Tarih boyunca insanlığın yakasını salgın hastalıklar bırakmadı.
Vebasından kolerasına, İspanyol'undan kuş gribine kadar insanlık salgın hastalıklarda nice değerlerini yitirdi. Hastalık yetmez gibi on yıllarca bunun sonucu açlık ve yoksullukla mücadele etti.
Bu salgınlardan Bursa'da tarih boyunca nasibini aldı.
Bursa'nın yakından tanıdığı ve Osmanlı konusunda uzman bir isim olan Düzce Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Oğuzoğlu, Büyükşehir Belediyesi'nin yayınladığı 'Bursa Günlüğü' dergisinde tarih boyunca Bursa'da yaşanan salgınları kaleme aldı.
Eski çağlardan yakın çağa uzanan süreçte salgın hastalıklar arasında kuşkusuz vebanın özel bir yeri var. Bu amansız hastalık İslam dünyasında taun, batıda ise kara ölüm olarak adlandırılıyor.
Prof. Dr. Oğuzoğlu'nun verdiği bilgiye göre, 15'inci yüzyılda Anadolu'da veba etkisini zaman zaman toplum ölümlere yol açabilecek derecede hissettiriyordu. 1429 yılında Bursa'da baş gösteren veba salgını, şehri adeta viraneye çevirdi. Salgın sırasında çok sayıda insan yaşamını yitirdi. Ölenler arasında, Emir Sultan, Molla Fenari, Emir Süleyman'ın oğlu Orhan Bey ve Hacı İvaz Paşa gibi ünlü şahsiyetler de bulunuyordu.
Bu salgın daha sonra İstanbul'da etkisini gösterdi. Bir buçuk ayda 56 bin kişi yaşamını yitirirken, Sultan Bayezid, dört ay süreyle Edirne'ye taşınmak zorunda kaldı.
Vebanın arkasından Anadolu'da büyük bir kıtlık yaşandı ve 6 yıl sürdü. Bolu taraflarında ekmeksiz kalan insanların ot toplayıp yedikleri tarihi kaynaklarda yer alıyor.
Çiçek ve cüzam da belirli dönemlerde Anadolu'nun uğraştığı hastalıklar arasında yer aldı.
Prof. Dr. Oğuzoğlu'nun yazısında cüzam ve Miskinler zaviyesi ile ilgili de enteresan bir bilgi yer alıyor. Muradiye'ye giderken Altıparmak Camii'nin batısında yer alan bu zaviye günümüzde yok. Çünkü yol yapımı sırasında yıkıldı. Bu tekkeye şeyh olmak için cüzam hastalığına yakalanmış olmak gerekiyormuş.
Sultan Abdülaziz döneminde çıkan kolera salgını da Bursa'yı oldukça etkiledi. Çok sıkı karantina tedbirlerinin uygulandığı salgın sırasında Bursa halkının tepkileri de tarih kaynaklarında yer alıyor.
Bursa'da dini nedenlerin yanı sıra ekonomik nedenlerden dolayı da tepki gösteren 200 civarında kadın 1 Ekim 1894 yılında valilik önünde toplandı. Amaçları vali ile görüşüp karantina kordonlarının kaldırılmasıydı. Yapılan inceleme sonu bu 200 kişiden 60'ının gerçekten zor durumda oldukları anlaşılınca isimleri valilik defterine yazılarak ekmek, et, pirinç yardımı yapıldı.
Günümüzde de koronavirüs salgını nedeniyle insanlar yaşamını yitirirken, diğer yandan ekonomik sıkıntılar da ortaya çıkıyor. Aradan yüzyıllar geçse de durum değişmiyor.
Korona ne ilkti ne de son olacak...
BURSA İŞ DÜNYASI AMERİKA'YI YENİDEN KEŞFETTİ!
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Küresel Fuar Acentesi Projesi kapsamında koronavirüs pandemisi süreci ve sonrasında Bursa İş dünyasının ticarette yol haritasını belirlemek amacıyla ticaret müşavirlerinin konuk olduğu seminerler düzenliyor.
Geçen haftaki 23'üncü buluşmanın konusu ABD, konuklar ise bu ülkede görev yapan ticaret müşaviri ve ateşeleriydi.
Vaşinton Ticaret Başmüşaviri Mustafa Koca, müşaviri Selman Kurt, New York Ticaret Ateşeleri Ahmet Selçuk Nalbant ve İskender Balcı, Şikago Ticaret Ateşesi Uğur Öztürk, Los Angeles Ticaret Ateşeli Yavuz Mollasalihoğlu ve Mehmet Çetik, Houston Ticaret Ateşesi Ahmet Yavuz Erdem, online toplantıda Bursalı iş insanlarına bu ülkedeki fırsatları ve ticareti anlattı.
BTSO Başkan Yardımcısı Cüneyt Şener'in moderatörlüğünü yaptığı toplantı sonrası notları ise BTSO Meclis Başkan Yardımcısı ve Dış Ticaret Konseyi Başkanı Murat Bayizit paylaştı.
Biden'in başkan seçilmesinin ardından ABD-Türkiye arasında yeni bir dönem başlıyor. Trump'un getirdiği kısıtlamaların büyük ölçüde kalkması beklentiler arasında.
Dünyanın en fazla ithalat yapan ülkesi ABD'nin 2019 verilerine göre 1,645 trilyon dolar ihracat, 2,568 trilyon da ithalat yapan ABD'nin dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olduğunu vurgulayarak, değerlendirmelerine başlayan Bayizit, Bursa olarak ABD'ye 532 milyon dolarlık ihracat, 11 milyon dolarlık da ithalat yapıldığını söyledi.
Bursa'dan Amerika'ya ilk 5 ihracat sektörünün otomotiv, hazır giyim konfeksiyon, tekstil ve hammaddeleri, makina ve mobilya olduğunun altını çizen Bayizit, koronavirüs etkisiyle yapay zeka, 5G teknolojisi, robotik imalat, verimli enerji, tarım, medikal ve gıda sektörlerinin öne çıktığını ifade etti.
Bayizit, ABD ile iş yapmak isteyenlere ticaret ateşelerinin önerilerini şöyle sıraladı:
'Pazar, bilgi, araştırma gerektiren ve giriş maliyeti yüksek bir piyasa. Fuarlar çok önemli, 3 yıldan önce para kazanmak ise zor. Her gün yüzlerce satıcının dahil olduğu piyasada, ithalatçılar zor ve uzun zamanda karar veriyor.
Yüz yüze sıcak ilişki önemli. Standart ve etiket yönetmeliği oldukça sıkı, şirket kurmak çok kolay ama avukatsız ve danışmansız iş yapmak neredeyse imkansız.
Houston, müteahhitler ararken, Akdeniz diyeti, organik gıda, ürünlerine talep zirve yapıyor.
Zor ama tam fırsatlar ülkesi.'
Bayizit, paylaşımının sonunda önemli bir bilgi de vererek, ABD'deki Türk Ticaret Merkezlerinde aylık bin dolar gibi maliyetle, ofis, showroom, 4 paletlik bir depoya sahip olunabileceğini hatırlattı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder