Toplu konut bölgesi olarak kurulan Nilüfer, 34 yılda otelkentten cazibe merkezine dönüştü ve Bursa'da odak kaymasına neden oldu.
Heykel-Setbaşı, Altıparmak-Kültürpark turları yerini yeni FSM ve Özlüce'ye terk etti. Bursa'nın dört bir yanından insanlar, kültür-sanat etkinlikleri, sosyal mekanlar için Nilüfer'e akın etmeye başladı.
Bunun nedeni batıya doğru göçün yanı sıra Nilüfer'deki yeni yerleşim alanlarında sosyal yaşama daha doğrusu kentte olması gerekenlere yer verilmesiydi.
Son yıllarda Osmangazi ve Yıldırım'da yeni oluşan konut alanları da beraberinde cazibe merkezleri oluşturuyor.
Yıldırım Millet Mahallesi bunun en güzel örneklerinden biri. Kafeler, marka restoranlar, mağazalarla renklenen Mahallede sayesinde burada oturanlar artık Nilüfer'e gitme ihtiyacı duymuyor.
Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz'ı Sönmez Medya Genel Müdürü Burak Özgün, Bursa Hakimiyet Gazetesi Yazı İşleri Müdürleri Kemal Göz ve Ali Kemal Aksakal, AS TV Televizyon Müdürü Ersin Yıldıran, AS TV Program Müdürü Sevda Kurul, Sönmez Medya Reklam Yönetmeni Dilek Hemşeri ile birlikte ziyaret ettik.
Başkan Yılmaz, bizleri Mümine Şeremet Uyumayan Kütüphanesi'nde ağırladı. Önceki hafta 2 yıllık icraat toplantısını da aynı mekanda izlemiştim. Ancak yoğunluk nedeniyle kütüphaneyi yakından görme imkanı bulamamıştım.
Önceki dönem belediye başkanı İsmail Hakkı Edebali'nin kentsel dönüşüm proje merkezi olarak yaptırdığı binaya deyim yerindeyse sihirli değnekle dokunulmuş gibi.
Mimarlık fakültelerine bağışlanan maket masalarının yerini oturma grupları ve kitaplıklar almış.
Geçen gelişimde görmemiştim. Kütüphanenin bir duvarında, Allah'ın ilk emri olan 'oku', diğer duvarda ise Arjantinli yazar ve şair Luis Borges'in 'Ben cenneti hep bir çeşit kütüphane olarak düşlemişimdir' sözleri yer alıyordu.
Binanın kütüphaneye dönüştürülmesi fikri Başkan Oktay Yılmaz'dan çıkmış. Topladığınızda yılda toplam 30 gün kullanılabilen bina, pandemi şartlarına rağmen dolup taşıyor. Şu anda 20 bin kitabın bulunduğu kütüphanede, ücretsiz çorba, çay ve kek ikramı da yapılıyor.
Kentin dört bir yanından öğrenci ve gençler, kütüphaneye adeta akın ediyor. Raylı sisteme yakın olduğu için de Bağlarbaşı'ndan Nilüfer'e, Hamitler'den Görükle'ye kadar bir çok bölgeden gençlerin yeni cazibe merkezi haline gelmiş.
Demek ki uyumayanını ve kalitelisini yaparsanız Nilüfer'den de gelirler....
Yıldırım'da yerel yönetimler uzun yıllardan beri kentsel dönüşüm için zaman ve emek harcamış. Bu yüzden şehir kültürünün en önemli unsurlarından biri olan sosyal yaşam alanları hep ikinci plana itilmiş. Seçim döneminde vatandaşların bu konudaki taleplerini gören Oktay Yılmaz da ilk adımı Uyumayan Kütüphane ile atmış.
Şimdi ikincisi için kolları sıvayan Oktay Yılmaz, Mimarsinan'da yüzde 30 kapasiteyle çalışan ve geçtiğimiz yıllarda yurda dönüştürülmesi planlanan oteli de kütüphane yapmak istiyor. ^bin metrekarelik alandaki proje çalışmaları devam ediyor. Bu sene inşaat tamamlanırsa hemen açılacak. Çünkü talep var.
Son not: Koronavirüs nedeniyle kurulan kitap dezenfeksiyon cihazı ve yüksek tavanlar, virüs kapma korkusunu biraz olsun gideriyor. Ayrıca ödünç kitap uygulaması da var.
YENİ PROJE TAKASLA GERÇEKLEŞTİRİLECEK
Yıldırım'da eski tıp fakültesi binası yıkıldıktan sonra ortaya çıkan arsa için Sağlık Bakanlığı projeler üretti. Ancak bir türlü hayata geçirilmedi. Sağlık alanı olduğu için de atıl durumda bekliyordu.
Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, hem bu alanı hem de üstündeki BUSKİ'ye ait su deposunun bulunduğu parkı değerlendirmek için çözüm formülünü buldu. Bu alanın hemen karşısında bulunan DSİ Bölge Müdürlüğü'nden 9 dönümlük alan takasla sağlandı. Tapuyu alan Yılmaz, sağlık bakanlığı ile takas yaparak, eski hastane binasının yerini elde etti.
Şimdi 30 dönümlük bu alanda Duaçınarı Sosyal Yaşam Merkezi inşası için proje çalışmalarına başlandı. Yakında da temeli atılacak. Bursa'nın en büyük sosyal yaşam merkezlerinden biri olacak bölge de Yıldırım'ın yeni cazibe merkezi olacak. İçinde bin kişilik çok amaçlı salon, sinema, sanat galerisi ve bin araçlık otopark bulunacak. Büyükşehir Belediyesinin desteğiyle hayata geçirilecek proje aynı zamanda bin araçlık otoparkıyla park et, devam et noktalarından biri olacak.
KORONAVİRÜSTE AŞI VE 'BEN GEÇİRDİM' YANILGISI
İnsanlığın üzerine kabus gibi çöken koronavirüsle ilgili her gün yeni bir gelişme bizi daha karamsar hale getiriyor.
Geçtiğimiz günlerde televizyonda konuşan bilim insanlarından biri Şili örneğini vererek aşı yanılmasını anlatmıştı. Şili'nin büyük bölümü aşı olduktan sonra insanlarda bir rahatlama başlamış. Ardından salgın yeniden pik düzeyine ulaşmış.
Pandemi başladığından beri katıldığı her televizyon programında, insanların duymak istedikleri iyi haberler yerine gerçekleri paylaşmayı tercih eden Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, dün yeni bir açıklama ile endişeleri arttırdı.
Bilindiği gibi koronavirüs geçirenlerde bağışıklık oluştuğu ve 6 ay süre içinde hastalığa yakalanmayacakları söyleniyordu. Hatta aşılama sırası da buna göre tespit ediliyordu. Koronavirüs geçirmişseniz 6 ay sonrasına gün veriliyordu.
Prof. Dr. Ceyhan'ın dün yaptığı açıklamaya göre, hastalığı geçirmiş olmak istenilen düzeyde bağışıklık sağlamıyor. 'Ben hastalık geçirdim' deyip rahat olmamak lazım.
Yatan hastaları içinde üçüncü defa enfeksiyon geçirenler olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Ceyhan, şöyle devam etti:
'Şu kadarı hastalık ile bağışıklık kazanır, şu kadarını da ben aşılarım' diye hesap yaparsak; Hindistan bunu yaptı, büyük bir patlama yaşadı. Aşı ve tedbiri birlikte yürütmeden vaka sayısının azalması mümkün değil. Biz '6 ay bekleyin' diye söylüyorduk, mutant virüs ile ortaya çıkan vakalarda daha erken hastalanmalar olduğunu görüyoruz; aşıyı da belki 6 ay sonra değil, daha erken sürede yapmamız gerekecek' dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder