02 Eylül 2021 Perşembe, 08:03
Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ), kurulduğunda, rektör, dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe'nin Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde tahsis ettiği geçici makam odasında oturuyor. Öğrenciler ise benzin istasyonundan çay-kahve alıyordu.
BTÜ bu güçlüklerle uğraşırken, daha sonra gerçek yüzü ortaya çıkan FETÖ terör örgütünün kurduğu üniversite ise el üstünde tutularak, araziler ve imtiyazlar sağlanıyordu.
O günlerde itibarsızlaştırılan BTÜ, aradan geçen 11 yılda, sağlanan imkanlarla öyle bir gelişim gösterdi ki yeni açılan bölümü, İstanbul ve Yıldız teknik üniversitelerinin ardından en yüksek puanla öğrenci alan eğitim kurumuna dönüştü.
BTÜ Rektörü Arif Karademir, ASTV'de yayınlanan Gözlem Kulesi programında bu dönüşümü ve gelinen noktayı anlattı.
11 yılda sıfırdan kurulan BTÜ' de 7 bin 500 öğrenci eğitim görüyor. Bunun bin 700'ü yüksek lisans ve doktora öğrencisi. Araştırmacı, dinamik ve sanayi ile entegre bir üniversite için yüzde 20 olan yüksek lisans ve doktora oranının yüzde 50'ye çıkarılması hedefleniyor.
250 öğretim üyesi ve 450 idari personelin görev yaptığı üniversiteye bu yıl bin 300 yeni öğrenci alındı. Tercihlerin açıklanmasıyla BTÜ'nün popülaritesi arttı ve kontenjanların yüzde 98'i doldu. Bunda Bursa'nın katkısı da var ancak, yeni açılan Denizcilik Fakültesi, İstanbul ve Yıldız teknik üniversitelerinin ardından üçüncü sırada yer aldı. Anadolu'daki 12 fakülteyi geride bıraktı.
Sadece öğrenci tercihleri değil, sanayi-üniversite ve üniversite-yerel yönetimler ilişkisi konusunda da önemli adımları atan Bursa Teknik Üniversitesi, geçtiğimiz aylarda önce İzmir Depremi sonrası hazırladığı rapor, ardından müsilaj atıklarının değerlendirilmesi konusunda üç projesiyle dikkat çekti. Orman yangınları sonrası uzmanların hazırladığı rapor, bu konudaki en kapsamlı çalışmalardan biriydi.
Bu çalışmalar sayesinde TÜBİTAK'ın sanayi doktora programında 23 proje ile Türkiye birinciliği getirdi. Deprem raporunu hazırlayan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Beyhan Bayhan, Cumhurbaşkanlığı deprem araştırma komisyonu başkanı oldu.
Üniversitenin sıkıntısı yok mu? Tabii ki var...
Aslında Bursa'da üniversite öğrencilerin genel sorunu. Türkiye genelinde KYK yurtlarına yerleşme oranı yüzde 22 iken bu oran Bursa'da yüzde 8'de kalıyor. Ayrıca yurtların dengesiz dağılımının da etkisi büyük. Bütün yurtlar batıya yoğunlaşmış durumda. Dolayısıyla Yıldırım'da eğitim gören öğrenci, yurt için her gün gidiş-geliş 50 kilometre yol katederek, Görükle'ye gitmek zorunda kalıyor.
Prof. Dr. Karademir, projelendirilen kampus içinde 550 kişilik kız, karşısında da 500 kişilik erkek öğrenci yurdunun bir an önce tamamlanmasını istiyor. Diğer bir isteği ise Denizcilik Fakültesi için Gemlik veya Mudanya'da yer tahsisi. Bu tür bölümlerin son iki yılının uygulamalı eğitim olması gerekiyor. O yüzden deniz kıyısı çok önemli. Prof. Dr. Karademir, Gemlikli ve mesleği denizcilik olan AK Parti Bursa Milletvekili Zafer Işık ile görüşerek destek istedi.
Denizcilik fakültesi Bursa için geç kalmış bir eğitim kurumu. Geçtiğimiz aylarda Marmara'da yaşanan müsilaj konusu gündeme geldiğinde denizi bulunmayan Ankara'daki ODTÜ'nün teknesi inceleme yapmaya başladı haberini okuduğumda, neden iki üniversitesi bulunan Bursa'nın neden böyle bir okulu ve gemisi yok diye sitem etmiştim. O yüzden bu fakültenin siyaset üstü olarak değerlendirip tüm kesimler tarafından desteklenmesi gerekiyor.
BTÜ'nün Teknofest'teki başarısını ise hafta sonu yazacağım.
İLK AV YÜZ GÜLDÜRMEDİ
Önceki gün, av yasağının sona ermesi dolayısıyla bu sezonun müsilaj gölgesi altında geçeceğini yazmıştım. Gece yarısından itibaren 'Vira bismillah' diyerek denize açılan balıkçılar, boş dönmedi ancak, ilk gün yüz de güldürmedi.
İlk gece en çok istavrit avlanırken, hamsi ve tekir de ağlara takıldı. Bursa Balıkçı halinde istavritin kasası 200, hamsinin ise 400 liraya alıcı buldu. Bunun balıkçı tezgahına yansıması ise istavrit 30, hamsi 60 lira olarak gerçekleşti.
Bursa Balıkçı Hali Dernek Başkanı Ziya Sidal'e göre, deniz suyunun sıcaklığı yüzünden balıklar derinlerde. 10-15 güne kadar durum netleşir. Yine de sezondan umut var...
BÜYÜME VE YENİDEN KISIR DÖNGÜ TEHLİKESİ...
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), bu yılın ikinci çeyreğine (nisan-haziran) ilişkin gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) sonuçlarını açıkladı. Türkiye ekonomisi yılın ikinci çeyreğinde yüzde 21,7 ile beklentilere paralel büyüdü.
Bursa Sanayicileri ve İşinsanları Derneği (BUSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ergun Hadi Türkay'a göre, 20201'in ikinci çeyreğinde yaşanan yüzde 21,7'lik büyüme 2020'nin telafisi anlamına geliyor. Bu aynı zamanda pandemi etkilerinin kırılmaya başladığının da göstergesi.
Geçen yıl ikinci çeyrekte yüzde eksi 10,4'lük bir küçülme yaşandığını hatırlatan Türkay, şöyle devam etti:
'Bu yılın ikinci çeyreğindeki yüzde 21,7'lik büyüme rakamını buna göre okumak gerekir. Yani aslında kayıpları telafi ediyoruz. Ancak bu bile Türkiye'nin üretici gücünün dinamikliğini gösteriyor. Fırsatlar yaratıldığında, üretimin önündeki sorunlar kalktığında Türkiye'nin neler yapabileceğin en güzel göstergesi bu rakamlar. Tabi ihracat da bizim için vazgeçilmez. İhracat odaklı planlamalar yapmalıyız. Ayrıca tarımsal üretimimizi ve verimimizi de artırmak zorundayız. "
BUSİAD Başkanı Türkay, üçüncü çeyrekte bu rakamlara, yangınlara rağmen, turizm sektörünün de dahil olacağını ve yıl sonu oldukça iyi bir rakamla kapanacağını da kaydederek, "Elbette aşılama, maske, mesafe ve hijyen kurallarına azami dikkat etmemiz şart. Aksi halde yeniden bir kısır döngü içine gireriz" değerlendirmesini yaptı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder