Önceki gün hem aracımdaki hem de kentin belirli noktalarındaki ısı ölçerlerdeki sıcaklık 25 derece gösteriyordu.
Kendisini eylül zanneden ocak ayı nihayet özüne dönmeye başladı. Uzun süreli tahminler yapan meteorologlara göre 10 gün sonra Bursa beyaza bürünecek.
Ancak, bu yağışlar son 90 yılın en kurak iki yılını yaşayan bölgeyi rahatlatacak mı?
Belli değil...
İklim değişikliği yüzünden Akdeniz ve Karadeniz'in karması olan ılıman Marmara, tropikal iklime geçiyor. Kimi uzmanlara göre, geçiş yaptı bile.
O yüzden bugüne değil, gelecek yılları da kapsayacak planlar yapmak zorundayız.
Sadece su konusunda değil, iklim değişikliği ile birlikte ortaya çıkacak ürün çeşitliliği konusu da büyük önem taşıyor.
Bursa Büyükşehir Belediyesi geçtiğimiz günlerde bu konuda önemli bir adım attı.
Herkesin farkında olduğu bu sorunun çözümü için aralarında Bursa Uludağ, Bursa Teknik Üniversitesi akademisyenlerinin yanı sıra akademik oda temsilcilerinin de yer aldığı İklim Değişikliği ve Kuraklık Bilim Kurulu oluşturuldu.
Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Sönmez Medya ziyaretinde oluşturulan bilim kurulunun yapacağı çalışmaları ve Bursa'nın yönetim planını anlattı.
Uzun yıllar ortalaması bin mililitre olan Bursa'ya 2019'da 535, 2020'de ise 545 mililitre yağış düştüğünü ve ortalamanın yüzde 50 azaldığını hatırlatan Aktaş, 'Buna rağmen bir Allah'ın kulu diyemez ki susuzluk yaşadık. Zamanında 80 kuyuya ilave 75 kuyu daha açmasaydık geçen yıl ağustostan itibaren su kesintilerine başlamak zorunda kalacaktık' dedi.
Aktaş'ın dikkat çektiği ve önümüzdeki günlerde ele alınacağını bildirdiği su ile ilgili en önemli konulardan biri de endüstriyel kullanım.
Gerçekten Bursa'da içilebilir kalitede su sanayi tesisleri tarafından kullanılıyor. Aktaş, endüstriyel tüketimle ilgili yeni uygulamalara gidileceğini de haber vererek, şöyle devam etti:
'Her yerde şebeke suyu kullanılmamalı. Gri su denilen tüketilen suyun tekrar kullanımı konusunda belirli uygulamalara gideceğiz. Bununla ilgili dönüşümler zaman içinde gelmek zorunda'
Bursa'da alınan tedbirler ve yeni yatırımlarla susuzluk yaşanmayacağını da vurgulayan Aktaş, bu konudaki deklarasyonu önümüzdeki günlerde kamuoyuna açıklayacaklarını sözlerine ekledi.
'BU ŞEHRİN GELECEĞİNE DİNAMİT KOYMAK'
Koronavirüs gelip geçici ancak kuraklık ve deprem tehdidi Anadolu topraklarının uzun yıllar boyunca yaşayacağı en önemli iki sorun.
Her sarsıntı olduğunda hatırladığımız depremi- hafızayı beşer nisyan ile maluldür misali hemen unutuyoruz.
Başkan Alinur Aktaş da sohbetimizde, en son İzmir depreminde aynı hassasiyeti yaşadığımızı belirterek, 'Üzülerek söylüyorum ki yine unutmaya başladık' dedi.
Herkesin bu konuda yapabileceği bir şeyler olduğunun altını çizen Aktaş, şöyle devam etti:
'Parti ayrımı gözetmeksizin tüm belediye başkanlarıyla deprem konusunda toplantı düzenledik. İlçe belediye başkanlarına söyledim. Kaçak binayı denetlemek ve yıkmakla ilgili herkesin risk alması lazım. Herkes karnesini çıkaracak. Kaç tane bina yıktınız. Herkes kentsel dönüşümle ilgili çok güzel konuşuyor. Bir tane bile bina yıkmamışsın, hatta onları legal hale getirmenin hesabı kitabı içindesin.'
Tüm belediyelerden envanter çıkarılmasının istendiğini kaydeden Aktaş, bunun sadece büyükşehirin üzerine atılacak bir görev olmadığına işaret etti.
'Asla kaçak yapı yapılmamalı ve buna izin verilmemeli' diyen Aktaş, bunun kentin geleceğine dinamit koymak anlamına geldiğini ifade etti.
Konunun vatandaşı ilgilendiren yönü olduğunu da kaydeden Aktaş, şöyle devam etti:
'Herkes asıl ki eskiyen arabasını, eşyasını, ev aletlerini, elbisesini değiştirmenin hesabını yapıyorsa riskli binasıyla ilgili de bu hesabı yapmalı. Herkes şunu bilsin ben 40 yıllık binamı vereceğim yerine sıfır bina alacağım. Hatta üzerine para alacağım şeklinde kentsel dönüşüm bekleyenler varsa bu asla olmayacak'
Aktaş'a göre herkes üzerine düşeni yaparsa bunun sonuçları çok kısa sürede alınır.
BURSALILAR BİREYSEL ARAÇ KULLANIMINA GEÇTİ
Koronavirüs pandemisi alışkanlıklarımızı değiştirdi. Toplu ulaşım da bunlardan biri.
Alinur Aktaş, koronavirüs pandemisinin ilk aylarında nisan-mayısta toplu ulaşım kullanımının yüzde 10-11'e gerilediğini belirterek, buna rağmen otobüsleri garaja çekmeyip seferleri sürdürdüklerini söyledi.
Toplu ulaşımda halen yüzde 35 düzeyinde olduklarını ve yüzde 65 yolcu kaybı yaşandığını kaydeden Aktaş, şöyle devam etti:
'Ciddi bir şekilde bireysel araç kullanımına yönelme var. Trafikle ilgili şikayetler alıyoruz. Hemşerilerimizin bu konuda panik yapmasına gerek yok. Günü 16 saat yaşarken artık 8 saat yaşıyoruz bunun yoğunluğu ve sıkıntısı var. Sürecin normalleşmesiyle trafik de normale dönecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder