Uzun yıllar önce Berlin duvarı yıkılıp, doğu bloğu ülkelerindeki rejimler birbiri ardına devrilirken Samuel P. Huntington'un yazdığı 'Medeniyetler Çatışması ve Dünya Düzeninin Yeniden Kurulması' kitabı büyük tartışmalara neden olmuştu.
Huntington, batı medeniyeti için yeni düşman tanımı yapıyor, yükselen İslam da bunlar arasında gösteriliyordu.
Daha sonra bu kitaba karşı o yıllarda öğretim üyesi olan ve daha sonra başbakanlık da yapan Ahmet Davutoğlu'nun da aralarında bulunduğu çok sayıda akademisyen karşı görüş açıklamıştı.
Aradan geçen zaman içinde Huntington'un dedikleri bir bir gerçekleşti. Batıda daha önce marjinal olarak görülen ve merkezi yapıların kabullenmediği ırkçılık ve faşist düşünceler olağan hale gelmeye başladı.
Bugün artık Avrupa'daki merkez partilerinin bile davranış biçimleri ve görüşleri geçmişin marjinal yapılarıyla eşleşti.
En son örneğini Fransa Millet Meclisinde kabul edilen 'Ayrılıkçılık Yasası'nda gördük.
Yabancı düşmanlığı ve ırkçılık ile bunun aktüel ifadesi olan İslamofobya günümüzde özellikle Avrupa ülkelerinde günlük hayatın fiili bir gerçekliği haline geldi.
Irkçı ve yabancı düşmanı siyasi partiler, halkta korku ve kaygı oluşturarak ırkçılığı besleyip ana akım siyasete istikamet tayin edebilecek duruma geldiler.
Yabancıların hayat, seyahat, çalışma ve eğitim haklarını kısıtlayan ve onları geldikleri yere göndermeyi kurucu söylem haline getiren ırkçı yaklaşımlar ayırımcılığı kurumsal hale getirdi.
Başkanlığını AK Parti Bursa Milletvekili Hakan Çavuşoğlu'nun yaptığı TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu önceki gün yaptığı toplantıda aldığı kararla, Avrupa Ülkelerinde Yükselen Irkçılık ve İslamofobya İnceleme ve Araştırma Alt Komisyonu kurulmasını öngören önergeyi kabul etti.
Çavuşoğlu, 10 üyeden oluşan alt komisyonun görevlerini şöyle sıraladı:
'Avrupa ülkelerinde konu ile ilgili yerinde incelemeler yapmak, bu konuda uluslararası kurum ve kuruluşlarla görüşmelerde bulunmak ve akademi ve sivil toplum alanlarında konu ile ilgili çalışan araştırmacı ve hak savunucularını dinlemek yoluyla farkındalık çalışmaları yapacak ve durum tespiti ile politika önerileri oluşturmaya çalışacaktır'
Avrupa'da 6 milyon Türk yaşadığını hatırlatan Çavuşoğlu, yaşadıkları ülkelere emekleriyle katkıda bulunan bu insanların islamafobiya eylemlerinde ilk hedefler olduğunu vurguladı. Avrupa Konseyi, AGİT ve Avrupa Birliğinin İslam karşıtlığı konusunda net bir pozisyon oluşturamadıklarına da dikkat çeken Çavuşoğlu şöyle devam etti:
'Komisyon, Avrupa'da yaşayan vatandaşlarımız problemleri tespit etmek ve çözüm yaklaşımları geliştirmek, ırkçı politikaları açığa çıkarmak ve İslam karşıtlığı ile mücadeleyi ülkeler üstü bir insan hakları meselesi olarak formüle etmeye katkıda bulunmak için çalışacak. Ayrıca, İslamofobik olayların kayda alınmasını sağlayacak bir sistem geliştirilmesini teşvik edecek. Konunun temel insan hakları kategorisi içine dahil edilerek Birleşmiş Milletlerin ülke bazlı Evrensel Periyodik İnceleme tablosuna ilave edilmesini sağlamak üzere çalışacaktır'
Alt komisyonun yankısı ise hemen gerçekleşti. Almanya'da bir camii derneği, gönderdiği mesaja ırkçılar tarafından yazılan mektubu da ekledi. Tehdit ve küfür dolu bu mektup alt komisyonun ilk belgesi oldu.
BURSA VEKİLLERİ BAKAN PAKDEMİRLİ'DEN SÖZ ALDI
AK Parti Bursa Milletvekilleri Zafer Işık, Refik Özen ve Emine Yavuzgözgeç, vatandaşlarla görüşmelerinde tespit ettikleri sorunları dün TBMM'de bir araya geldikleri Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'yi aktardılar.
Zafer Işık, zeytin üreticilerinin yaşadığı don hasarı, Gölyaka-Balarım- Dutluca hattı ve regülasyon havuzu, ormanda yapılacak ağaç kesimleri ve ambalajlı ürünlerde gramaj düzensizliğinin yarattığı fiyat karmaşası, Refik Özen ise kafe ve nargile bahçelerinden alınan bakanlık payı konusundaki sıkıntıları Bakan Pakdemirli'ye aktardılar.
Görüşme sonucu sulama hattındaki ödeneğin 4 milyon daha arttırıldığını kaydeden Zafer Işık, 'Zeytin konusu bakanımızın da takibinde havaların düzelmesiyle birlikte ortaya çıkacak hasara göre tekrar durum değerlendirmesi yapılacak. Ormanlardan yapılan kesimle ilgili yönetmelik iptali orman köylülerini mağdur etmişti. Yönetmelik olmaması yüzünden doğan boşluk nedeniyle sıkıntılar yaratıyor. Bakanlık bir ay içinde yeni yönetmeliği yayınlayacak'
Zafer Işık'ın çözüm bulunmasını istediği son konu olan ambalaj karmaşası toplumun her kesimini yakından ilgilendiriyor. Market raflarında aynı ürünlerin değişik fiyatta yer aldığını görüyoruz. Tabi tercihimiz daha ucuz olanından yana. Fakat eve gidince işin gerçeği anlaşılıyor. Ucuz olarak aldığımız ürünün aslında gramajı düşük. Yani aslında daha pahalıya alıyoruz. Bakanlık bugünlerde karmaşanın önüne geçilmesi için hazırlık yapıyor.
Refik Özen'in kafe ve nargilelerle ilgili bakanlık payı konusu da Pakdemirli'den olumlu karşılık buldu. Bu ödemelerin mart ayı sonuna kadar yapılması gerekiyordu. Alınan kararla iki ay ötelenerek mayıs sonuna bırakıldı. Zaten kapalı olan bu işletmeler için 5 bin lira az para değil. Mayıs ayından sonra da durum yeniden değerlendirilecek.
MOLLASALİH'TEN KANDİL LOKMASI
Dostluğun önemi ve fazileti, her şart altında makam ve mevki gözetmeksizin devam etmesinde saklıdır.
Geçtiğimiz günlerde Yıldırım Belediye Başkan Yardımcılığı görevinden alınan Ali Mollasalih ile dostluğumuz 25 yıldan beri bu çerçevede devam ediyor.
Mollasalih'in görevden ayrıldıktan sonra yeniden açtığı bürosu, ziyaretçi akınına uğruyor. Abartılı gibi gelebilir ama bu günlerde başkan yardımcılığından daha çok ziyaretçisi var. Görevden ayrıldıktan sonraki ilk görüşmemiz ise kandil gününe denk geldi.
Şanslıymışız annesinin yaptığı kandil lokmasını yemek kısmet oldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder