Bugün, 24 Kasım Öğretmenler Günü.
Her öğretmen konusu açıldığında aklıma Ali Rıza Binboğa'yı ve yıllar önce Eurovision şarkı yarışmasında söylediği 'İlk öğretmen' şarkısı aklıma gelir.
Şarkı, 'Öğretmen kutsaldır ana gibi' ile başlar ve alfabedeki harflerin sayısına gönderme yaparak, '29 kere 40 yıl kölesiyiz öğretmenin' sözleriyle sona erer.
Onların hayatımıza etkisini anlatmaya kelime ve sıfatlar yetmez. Bugün benim bu yazıyı kaleme almamdan tutun da hayata bakış açıma kadar pek şeyi onlara borçluyuz.
Peki, geleceğimizi emanet ettiğimiz öğretmenlerimiz ne durumda?
Eğitim-İş Sendikası'nın her yıl yaptığı araştırmanın sonuçlarını Eğitim-İş Sendikası'nın Bursa Şube Başkanlığı bayrağını geçtiğimiz günlerde Özkan Rona'dan devralan Yeliz Toy gönderdi.
Çarpıcı ve bir o kadar da düşünmemizi ve çözüm bulmamızı gerektiren sonuçlar içeren anket 5 bin 514 öğretmenle çevrimiçi görüşmeler yapılarak hazırlanmış.
Başlıklar halinde vereyim;
*Araştırmaya katılan öğretmenlerin yüzde 83'ü maaşlarının düşük olması nedeniyle toplumdaki saygınlıklarının azaldığını düşünüyor.
*Tüm diğer nedenlerle birlikte öğretmenlerin yüzde 93'ü öğretmenliğin saygın bir meslek olma özelliğini yitirdiği konusunda hemfikir. Bu yüzden öğretmenlerin yüzde 86'sı çocuklarının öğretmen olmasını istemiyor. Yüzde 43'ü daha çok para kazanacağı bir iş bulması halinde mesleği bırakacağını ifade ediyor.
*Ankete katılan öğretmenlerden ebeveyn olanların yüzde 63'ü çocuklarının gıda, yüzde 73'ü giyecek, yüzde 47'si de eğitim ihtiyaçlarını rahat bir şekilde karşılayamıyor. Yüzde 96'sı son bir yılda yaşanan fiyat artışlarının bütçelerini daha fazla etkilediğini ve yüzde 61'i gelirlerinin yetersizliği nedeniyle psikolojik sorunlar yaşadığını söylüyor.
*Anketin bir başka sonucu da öğretmenlerin borçlu olması. Öğretmenlerin yüzde 44'ünün ev, yüzde 30'u araç, yüzde 25'i de çocuklarının eğitimi için çektiği krediyi ödüyor. Öğretmenlerin yüzde 37'si kredi kartlarının sadece asgari ödemesini yapabiliyor. Yüzde 3'ünün maaşında icra var. Yüzde 46'sı ise anne-baba ya da arkadaşlarından ya da arkadaşlarından yardım alarak geçinebiliyor.
*öğretmenlik kültürel anlamda sürekli beslenmeyi gerektiren bir meslek olmasına rağmen geçim sıkıntısı yüzden öğretmenlerin yüzde 84'ü son bir yılda hiç tiyatroya yüzde 73'ü hiç sinemaya gidememiş. Yüzde 92'si her gün bir gazete, yüzde 62'si her ay bir kitap bile alamıyor. Öğretmenlerin yüzde 89'u otellerde tatil yapamıyor.
*Ankete verilen yanıtlara göre öğretmenler gelecek kaygısı da yaşıyor. Yüzde 46'sı görevden alınma korkusu yaparak, Yüzde 59'u gelecekten ümitli olmadığını ifade ediyor.
*Öğretmenlerin yüzde 83'ü devlet okullarındaki kalitenin düştüğünden şikayet ederken, koronavirüs döneminde milli eğitimi başarılı bulmuyor. Yüzde 80'i de uzaktan eğitimin başarılı olmadığı konusunda görüş bildiriyor.
Tablo maalesef bu.
Son günlerde ekonomiyi tartışırken, güçlü reform vurgusu yapılıyor. Birinci sırada hukuk sayılırken, ikinci sırada nitelikli insan yetiştirmek için eğitim yer alıyor.
Reforma önce öğretmenlerden başlamak gerekmiyor mu?
MASTERCHEF, BURSA'DAN RÜZGAR GİBİ GEÇTİ
Son aylarda televizyonlarda en çok izlenen program, Masterchef yarışması.
Yayınlar devam ederken, merak edilen konulardan biri gastronomi konusunda son yıllarda atağa geçen Bursa'da program çekimi yapıp yapmayacağıydı.
Davetlileri ağırlayan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş da, programın açılışında aynı vurguyu yaparak, eşinin bile ne zaman geleceğini sorduğunu vurguladı.
Sonunda gerçekleşti. Üstelik sokağa çıkma yasağının başlaması dolayısıyla reytingin tavan yaptığı akşam yayınlanması Bursa için bir şanstı.
Gelelim programa; format diğer illerle aynıydı. Güzel Bursa çekimlerini bozan Tophane'den hemen göze çarpan Doğanbey TOKİ konutları oldu.
Onun dışında zaten zengin bir mutfağa sahip Bursa'nın lezzetleri bir kez daha ön plana çıktı. Muradiye Çorbası, Süt Helvası gibi Türkiye'nin bilmediği tatların yarışmada yer alması sevindiriciydi.
Hatırlatmakta fayda var. Muradiye çorbası, pandeminin ilk aylarında TÜRSAB Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Eker tarafından sosyal medya üzerinden tanıtılmış, Eker'in meydan okumasına yüzlerce yanıt gelmişti.
TÜRSAB'ın geçen yıl hazırladığı Bursa menülerinde bir birinden ilginç yemekler var. Onu da önümüzdeki günlerde yazacağım.
Program jürisi arasında yer alan Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Saniyicileri ve İş İnsanları Derneği Başkanı Nilüfer Çevikel'e değerlendirmesini sorduğumuzda, o da programın yüksek izlenme oranıyla Bursa'ya önemli katkı sağladığını söyledi.
İstanbul'dan Kayseri'ye kadar Türkiye'nin dört bir yanından arandığını ve cantık ve süt helvasının sorulduğunu söyleyen Çevikel, İstanbullu arkadaşlarının istediği üzerine dün Bursa'dan cantık yaptırıp, gönderdi.
Belediye Başkanı Alinur Aktaş da, sosyal medyadan Bursalılara programla ilgili değerlendirmelerini sordu. Yapılan yorumlar ilginçti. Kimileri kesilmiş yoğurttan çorba olmaz, yorumu yaparken, benim en çok huşuma gideni ise pideli köfte konusundaki esprili eleştiri oldu. Bir kullanıcı, yarışmacıların yaptığı pideli köfte hangi Bursalının önüne konulsa geri gönderir yorumunu yaptı.
Kimileri de neden İnegöl köfte veya Mustafakemalpaşa tatlısı yoktu sorularını yöneltti.
Tanıtım ufak tefek eleştirilere rağmen yararlı oldu.
Gerçek lezzetleri tatmak isteyen Bursa'ya gelsin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder