
Doç. Dr. Doğan Yavaş’a ulaşıyor. Belgelerde, çok önemli bilgiler yer
alıyor. Doğan Yavaş, tabi ki bunlarla yetinmiyor. Ankara ve İstanbul’a giderek,
Vakıflar’dan gelen yazının teyidini almaya çalışıyor. Ancak, titiz bir bilim
adamı olarak belgelerin doğru olduğuna inanıyor.
Belgelerde , ”Üç Hanım Kızlar” türbesinde defnedilenler babası Kanuni Sultan Süleyman tarafından Konya’da boğdurulan Şehzade Mustafa’nın eşleri Fatma Handan ve Nurcihan Hatun, yanlarındaki sandukalarda yatanların da hizmetçileri Ferhunde ve Leyla kalfalar, Saraylılar Türbesindekilerin de Mahidevran’ın kızkardeşleri olduğu anlatılıyor. Mahidevran’ın soy kütüğünde bir gerçek daha ortaya çıkıyor. Bugüne kadar cariye olduğu bilinen Mahidevran’ın aslında Osmanlı paşanın kızı olduğu belirtiliyor.
Doğan Hoca, şimdi çok önemli bulgular elde ettiği gelişmeleri anlatacağı bilimsel makaleyi hazırlıyor.
Bu bilgiler Bursa için gerçekten önemli. Doğan Hoca bunların devamının geleceğine inanıyor. Çünkü Muradiye Külliyesi için ve Kükürtlü’deki Hacı Hatice Sultan, Orhan Gazi ve Osman Gazi türbelerinde çok sayıda lahit ve mezar taşı var. Ancak kimlere ait olduğu bilinmiyor.
Doğan Yavaş, tarihçilerin sık sık dile getirdiği sözü tekrarlamadan yapamıyor. “Maalesef Türkler tarih yapmış ama tarih yazmamış”
Ancak, Doğan Yavaş, bu konuda yılmamak gerektiğini vurgulayarak, defnedilmiş kişilerin kimler olduğunu tespit etmenin, ecdadına karşı sorumluluklarının farkında olanlar için bir vefa borcu olduğunun altını çiziyor.
Doğan Hoca, bir taraftan bilimsel makale hazırlıklarını yaparken, diğer yandan restorasyonu devam eden Muradiye Külliyesi’nin açılış törenine gönderdiği belgelerle tarihe ışık tutan Melike d’Henin de Chimay’ı onur konuğu olarak Bursa’da ağırlamanın hazırlıklarını yapıyor.
Belgelerde , ”Üç Hanım Kızlar” türbesinde defnedilenler babası Kanuni Sultan Süleyman tarafından Konya’da boğdurulan Şehzade Mustafa’nın eşleri Fatma Handan ve Nurcihan Hatun, yanlarındaki sandukalarda yatanların da hizmetçileri Ferhunde ve Leyla kalfalar, Saraylılar Türbesindekilerin de Mahidevran’ın kızkardeşleri olduğu anlatılıyor. Mahidevran’ın soy kütüğünde bir gerçek daha ortaya çıkıyor. Bugüne kadar cariye olduğu bilinen Mahidevran’ın aslında Osmanlı paşanın kızı olduğu belirtiliyor.
Doğan Hoca, şimdi çok önemli bulgular elde ettiği gelişmeleri anlatacağı bilimsel makaleyi hazırlıyor.
Bu bilgiler Bursa için gerçekten önemli. Doğan Hoca bunların devamının geleceğine inanıyor. Çünkü Muradiye Külliyesi için ve Kükürtlü’deki Hacı Hatice Sultan, Orhan Gazi ve Osman Gazi türbelerinde çok sayıda lahit ve mezar taşı var. Ancak kimlere ait olduğu bilinmiyor.
Doğan Yavaş, tarihçilerin sık sık dile getirdiği sözü tekrarlamadan yapamıyor. “Maalesef Türkler tarih yapmış ama tarih yazmamış”
Ancak, Doğan Yavaş, bu konuda yılmamak gerektiğini vurgulayarak, defnedilmiş kişilerin kimler olduğunu tespit etmenin, ecdadına karşı sorumluluklarının farkında olanlar için bir vefa borcu olduğunun altını çiziyor.
Doğan Hoca, bir taraftan bilimsel makale hazırlıklarını yaparken, diğer yandan restorasyonu devam eden Muradiye Külliyesi’nin açılış törenine gönderdiği belgelerle tarihe ışık tutan Melike d’Henin de Chimay’ı onur konuğu olarak Bursa’da ağırlamanın hazırlıklarını yapıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder