Yoğun göç, büyükşehirleri nefes alamaz duruma getirdi. Hükümet ve yerel yönetimler, şehirlerdeki hızlı büyüme nedeniyle hizmetleri yetiştirmekte zorlanıyor.
Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda yüzde 24,2 olan kent nüfusu oranı günümüzde yüzde 80'e ulaştı. Artık köylerde kimse yaşamıyor. Büyükşehirler ise iş bulma imkanları dolayısıyla cazibe merkezi.
Sağlıktan ulaşıma, eğitimden içme suyu sağlanmasına kadar tüm alanlardaki yatırımlar göçlerle yaşanan büyüme hızına yetişmiyor.
İki örnek vermek gerekirse; Bursa'nın derslik ihtiyacı hat safhada.
Açığın kapatılması için hayırseverlere okul çağrısı yapılıyor. Su kenti olarak bilinen Bursa'da, geçen yıl ağustos ayında büyükşehir yeni kuyular açmasaydı su kesintileri başlayacaktı.
Bu listeyi daha da uzatmak mümkün.
ASTV'de yayınlanan Gözlem Kulesi programına konuk olan Bursa Kent Konseyi Başkanı Şevket Orhan ile kuraklık, iklim değişikliği ve hızlı büyüme ile ilgili konuları ele aldık.
Uzun yıllar belediyecilik, ardından siyaset ve milletvekilliği de yapan Şevket Orhan, kendisinin de zaman zaman vurguladığı gibi hiçbir beklentisi olmadığı için bazı konuları içtenlikle dile getirmekten kaçınmıyor.
Kuraklık ve iklim değişikliği konusunun Bursa'nın geleceği açısından çok önemli olduğuna dikkat çeken Orhan'a göre, su, hava ve toprak bugüne kadar çok hor kullanıldı. Bizden sonraki nesillere daha güzel bir ortam bırakılması için aklımızı başımıza almamız gerekiyor.
'Artık yeter' diyen Orhan, şöyle devam etti:
'Bugün bir sürü işyeri yeraltından suyu çekip kaçak kullanıyor. Bu da yetmezmiş gibi pis suyunu aynı yere deşarj ediyor. Bu su hepimizin hakkı. Bundan sonra gelecek açısından hava, su ve toprak için ciddi tedbirler alınması gerekiyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, bu konuya hassasiyet gösteriyor. İki önemli toplantı yapıldı. Herkes mevcut durumu anlatıp, çözüm önerileri getiriyor. Önemli olan bunların hayata geçirilmesi ve denetim'
Şevket Orhan, çok uç bir şey söyleyeceğim vurgusunu yaptıktan sonra şu öneride bulundu:
'Vatandaşlarımız belki bize kızabilir ama lütfen kızmasınlar. Bursa'daki su miktarımız neyse ona göre, hesaplama yapılarak nüfus belirlenmeli. Göç ona göre ayarlanmalı. Kimseye gelme deme gibi lüksümüz yok ama suyun olmadığı bir yere neden gelsin. Hava ve toprağın olmadığı bir yere niye gelsin. Görüşüm uç gibi görünebilir ama konuşulması lazım'
Aslında, Şevket Orhan'ın dile getirdiği konu İstanbul için yıllardan beri konuşuluyor. Bursa da büyüdükçe bu konular daha çok gündeme gelmeye devam edecek.
DEPREM UZMANINDAN UYARI: BURSA GEÇ KALIYOR
Bülent Ecevit Üniversitesi Geomatik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu, geçen hafta Sönmez Medya'ya ziyaretime geldi.
Eşi Mudanyalı olduğu için tatil dönemlerinde Bursa'ya gelen Prof. Dr. Kutoğlu, deprem konusunda, açıklamalarına kulak verilmesi gereken uzman bilim insanlarından biri.
Bursa ile ilgili uydudan yer hareketlerini ilk kez inceleyen Prof. Dr. Kutoğlu'nun araştırması oldukça ses getirmişti.
Japonya'nın Pulsar uydusu aracılığıyla radar infermetri yöntemiyle Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın İznik-Gemlik- Mudanya yönüne uzayan Güney kolu ve Bursa içindeki fay hatlarını inceleyen Prof. Dr. Kutoğlu, Güney kolundaki hareketin kuzeye göre daha yavaş olduğunu belirlemişti.
Tam bu noktada bir uyarıda bulunan Prof. Dr. Kutoğlu, şöyle devam etti:
'Yavaş ama daha önce burayı ölçmediğimiz için bardağın ne kadarı doldu bilemiyoruz. Belki 100 yıl önce daha hızlıydı. Stresin ne kadar biriktiğini kimse bilmiyor. Bardak dolduysa belki yarın veya seneye kırılabilir'
Bursa açısından sadece güney kolu ve kendi faylarını konuşmanın yanlış olduğu vurgusunu da yapan Prof. Dr. Kutoğlu, Marmara'nın kuzeyinde meydana gelecek bir depremden sahil ilçeleri ve Bursa'nın da ciddi biçimde etkileneceğini söyledi ve Silivri'de meydana gelen 5,7'lik depremi örnek gösterdi:
' Kuzeyde olsa bile deprem Bursa'yı sallayacak. AFAD'ın ivme ölçer kayıtlarına baktığınızda 5,7'lik Silivri depreminde, Bursa'nın zemini kötü deniz kıyısındaki ilçelerinde İstanbul 'un kayalık zeminlerinden daha fazla sallanma var'
İstanbul'da iyi kötü bir şeyler yapıldığını ama güneyde Bandırma dahil ciddi bir hazırlık olmadığını savunan Prof. Dr. Kutoğlu, Bursa'nın geç kaldığını, bir an önce envanter çalışmalarına başlanarak depreme dayanıksız yapıların tespit edilmesi ve ona göre tedbirler alınması gerektiğini vurguladı.
Depreme hazırlık ve alınması gereken önlemler konusunda yöneticilerin cesur olması gerektiğinin altını da çizen Prof. Dr. Kutoğlu'na göre, kentsel dönüşüm yanlış uygulanıyor. Müteahhitler kamu yararına iş yapmıyor. Onların amacı kar. Devlet bu sorunu çözmek istiyorsa vatandaşla devlet yatırım ortaklığı modeli geliştirilecek. Bunun için yıllardır alınan deprem vergileri ve DASK ilk kaynak olarak kullanılabilir.
ZEYTİN AĞAÇLARINI DON VURDU
Türkiye'nin en kaliteli sofralık zeytinlerinin yetiştirildiği Gemlik, Orhangazi, Mudanya ilçelerindeki ağaçlar, geçtiğimiz haftalarda havaların aşırı soğuk olması yüzünden yaşanan dondan zarar gördü.
Zeytin konusunda yaptığı çalışmalarla ilk kez pirim ödenmesini sağlayan AK Parti Bursa Milletvekili Zafer Işık, üreticilerin sorunlarını dinlemek amacıyla dün Gemlik'in Hamidiye, Mudanya'nın Akköy ve Çepni mahallerinde incelemelerde bulundu.
Kendisi de Gemlikli olduğu için zeytin yetiştiriciliği konusunda bilgisi bulunan Işık, 'Don olaylarından zarar gören zeytin bahçeleri üzerine üreticilerle fikir alışverişinde bulunduk ve neler yapılabileceğini değerlendirdik' dedi.
Tarım müdürlüklerinin tespitlere başladığını ve ortaya çıkacak tabloya göre, Tarım ve Orman Bakanlığı'nda talepte bulunacaklarını da kaydeden Işık, 'Umarız zarar büyük değildir. Don yiyen ağaçlar kendilerini toparlar' dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder