Koronavirüsün üçüncü pik yapması üzerine alınan 17 günlük tam kapanma dün sona erdi ve kademeli geçiş dönemi başladı.
Peki, kapanma virüsün yayılmasını önledi mi?
Sağlık Bakanlığı'nın açıkladığı rakamlara bakılırsa etkiledi. Türkiye genelinde 60 binlerden 10 bine, Bursa'da ise 2 bin 500'den günlük 400 rakamına inildi. Bilim insanlarının vaka sayısının azalmasında test sayısının düşmesinin de etkisi var ama hastaneler ve yakın çevremizden gözlemlerimiz de virüsün yayılma hızı tamamen durdurulamasa da büyük bir düşüş sağlandı.
Önemli olan bundan sonraki süreç. Çünkü 1 Mart'taki kısıtlamaların gevşetilmesi sonucu yaşadıklarımız ortada. Davul zurna çalarak pandeminin yayılmasına neden olundu. Sonra Ramazan ayının başlangıcındaki tedbirler de kar etmeyince tam kapanma seçeneği devreye girdi.
Bursa'nın son durumu konusunda bilgi veren İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz, bayram öncesi sadece hafta sonları 400'ün altına inen vaka sayısının artık hafta boyu aynı seyirde devam ettiğini söyledi.
Dr. Yavuzyılmaz'a göre, bundan sonraki süreçte tedbirin yanı sıra aşılama büyük önem taşıyor. Bursa'da sırası gelenlerin aşıdan imtina etmeleri ise dikkat çekici rakamlara ulaşıyor.
Sosyal medya hesabından Bursalara seslenerek, 'Pandemiden kurtulmamızın çaresi tedbir ve aşı, lütfen tedbirlere uyalım ve aşı hakkı olan vatandaşlarımız hiç geciktirmeden randevularını alıp aşılarını yaptırsınlar' mesajını verdi.
Bursa'da bugüne kadar 970 bin doz aşı yapıldığını, ikinci aşıyı yapanların sayısının ise 400 bine ulaştığını kaydeden Dr. Yavuzyılmaz, şöyle devam etti:
'Aşı ve randevuda hiçbir sıkıntımız yok. Ancak sırası gelenlerin aşı olmaması en önemli sorunumuz. Bugün Avrupa ülkelerine baktığımızda aşı sayesinde normal hayata geçiş sürecinin hızlandığını görüyoruz. Biz de nüfusumuzun yüzde 50-60'ını aşılarsak o günlere daha çabuk ulaşırız. Burada vatandaşlara da düşen görev aşı konusunda imtina etmemeleri. Aşı,bulaşmayı belki önlemeyebilir ama yoğun bakım ve ölüm oranlarını büyük oranda düşürür'
Dr. Yavuzyılmaz, vaka sayısının arttığı dönemlerde sınıra yaklaşan hastanelerin normale dönmeye başladığını da belirterek, 'Hastanelerimiz rahat bir nefes aldı. Şu anda Bursa'daki tüm hastanelerde yoğun bakım da dahil korona tedavisi gören hasta sayısı 800 civarında. Bu rakamlarda tutmamız gerekiyor' dedi.
Dr. Yavuzyılmaz, haklı. Bizim ev hapsi yaşadığımız günlerde İtalya, İngiltere, Danimarka ve İsrail'den gelen görüntülere baktığımızda imrenmedik desek yalan olur. Bunların hepsi aşı sayesinde gerçekleşti.
Sırası gelen lütfen aşıya...
MARMARA'DA KORKULAN OLDU
Marmara Denizi'nde yaklaşık bir aydan beri devam eden musilaj ya da diğer bilinen adıyla salya canlı yaşamı tehdit ediyor.
İlk çıkıp denizin üzerinde tabaka oluşturduğu günlerde bilim insanları bunun deniz tabanına inmesinin daha büyük tehlikeye yol açacağına işaret etmişti.
Korkulan oldu. Geçtiğimiz günlerde, Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu Çevre Kurulu Başkanı, belgesel yapımcısı Tahsin Ceylan ve ekibindeki Aşkın Yakıştıran ile Mehtap Akbaş Çiftçi ,Kumsaz'da dalış yaparak, deniz tabanına çöken müsilajın etkilerini görüntüledi.
Dalış sonrası açıklama yapan Tahsin Ceylan, asıl trajedinin su altında yaşandığına vurgu yaparak tanık oldukları durumu doğanın haykırışı ve gözyaşları olarak niteledi.
'Doğa mutlaka intikam alacaktır' diyen Ceylan, azot ve fostor açısından yoğun olan evsel atıkların bu olayın yaşanmasında en önemli etmenlerden olduğunu söyledi. Ceylan, ' Arıtma tesisleri, yapılan yatırımlar, artan nüfus baskısı karşısında yetersiz kalıyor. Kıyısal alanların yüzde 82'sinde ise hala arıtma sistemi bulunmuyor. İnsanlık bu şekilde kendi sonunu hazırlıyor" dedi.
Ceylan'ın ekibinde yer alan Mehtap Akbaş Çiftçi, bir zamanlar Bursa Hâkimiyet'te gazetecilik yapan başarılı bir sualtı fotoğrafçısı. Gemlikli olan Çiftçi, Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde dalışlar gerçekleştirerek, bir birinden güzel görüntüler çekmeye devam ediyor.
GEMLİKLİ DALGIÇ KONUŞTU: DURUM VAHİM
Dalış sırasında yaşadıklarını sorduğum Mehtap Akbaş Çiftçi, çocukluğunun geçtiği Gemlik kıyılarının bir zamanlar pırıl olduğunu hatırlatarak , dalış sırasında yaşadığı ve kaydettiği kirliliği anlattı.
Salyanın Marmara Denizi'nin birçok bölgesinde görüldüğünü vurgulayan Çiftçi, dalış için Gemlik'i tercih etmelerinin nedeninin buradaki yoğun salya birikimi olduğunu söyledi.
Vali Münir Karaloğlu döneminde bu bölgede dalış yaptıkları için önceki durumu bildiklerini de kaydeden Çiftçi, şöyle devam etti:
'Kumsaz'daki dalışımızda salyanın çöktüğü bölgede herhangi bir canlı yaşamı göremedik. Sadece iki gümüş balığı görebildim. Bizim ekipten bir tane yengeç gören olmuş. Durum bu kadar vahim. Salya deniz tabanına inince yaşamı bitiriyor. Gemlik körfezinde yeşil yosunlar vardır. Bunlar kirliliğe en yüksek toleransı olan canlılar. Ancak onların üzeri de salya ile kaplanınca ölüyor. Çok hazin bir durum'
Sıkıntıların evsel atıklardan kaynaklandığını vurgulayan Çiftçi, bu konuda yaşanan bilgi kirliliğine de dikkat çekti:
'Birçok belediyenin arıtması yok. Evsel atıklar derin deşarjla denize bırakılıyor. Pandemi dolayısıyla çok fazla tüketim olunca arıtması olanlar da yetersiz kaldı. Bu konudaki bilgi kirliliğinin önlenmesi için araştırma yapılması gerekiyor. Kirliliğine neden olan etkenleri ortadan kaldırmak herkesin görevi'
Kirliliği yakından takip eden 2014-2018 yılları arasında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşarı olarak görev yapan 23'üncü dönem Hatay Milletvekili Prof. Dr. Mustafa Öztürk, günlerdir sosyal medya hesabından Marmara'daki kirliliğe dikkat çekiyor.
Dibe çöken salyanın zaten kısıtlı olan oksijeni hızla tükettiğini ve yaşamı sonlandırdığını kaydeden Prof. Dr. Öztürk, 'Çözüm Marmara denizi kirletilmemeli ve hassas alan ilan edilmelidir' çağrısı yaptı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder