Koronavirüs pandesiminde insanlık bir sınavdan geçiyor ama bunda başarılı olduğumuz söylenemez.
Aşı, ilaç, tedavide kullanılan araç-gereçler hepsi, dev şirketlerin büyük paralar kazanma aracı haline geldi. Parası olan ülkeler aşı ve ilaca ulaşıyor.
Aşı fiyatlarına bakın; Moderna 37, Sinovac 29,7, Sinopharm 20, Pfizer-Biontech 19.5, Novavax 16, Johnson&Johnson ve Sputnik V ve AstraZeneca 10 dolar. Bunları ülkelerin uygulayacağı dozla çarpın ortaya ne kadar büyük rakamların çıktığını göreceksiniz.
Sadece aşı mı? Değil...
Dünya Sağlık Örgütü'nün koronavirüse karşı geliştirdiği ilaçlar arasında tek umut verici olarak nitelendirdiği Remdesivir'in bir kutusu 3 bin 120 dolar. Paranız olsa bile bulamıyorsunuz. Çünkü sadece ABD'de satılıyor. İlacın maliyeti ise sadece 5,6 dolar.
Düşünün aşılar ve ilaçların patentsiz tüm dünyada insanlığın hizmetine sunulsa bu kadar can kaybı belki yaşanmazdı.
Gelir dağılımındaki adaletsizlik eskiden de vardı. Ama geçmişte her şeyin para olmadığını düşünen bilim insanları vardı. Tıpkı 1950'li yıllarda polio ya da bilen adıyla çocuk felcine karşı aşı geliştiren Jonas Salk gibi...
AŞIYI BULAN DOKTORUN VERDİĞİ TARİHİ YANIT
Hem hastalığın dünyadan silinmesini sağlayan aşıyı bulan hem de 'Güneşin patenti olmaz' sözleriyle ders veren Jonas Salk'ın yaşam öyküsünü tıpla uğraşanların çok iyi bilir. Sizlere aktarayım...
Çocuk felci 1840-1950'li yıllar arasında tıpkı bugün koronavirüs gibi küresel salgınlar halinde görülüyordu. Eski çağlardan beri bilinen bir enfeksiyon olan çocuk felci, omurilikteki sinirleri tahrip ediyor, ileri boyutlarda akciğer kaslarını etkilemesiyle ölümle de sonuçlanabiliyordu.
1952 yılında ABD'de 57 bin çocuk felci vakası görüldü. Bu salgında binlerce çocuk sakat kaldı ya da hayatını kaybetti. Çocuk felcine karşı bilim insanları, aşı bulmak için yarış halindeydi.
Pittsburgh Üniversitesi'nde görevli olan Dr. Jonas Salk, grip aşısı üzerinde yaptığı çalışmalarını, çocuk felcinin önüne geçecek bir aşı üzerine yaptığı çalışmalarla birleştirdi. 1952 yılında formaldehit kullanarak virüsü etkisizleştirmeyi ve geliştirdiği aşı sayesinde virüsü taşıyan kişilerin çocuk felci virüsüne bağışıklık kazanmasını sağladı. Salk, geliştirdiği aşıyı öylesine çok güveniyordu ki ilk olarak kendisi ve üç çocuğunu basın önünde aşıladı. Ardından aşının etkinliği ve güvenirliğini test etmek için 15 bin çocuk pilot uygulama ile aşılandı. Bir yıl sonra aşılananlardaki çocuk felci oranı aşılanmayanlara göre yüzde 90 oranında azalmıştı.
Salk, kısa zamanda kahraman ilan edildi 1957 yılına gelindiğinde Salk'ın aşısı sayesinde ABD'de görülen çocuk felci vakaları yüzde 95 oranında azalmıştı.
Aşının bu kadar başarılı olması üzerine Salk'ın ne kadar para kazandığı soru işaretleri yarattı ve kendisine bir televizyon programında aşının patentinin kimde olduğu soruldu. Verdiği yanıt tarihi geçti: 'Güneş patentleyebilir misiniz?'
Aşının doğal ve gerekli olduğunu ekleyen Salk, 'Bu aşıların amacı insanlara yardım etmek, ölümü ortadan kaldırmak ve acıyı ortadan kaldırmaktır. Bu noktada en büyük öncelik bunlardır, kişisel kazançtan çok daha önemlidir' dedi.
Salk'ın ardından Dr. Albert Sabin devreye girdi. Sabin, zayıflatılmış virüsü ağızdan damlatılarak uyguladı ve muazzam bir başarı elde edildi. Çünkü dünyanın her yerinde özellikle kırsal kesimde kolaylıkla kullanılabiliyordu. Sabin de, aşının formülünü Dünya Sağlık Örgütü'ne bağışladı. Aşının yaygınlaşmasıyla çocuk felci dünyadan silinecek hale geldi.
Ne yazık ki günümüzde Salk ve Sabin gibi bilim insanları yok. Onun yerine ilaç ve aşı fiyatları konuşuluyor ve her gün yüzlerce insan koronavirüs nedeniyle yaşamını yitiriyor.
İnsanın aklına Selda Bağcan'ın yıllar önce seslendirdiği 'Adaletin bu mu dünya' şarkısı geliyor...
AŞI KONUSUNDA KAFAM KARIŞTI
Dün, Bursa'da sırası geldiği halde aşı yaptırmayanların oranının yüzde 25 civarında olduğunu hatırlatarak, aşı çağrısı yapan Vali Yakup Canbolat'an açıklamasını yazmıştım.
Hastalığa karşı en önemli tedbirlerden biri olan aşı konusunda tereddüt gösterilmesine aklım ermemişti.
Bursa Tabip Odası, dün yazılı bir açıklama yaparak, Aile hekimlerinin ellerinde olmadığı için aşı yapamadıklarını ileri sürdü. Aile hekimlerinin aşı randevuları boş olmasına karşın hastalara sistem üzerinden randevu verilmediği savunulan açıklamada, 'Aile hekimlerimiz aşı yapmak konusunda istekli ve gayretliyken ve kendi randevuları boşken neden aşı olmak için başvuran hasta yok? Neden MHRS üzerinden aşı randevusu oluşturmada sıkıntılar yaşanıyor?' soruları yöneltildi.
Bir yanda sırası geldiği halde randevuya gelmeyenler, diğer yanda aşı olmadığı iddiası. Açıkçası aşı konusunda kafam karıştı.
GÖZLEM KULESİ'NİN KONUĞU CHP'Lİ AYDIN
ASTV'de yayınlanan Gözlem Kulesi'nin akşamki konuğu CHP Bursa Milletvekili Erkan Aydın olacak. Aydın ile Bursa ve Türkiye gündemindeki sıcak gelişmeleri ele alacağız.
Gözlem Kulesi bu akşam 20.30'da ASTV'de...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder