Koronavirüs pandemisinde, geçen sonbahar ve kış aylarında yaşadığımız kabus dolu günlerin ayak sesleri gelmeye başladı.
Kısıtlamaların kaldırıldığı temmuz ayı başında dört binlerde olan vaka sayısı çok kısa bir sürede 4 kat artarak 17 bine çıktı.
Geçen sonbaharda Bursa'da bile günlük vaka sayısı 5 bine çıkmış, sosyal medya hesapları vefat bültenlerinde dönmüştü. O günleri çok iyi hatırlarsanız; Aşı gelse de kurtulsak bu salgından diye yakınıp, tedarik de karşılaşılan sıkıntılar dolayısıyla eleştiriler yapıyorduk.
Oysa yaz başından beri tedarikte yaşanan sıkıntılar aşıldı. Artık neredeyse yoldan geçenleri çevirip aşı yapacak duruma geldik. Ancak bu kez bir türlü anlamlandırılamayan aşı karşıtlığı ve tereddüt ortaya çıkmaya başladı.
Vaka sayıları hızla yükselirken, aşılama hızı gittikçe düşüyor.
Türkiye genelinde bugüne kadar 67 milyon 466 bin doz aşı yapıldı. 2 dozu yaptıranların sayısı 39 milyon 726 bine ulaştı. Birinci doz Türkiye ortalaması ise yüzde 64 seviyesinde. Bunun anlamı şu: Türkiye geneli hala turuncu renkte. Yani yüksek risk grubunda.
Peki, Bursa'da durum nasıl?
Bursa Sağlık İl Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz'a sorduk. O da yanıtladı:
Bursa'daki vaka artışı Türkiye geneli ile paralel gidiyor. Rehavet ve aşılama hızının düşmesi vaka sayılarını yeniden 500'e yaklaştırdı.
Ciddi bir süreçten geçiyoruz. Dr. Yavuzyılmaz'a göre, bu kadar rehavet biraz fazla. Önceki gün Bursa'da 44 bin doz aşı yapıldı. Bunların büyük çoğunluğu ise ikinci ve üçüncü doz aşısını yaptıranlar. İlk doz aşılama hızı oldukça düşük. Özellikle gençlerdeki aşı tereddüdü ve karşıtlığı yüksek oranlarda seyrediyor. Bursa'da bugüne kadar bir milyon 520 bin doz aşı yapıldı. 17 yaş üzeri hedeflenen kitlenin sayısı 2 milyon 400 bin.
Hedef kitleden 840 bin kişi henüz aşı olmadı. Bunun yorumunu ben yapayım: Yaklaşık bir milyon kişi, çoğunluğu da genç olan bir kitle kurallara uymadan hastalığın yayılmasına neden oluyor.
Dr.Yavuzyılmaz, aşı hızının yavaşlamasına rağmen Bursa'nın yüzde 65'lik orana ulaşarak aşı haritasında yüksek riskli turuncudan sarıya geçmesinin önemli bir gelişme olduğunu vurgulayarak, özellikle gençleri aşı olmaya davet etti.
Aslında en çarpıcı uyarı ve çağrıları Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, durumu kamuoyuna duyurduğu sosyal medya hesaplarındaki mesajları aracılığıyla yapıyor. Önceki günkü 'ne yapalım böyle oldu diyemeyiz. Hemen yapacağımız şeyler var' mesajını veren Koca, şunları yazdı: Kurallara uymaz ve aşımızı hemen ilk fırsatta yaptırmazsak, salgını durdurmak uzun sürebilir. Ödediğimiz bedelleri, yaşadığımız kısıtları, maddi ve manevi kayıpları düşünün. Ne çok insanı kaybettiğimizi hatırlayın. Salgın aşısız yenilmez. Aşınızı olun'
Doğru söze nedir?
TABİP ODASI BAŞKANI: DÖRDÜNCÜ DALGADA ÜÇÜNCÜYÜ ARAR HALE GELEBİLİRİZ
Bursa Tabip Odası Doç. Dr. Alpaslan Türkkan'a vaka sayılarının yükselmesini ve beklentilerini sorduk.
Türkkan'a göre, bayram tatilinin faturası ağır olacak gibi görünüyor. Hasta sayısındaki azalma sonrası yasakların kaldırılmasıyla oluşan rahatlama sonucu kişisel koruma önlemleri terk edildi. Ardından gelen 9 günlük bayram tatilinde ise bırakın maske takmayı fiziki mesafenin bile kalmadı.
Üstüne bir de tüm dünyada sorun olmaya başlayan delta varyantına karşı sınırlarımızı kapamak yerine açınca kontrolsüz girişler başladı. Rusya'da delta varyantı nedenli panik yaşandığı sırada Antalya'daki otellerimiz Rus misafirler ile doldu.
Delta varyantının kontrolsüz girişi ile aşı oranı düşük ve rahatlamış, maskesiz, fizik mesafeye uymayan toplum büyük risk altında kaldı. Türkkan, 'Hasta sayısının Ağustos ayının ikinci haftasında artmaya başlaması ve bu artışın ölüm sayılarına Eylül ayında yansıması beklenebilir. Kötü bir sonbahar ve geçtiğimiz yılın benzerini yaşarız. Dördüncü dalgada üçüncüyü arar hale gelebiliriz' dedi.
Aşı konusuna da değinen Türkkan, aşı karşıtlığının yanı sıra tereddüdün de çok fazla olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:
'Aşılama çok yavaş gidiyor. Bu varyantla birlikte aşılamanın az olduğu toplumlarda ciddi vaka sayılarıyla karşılaşmak mümkün. Aşı karşıtlığını kırmak kolaydı. Ancak güven konusunda sorunlar oluştuğu için aşı karşıtlığı körüklendi'
Güven ve şeffaflıkla ilgili İngiltere merkezli bir çalışmayı örnek gösteren Türkkan, 'Şeffaflık, yönetim ve kullanım araçlarıyla ilgili kapsamlı bir değerlendirme sonucu indeks çıkarılmış. 100 ülke arasında Türkiye, 97'inci sırada. Bizim altımızda Sırbistan, Türkmenistan ve Kuzey Kore var. Mısır, Kamerun, Uganda bile bizden üstte' dedi.
AŞI KARŞITLIĞI VE TEREDDÜDÜN 10 NEDENİ
Koronavirüs salgınında bugünlerde yaşadığımız en önemli sorun aşı karşıtlığı. Bu, aşılama hızının düşmesine neden oluyor. Türkiye'de hala 22,2 milyon kişi aşı olmadı.
Bilim insanlarının değerlendirmelerine göre, aşı karşıtı olanların yanı sıra bir de aşı karşıtlığı propagandasından etkilenenler var. İnsanların kafası karıştığı için tereddüt başlıyor. Gençlerin aşı olmasının en önemli faktörlerinden biri sosyal mecralardaki tartışmalar. Aralarında doktorlar da olunca işin ciddiyeti artıyor. Ayrıca insanların doğasından mıdır bilinmez ama her alanda olduğu gibi komplo teorilerinin etkisi altında kalıyoruz. Komploya inananlar, kısa sürede bunun savunucusu haline gelip, aşı karşıtlığını körüklemeye başlıyorlar. Geçtiğimiz günlerde yapılan bir derlemeye göre, en yaygın 10 bahane şöyle sıralanmış:
'Korona salgınına inanmama, aşının etkili olmadığı, yan etki korkusu, cip takılacağı, alerji ve kısırlık yapacağı endişesi, yabancı ajanların bu işi körüklediği, Türk aşısı beklentisi, bir de ihmalkar olanlar ile 'bana bir şey olmaz' diyenler'
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder