Hürriyet Bursa’dan defalarca
dile getirdim. Ancak, 65 yaş ve üstü vatandaşların şehir içi toplu
taşıma araçlarında ücretsiz seyahat etmeleri sorunu hala çözülemedi.
Üstelik, her geçen gün yeni sıkıntılarla yaşlıların karşısına çıkıyor.
Emekli-Sen Bursa Şube Başkanı Günay Onayman, üyelerinden gelen şikayetler üzerine yaptığı başvurulardan sonuç alamaması üzerine adeta isyan ediyor.
12 Temmuz 2013 tarihinde yürürlüğe giren 6495 sayılı Kanun ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın çıkardığı yönetmelikle bu hakkın kullanımı için, kişinin resmi Nüfus Cüzdanını göstermesinin yeterli olduğu ifade edilmesine rağmen maalesef Bursa’da sadece şehir içindeki Burulaş otobüslerinde uygulanıyor. Üstelik, 5 liraya alınan kartların yılda bir 15 lira karşılığı vize yaptırılması gerekiyor.
Kartı olsa bile Bursa Büyükşehir Belediyesi ve bir kısım ilçe belediyelerinden verilen yetkiyle çalışan halk otobüslerinden yararlanamayan yaşlılar üstüne üstlük bir de olmadık hakaretlere maruz kalıyorlar.
Onayman, yaşadıkları tüm bu sıkıntıları anlatmak için Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’den randevu talep etmiş, bir türlü yanıt alamayınca da sıkıntıları içeren dosyayı Altepe’nin özel kalemine bırakmış.
Sayın Altepe, lütfen bu sese kulak verin. Geçen yazımda belirttiğim gibi bir toplum ancak yaşlılarına verdiği değerle yücelir. Unutmayın hepimiz bir gün yaşlanacağız.
Emekli-Sen Bursa Şube Başkanı Günay Onayman, üyelerinden gelen şikayetler üzerine yaptığı başvurulardan sonuç alamaması üzerine adeta isyan ediyor.
12 Temmuz 2013 tarihinde yürürlüğe giren 6495 sayılı Kanun ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın çıkardığı yönetmelikle bu hakkın kullanımı için, kişinin resmi Nüfus Cüzdanını göstermesinin yeterli olduğu ifade edilmesine rağmen maalesef Bursa’da sadece şehir içindeki Burulaş otobüslerinde uygulanıyor. Üstelik, 5 liraya alınan kartların yılda bir 15 lira karşılığı vize yaptırılması gerekiyor.
Kartı olsa bile Bursa Büyükşehir Belediyesi ve bir kısım ilçe belediyelerinden verilen yetkiyle çalışan halk otobüslerinden yararlanamayan yaşlılar üstüne üstlük bir de olmadık hakaretlere maruz kalıyorlar.
Onayman, yaşadıkları tüm bu sıkıntıları anlatmak için Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’den randevu talep etmiş, bir türlü yanıt alamayınca da sıkıntıları içeren dosyayı Altepe’nin özel kalemine bırakmış.
Sayın Altepe, lütfen bu sese kulak verin. Geçen yazımda belirttiğim gibi bir toplum ancak yaşlılarına verdiği değerle yücelir. Unutmayın hepimiz bir gün yaşlanacağız.
ODYOMETRİ TEKNİSYENLERİ
İSYANDA
Sağlık Bakanlığı’nın Protez ve Ortez ile İşitme Cihazı merkezlerinde görev yapan sorumlu müdür ve odyometri teknisyenleri için eğitim programı tepkilere neden oldu.
Sağlık Bakanlığı’nın Protez ve Ortez ile İşitme Cihazı merkezlerinde görev yapan sorumlu müdür ve odyometri teknisyenleri için eğitim programı tepkilere neden oldu.
Sağlık Bakanlığı kendisine
yönetmelikle tanınan sorumlu müdür ve odyometri teknisyenlerinin
eğitimden geçirmesi kadar doğal ne olabilir ki diye sorabilirsiniz. Ancak tepki
eğitime değil, tüm Türkiye’de görev yapan 750 odyometri teknisyeni aynı
günlerde Antalya’ya eğitime çağrılıyor. Zorunlu olan 3 günlük bu eğitim
için katılımcılardan 500 lira ücret isteniyor. Organizasyonu yapan ise kısa adı
İŞİTSAD olan İşitme Satıcıları Derneği.
Tepki şuna; neden yerinde ya da bölgesel eğitim yerine tüm Türkiye’deki odyometri teknisyenleri Antalya’ya çağrılıyor. Meblağ da büyük toplamda 375 bin lira gibi bir rakam ortaya çıkıyor.
Soru işaretleri çok. Üstelik sadece odyometri teknisyenleri değil, onları istihdam eden özel işletmeler de bundan şikayetçi. Çünkü, tüm teknisyenleri eğitime gidecek olan işletmeler, satış yapamayacak yani işyerlerine bir nevi kilit vurulacak.
Kim haklı akılla ya da ne amaçla bu eğitim seminerini Antalya’da düzenliyor anlamak mümkün değil.
Tepki şuna; neden yerinde ya da bölgesel eğitim yerine tüm Türkiye’deki odyometri teknisyenleri Antalya’ya çağrılıyor. Meblağ da büyük toplamda 375 bin lira gibi bir rakam ortaya çıkıyor.
Soru işaretleri çok. Üstelik sadece odyometri teknisyenleri değil, onları istihdam eden özel işletmeler de bundan şikayetçi. Çünkü, tüm teknisyenleri eğitime gidecek olan işletmeler, satış yapamayacak yani işyerlerine bir nevi kilit vurulacak.
Kim haklı akılla ya da ne amaçla bu eğitim seminerini Antalya’da düzenliyor anlamak mümkün değil.
EMEĞE
SAYGI
Biraz dert köşesi gibi oldu farkındayım ama yazmak gerektiğine de inanıyorum.
Jandarma, kolluk kuvveti olarak görev yapmanın yanı sıra çevre ve sosyal sorumluluk çalışmalarıyla son yıllarda öne çıkmaya başladı.
Geçen hafta, Uludağ eteklerinde kent merkezine 30 kilometre uzaklıktaki Bağlı Köyünde oğulları 8 yıl önce bir cinayete kurban giden ve bakıma muhtaç kalan 80 yaşındaki Makbule ve 85 yaşındaki Süleyman Durmuş çiftine Yiğitali Jandarma Komutanlığı ekipleri sahip çıktı. Havaların soğumaya başlamasıyla birlikte evlerindeki sobaları bile yakmaya güçleri yetmeyen çifte, yaz boyunca her gün Jandarma ekipleri sabahları sıcak çorba öğle ve akşamları ise yemek götürerek komşularının yardımıyla bakımlarını sağlıyordu.
Hava koşulları artık tepelerine su geçen evde yalnız yaşamalarına elverişli olmadığı için Jandarma ekipleri yaşlı çifti Huzurevine yerleştirmek için girişimlerde bulundu. Yazışmalar yapıldı artık yaşlı çift yaşamlarının geri kalan kısmını geçirmek için Huzurevine kabul edildiler. Yiğitali Jandarma Komutanlığı ekipleri Makbule ve Süleyman Durmuş çiftinin sağlık kontrollerini yaptırmak için kucaklarına alarak taşıdılar.
Gerçekten saygı duyulacak ulvi bir davranış.
Ne güzel bir uygulama şikayet bunun neresinde diyebilirsiniz. Şikayet bu kez olayı izleyen DHA muhabirlerinden Hüseyin Tüccar ve Sebile Çetin’den. İki arkadaşımız bu özel haber için tüm gün mesailerini harcadılar.
Tam haberden dönerken, Osmangazi İlçe Jandarma Komutanı arkadaşımız Hüseyin Tüccar’ı arayarak denetlemede göstermek için çektiği fotoğraflardan istedi. Arkadaşımızda üç kare fotoğrafı verdikten sonra, “Sadece dosyanızda dursun gazetecilere servis yapılmasın” uyarısında bulunuyor. Hüseyin Tüccar, özel haberin başka yerlere gideceği kaygısıyla işini garantiye almak için bir de Jandarma Basın Bürosu’nu da arayarak özel haber yaptıklarının altını çiziyor.
Ancak, Hüseyin’in ne yazık ki korktuğu başına geliyor. Kendisinden alınan fotoğraflar, jandarma tarafından gazete ve ajanslara servis edilince özel haberinin hiçbir anlamı kalmıyor.
Tabi olay bülten haberine de dönünce gazetelerde de hak ettiği değeri bulmuyor.
Tekrar belirteyim jandarmayı bu tür sosyal faaliyetlerinden dolayı kutlamak gerekir ama emeğe saygıyı da unutmamak lazım.
Biraz dert köşesi gibi oldu farkındayım ama yazmak gerektiğine de inanıyorum.
Jandarma, kolluk kuvveti olarak görev yapmanın yanı sıra çevre ve sosyal sorumluluk çalışmalarıyla son yıllarda öne çıkmaya başladı.
Geçen hafta, Uludağ eteklerinde kent merkezine 30 kilometre uzaklıktaki Bağlı Köyünde oğulları 8 yıl önce bir cinayete kurban giden ve bakıma muhtaç kalan 80 yaşındaki Makbule ve 85 yaşındaki Süleyman Durmuş çiftine Yiğitali Jandarma Komutanlığı ekipleri sahip çıktı. Havaların soğumaya başlamasıyla birlikte evlerindeki sobaları bile yakmaya güçleri yetmeyen çifte, yaz boyunca her gün Jandarma ekipleri sabahları sıcak çorba öğle ve akşamları ise yemek götürerek komşularının yardımıyla bakımlarını sağlıyordu.
Hava koşulları artık tepelerine su geçen evde yalnız yaşamalarına elverişli olmadığı için Jandarma ekipleri yaşlı çifti Huzurevine yerleştirmek için girişimlerde bulundu. Yazışmalar yapıldı artık yaşlı çift yaşamlarının geri kalan kısmını geçirmek için Huzurevine kabul edildiler. Yiğitali Jandarma Komutanlığı ekipleri Makbule ve Süleyman Durmuş çiftinin sağlık kontrollerini yaptırmak için kucaklarına alarak taşıdılar.
Gerçekten saygı duyulacak ulvi bir davranış.
Ne güzel bir uygulama şikayet bunun neresinde diyebilirsiniz. Şikayet bu kez olayı izleyen DHA muhabirlerinden Hüseyin Tüccar ve Sebile Çetin’den. İki arkadaşımız bu özel haber için tüm gün mesailerini harcadılar.
Tam haberden dönerken, Osmangazi İlçe Jandarma Komutanı arkadaşımız Hüseyin Tüccar’ı arayarak denetlemede göstermek için çektiği fotoğraflardan istedi. Arkadaşımızda üç kare fotoğrafı verdikten sonra, “Sadece dosyanızda dursun gazetecilere servis yapılmasın” uyarısında bulunuyor. Hüseyin Tüccar, özel haberin başka yerlere gideceği kaygısıyla işini garantiye almak için bir de Jandarma Basın Bürosu’nu da arayarak özel haber yaptıklarının altını çiziyor.
Ancak, Hüseyin’in ne yazık ki korktuğu başına geliyor. Kendisinden alınan fotoğraflar, jandarma tarafından gazete ve ajanslara servis edilince özel haberinin hiçbir anlamı kalmıyor.
Tabi olay bülten haberine de dönünce gazetelerde de hak ettiği değeri bulmuyor.
Tekrar belirteyim jandarmayı bu tür sosyal faaliyetlerinden dolayı kutlamak gerekir ama emeğe saygıyı da unutmamak lazım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder