19 Ekim 2014 Pazar

HAYATINDA KEŞKELERİ OLMAYAN AKSAKAL


Bir tanıdığınızın ölüm haberini alınca geriye doğru onunla ilgili yaşamışlıkları bir film şeridi gibi gözden geçirirsiniz. 
Tanıdığım gazeteciler içinde büyük usta mevkiine koyduğum ender mesleki büyüklerimizden biri olan Saruhan Ayber’i yitirdiğimiz haberini alınca aynı duyguları yaşadım.
Mesleki anlamda hiç yollarımız kesişmese de bulunduğumuz ortamlarda, hep ne düşündüğünü merak ettiğim ve örnek aldığım insanlardan biri oldu.
Tüfek icat oldu, mertlik bozuldu misali günümüzde Google entelektüelleri çevremizi sardı. Yeni duyduğu şeyleri bilgisayardan ya da akıllı telefonları aracılığıyla Google’dan soran yeni neslin aksine Saruhan Ayber, tam bir entellektüeldi. Öğrendiklerini analiz edip sonuç çıkaran ve yorumlayan özelliği herkesi hayran bırakırdı. 
İzmir, İstanbul ve Bursa’da gazetecilik yapmanın deneyimlerini hiç üşenmeden gençlere anlatmayı severdi.
Bursa basınında bir çok gazetecinin ufkunu ve mesleki kariyerlerinin önünü açmıştı. Işık gördüğü gençleri gelecek eleştirilere aldırmadan editör, köşe yazarı yapar, arkasında da dururdu. Bu gençlerin gösterdiği başarı  ona ayrı bir saygınlık kazandırırdı.
Yılmaz Özdil’in 2 yıl önce Bursa’ya yaptığı ziyarette de bunun en güzel örneğini görmüştük.
Özdil’in sohbet yapacağı Çağdaş Gazeteciler Derneği Bursa Şubesi’nin bahçesine girer girmez Ayber’in yanına giderek, selamlamıştı.
Sonra da birlikte yaşadıkları ve Ayber’in bir anısını Özdil anlatmıştı. Hürriyet Bursa’da 3 Haziran 2012’de yayınlanan yazımın o bölümünü aynen aktarıyorum:
”Yıl 1969. Yer Yeni Asır Gazetesi.
ABD’li astronotlar aya ayak basıyor. Tabi gazetenin basıldığı saatlerde, astronotların yaşadıkları bu büyük olayla ilgili yorumları henüz dünyaya ulaşmamış.
Bir şeyler yazmak lazım. Gazete yönetimi bastırıyor.
Ayber, aya inişi güzel bir şekilde anlattıktan sonra vermiş sözü astronota, “İnsanlık için büyük bir adım” cümlesini yazıvermiş.
Gazete basılmış aynı günün akşam saatlerinde astronotların demeçleri çıkmaya başlamış. “Benim için küçük insanlık için büyük bir adım”
Böyle öngörüleri olan bir gazeteciydi Ayber. Son röportajını da Bursa’da yayın yapan Bursaport internet sitesinden Zafer Opsar’a vermişti.
Aslında duayen sözüne en çok uyan insanlardan biriydi. Türk Dil Kurumu son yıllarda duayen yerine Aksakal’ı kullanmamızı öneriyor. Başlıkta da o yüzden Aksakal’ı kullanmayı tercih ettim.
Son röportajı da ders niteliğindeydi. Bu röportajdan da birkaç cümle aktarmak istiyorum. 
“Hayatında keşkelerin varsa yaşamamışsın demektir. Ben hep doğru şeyler yaptığıma inanıyorum. Bu mutluluk bana yetiyor. Bu yaşta bu huzurla öleceksem bu mutlulukla öleceğim. Ama doğrularımı Ahmet’e Mehmet’e kanıtlamak zorunda da değilim. Aradığım sorduğum insanlar da beni tanıyan bir şey paylaşacağım insanlar…”
İlerleyen yaşına ve sağlığının bozulmasına rağmen yine de dünyayı en iyi şekilde izleyen Keşkeleri olmayan Aksakal’ın günümüzün medyasıyla ilgili yorumuyla bitirmek istiyorum. “ “ İletişim teknolojisi dünyada birçok şeyi etkiliyor. Mesela bize Müslümanlığın en çirkin yüzünü gösteriyorlar. Neler oluyor Suriye’de, Irak’ta. Ama bilmedikleri bir şey var. Örneğin internet. Arabistan’daki adamda da var internet. Kontrolü kaçırdılar. Şeriat ilan edilse de geçerli olmadığı ortaya çıkacak.
Akıl almaz derecede hızlı gidiyor bu. Bunun önüne geçemezler. Ben buna Gezi Olayları’nda inandım. Olaylar patlak verdiğinde İstanbul’daydım. Dubai’den oğlum Cenk aradı. ‘Görmüyor musun polis gaz sıkıyor’ dedi. Yani benden önce o görmüş oradan. Sonra olayın içine girdik tabi.”
Hepimizin başı sağ olsun.
YENİ BURSA GÜNLERİ...
MEHMET ALİ YILMAZ VE SARUHAN AYBER'LE BİRLİKTE SOHBET POZU...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yatırımcı çıkmayınca Büyükşehir yapacak

  27 Ekim 2021 Çarşamba, 07:56     Bursa'da yerel gündem son aylarda oldukça hareketlendi. Emek-Şehir hastanesi metro hattından T2'y...