BERBERBEROĞLU’NA İLHAM VEREN ŞEHİR; BURSA

Kısa bir süre öncesine kadar Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmenliği görevini yürüten CHP’nin İletişim ve Medyadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Enis Berberoğlu, Ankara dışında ilk kez Bursa’da basın mensuplarının karşısına çıktı.
Gazetecilikten kalma alışkanlık olsa gerek, toplantı öncesi Berberberoğlu bir yandan tablet bilgisayarıyla gündemi izlerken, diğer yandan telefon görüşmelerini sürdürdü.
CHP İl Başkanı Metin Çelik’in, CHP İl Başkanlığı Basın Müşaviri Can Topaktaş’ın hazırladığı özgeçmişi okunduktan sonra “Hak etmediğim ölçüde iltifatlı bir tanıtım. Keşke bunları yarısı olabilsem” diyerek tevazuyu elden bırakmadı. Asıl, sürpriz ise özgeçmişte yeralan Berberoğlu’nun üniversite öğrenciliği yıllarında CHP’nin son öğrenci temsilcisi olduğu bölümdü.
40 yıl sonra CHP, saflarına dönen Berberoğlu, üslubu ve tane tane konuşmasıyla aslında siyasetçiden çok konusuna odaklanmış sunum yapan bir bilim adamı görünümündeydi.
Bursa analizi ise dışardan kente entelektüel bakışın en güzel örneklerinden biriydi.
Kısa bir süre önce Bursa’nın lale logosunu belirleyenlerin özellikle bu bölümleri dinlemesini isterdim.
Tabi Berberoğlu’nun Bursa’ya ilk gelişi değil, öğrencilik yıllarından beri Bursa’nın kendisine ilham verdiğini söyleyerek bunun bir methiye olmadığının da altını özellikle çizdi. Bursa, Berberoğlu’nda bir dünya başkenti imajı oluşturmuş.

Bunun nasıl oluştuğunu da detaylandıran Berberoğlu’na göre geçmişe göre mimariye önem verilmese de Bursa, Avrupa’ya yürüyüşün başladığı yer.

CNN İnternational’ın nitelemesini de Türkiye’nin Detroit’i nitelendirmesini de hatırlatan Berberoğlu’na göre, bunlar suya tirit meseleler. Türkiye’nin sanayisi, tarımı ile ön plana çıkan çok sayıda kent var. Bursa’yı bunlardan ayıran ise kompozisyon ve kimyası. Kış turizmi, tarımı ve bunların üzerine koyabildiği kültür hayatı, Bursaspor’u cemiyet hayatı, yerel medyası işte tüm bunlar bir araya geldiğinde dünya kentini oluşturuyor.
Analizinin ardından siyasetçi kimliğini ortaya koyan Berberoğlu, geçmiş seçimlerde tıpkı Nilüfer’de olduğu gibi sosyal demokrat bir yerel iktidarın oluşması beklentisini dile getiriyor ve ekliyor. “2015 seçimlerinde bu kent kendisine yakışan sosyal demokrat kadrolarla iradesini gösterir” 
MESLEĞİMİ SEVDİĞİM İÇİN İSTİFA ETTİM
Etnik ve kimlik siyaseti yapmakla eleştirdiği AKP iktidarına karşı CHP’nin nasıl pozisyon alması gerektiğini de vurgulayan Berberoğlu’na göre, yapılman son bir araştırmaya göre 29 milyon yoksul ve 20 milyon sosyal yardım alanın bulunduğu Türkiye’de seçmene nasıl iş bulacağının anlatılması gerekiyor.
Bunun için de medyadan hala umudunu kesmeyen Berberoğlu, 34 yıl çok severek yaptığı gazetecilikle ilgili ayrıntıları da anlattı. Mesleğini çok sevdiği için istifa ettiğini kaydeden Berberoğlu, genel yayın yönetmenliği alışkanlığı olsa gerek toplantının manşetini de bir gazetecinin sorduğu soruya verdiği “En kötü patron bile başbakanın patronluğundan iyidir” sözleriyle attı.
CHP’nin toplumun tüm kesimlerine ulaşmasıyla ilgili değerlendirmeler de yapan Berberoğlu, CHP’ye ihtiyaç duyduğu için girdiğini ve katkı sağlamayı umduğunu da ifade etti. CHP’nin sıradan bir parti olmadığının altını çizen Berberoğlu, partisinin sadece siyaset kurumu ile değil devletle uğraştığını anlattı.
2015 seçimi hazırlıklarını anlatırken, sosyal medya konusuna da değinen Berberoğlu, “Ak trollere karşı, halk troller olmayacak, ölsek bile havuz medya kurmayız” sözleriyle bu konuda nasıl ilkeli hareket edeceklerini kaydetti.

Berberoğlu’dan sonra söz alan CHP’nin renkli siması İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal da, sohbetin çerçevesinin çanak diye nitelendirdiği sorularla CHP çevresinde geçtiğine sitem ederek, TBMM’de görüşülmekte olan yeni yasayı ve hükümeti eleştirdi.
CHP’nin 5 yıldızlı bir otelin kahvaltı salonunu seçerek yaptığı basın toplantısı, 2015 seçimlerine nasıl iddialı hazırlandığının göstergesi oldu.
Her şey bir yana, bakalım Berberoğlu, idealist ve iyimser yapısıyla CHP’yi mevcut sistem içinde topluma nasıl anlatacak?