DÜNYACA ÜNLÜ FOTOĞRAFLAR YANMAKTAN NASIL KURTARILDI

Bursa, bu yıl dördüncü kez fotoğraf festivaline ev sahipliği yapacak. 2011 yılında bir grup fotoğraf sevdalısının öncülüğünde başlatılan Fotofest, bu yıl yine dünyaca ünlü fotoğrafçıların katılımıyla gerçekleştirilecek. 

2011 yılında, “Karşılaşmalar”, 2012’de “İnsanlığın İzleri” ve 2013’te de “Hayatın Renkleri” temasıyla düzenlenen festivalin bu yılki başlığı “Birlikte Yaşamak”.

Bursa Büyükşehir Belediyesi, Bursa Kent Konseyi ve Bursa Fotoğraf Sanatçıları Derneği tarafından 6-11 Aralık tarihleri arasında düzenlenecek festivalin tanıtım toplantısı dün Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlendi.
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’nin verdiği bilgiye göre, toplam 12 bin dolarlık ödül verilecek yarışmaya 39 ülkeden bin 155 fotoğrafçı, 3 bin 834 eserle katıldı. Türkiye’nin 57 kentinden fotoğraf gönderildi. Festivale gönderilen fotoğrafların sadece yüzde 30’u sergilenme imkanı bulacak.

Festival, bir yandan dünyanın ilgisini Bursa’ya çevirirken, diğer yandan gelen fotoğraflarla da kente ayrı bir güzellik katmaya başladı.
Tıpkı Arnavutluk’un şimdilerde başbakanlığını yapan Edi Rama “Şehrinizi boya ile geri alın”  sloganıyla yola çıkarak, 2 yıl görev yaptığı Tiran Belediye Başkanlığı döneminde Avrupa Birliği fonlardan aldığı destekle kenti baştan başa rengarenk boyadığı projesi gibi. 
Bu başarının altında da ilk günden beri Fotofest Yürütme Kurulu Üyesi ve Koordinatörü Dr. Ceyhun İrgil’in imzası bulunuyor.
İrgil, 8 yıl önce Onkoloji Hastanesi’nde başhekim olarak görev yaparken, amansız hastalıkla mücadele eden insanlara moral vermek amacıyla hastane duvarlarına renkli tablolar yerleştirmek amacıyla “Griye veda, renklere merhaba” adlı proje başlattı. Güzel sanatlar öğrencilerine hazırlattığı yağlı boya tablolar hastane duvarlarında sergilendi.
İrgil, Fotofest’e başlayınca, gelen binlerce fotoğrafın da okullar ve resmi kurumların duvarlarına asılmasını önerdi.
Ancak, festivale katılan dünyaca ünlü fotoğrafçıların sergiye gönderdiği eserlerle ilgili şartı önüne engel olarak çıktı. Ünlü fotoğrafçılar, gönderdikleri eserlerin sergi sonunda yakılmasını ve bunların kamera kayıtlarının kendilerine gönderilmesini istiyorlardı. Çünkü bu fotoğrafların her biri 5-10 bin dolar değerindeydi.

İlk yıl gözyaşları içinde her biri sanat eseri olan fotoğrafları yakıp görüntülerini sahiplerine gönderen İrgil, sonunda aralarında Magnum Fotoğrafçısı Pulitzer Ödüllü Thomas Hoepker’in de yer aldığı sanatçıları, yaptıkları çalışmanın ticari olmadığını söyleyerek, ikna etmeyi başardı.
Hoepker’i 11 Eylül saldırısı sırasında çektiği fotoğraftan hatırlayacaksınız. Arkada uçakların çarptığı Dünya Ticaret Merkezi’nden dumanlar yükselirken, deniz kıyısında bisikletlerini duvara dayamış bir grup insanın yer aldığı fotoğrafı çeken sanatçı.
İrgil’in öncülüğünde başlatılan çalışmalarda bugüne kadar aralarında 50 okulun bulunduğu çok sayıda resmi kuruluşa 3 bin fotoğraf hediye edildi. Üstelik bir iki adet de değil, her birine 30 fotoğraf, üstelik çerçevelenmiş halde. Fotoğraf sevgisi için de önce seminer verilip, ardından fotoğraflar duvarlara asıldı. İrgil’in girişimleri sonucu 500’e yakın ödüllü fotoğraf da yakılmaktan kurtarıldı.

Bugünlerde, Thomas Hoepker’in aralarında -yukarıda anlattığım- ödüllü fotoğrafın da yer aldığı koleksiyonu, Uludağ Üniversitesi’ne armağan edilecek. 30 fotoğrafın toplam değeri 100 bin dolar civarda.

Aslında festivali düzenleyenlerin yanı sıra bir gönüllü ordusu da etkinliğin yükünü sırtında taşıyor. Öğrencisinden öğretmenine, işçisinden işadamına yüzlerce gönüllü, gelen fotoğrafçıların karşılanmasına, sergilerin hazırlanmasına kadar bir çok alanda çalışıyor.
Komitede yer alanların en büyük teşekkürü gönüllülere.
Bursalıları da çağrıyı Kent Konseyi Başkanı Semih Pala yapıyor. Pala, Bursalıları hem festival yürüyüşüne, hem de açılacak sergilere davet ediyor.