İKİ ŞEHİR, TEK YÜREK

Dünya,  artık, günümüzden 2 bin yıl önceki gibi kent yönetimi modeline dönüyor. Gelecekte de süper devletlerin yerlerini, süper kentler alacak. Son yıllarda, gelecekteki yönetim modelleri üzerine kafa yoran araştırmalar yapan bilim insanlarının en çok üzerinde durdukları konu bu.
Şu anda, İstanbul, Bursa, İzmir gibi kentlerimiz, dünyanın orta büyüklükteki ülkeleri kadar finans, ekonomi, kültürel altyapıya sahip. Gelecekte de daha bağımsız yönetim modelleriyle dünyanın gidişine ayak uyduracak kentler de bunlar.
Yoğun göçün getirdiği baskı ve karmaşa yavaş yavaş rayına oturmasına rağmen Anadolu’nun çeşitli bölgelerinden büyükşehirlere gelenlerin geldikleri topraklarla bağları kopmuyor. Türkiye’deki kentler arasındaki alışveriş ve etkileşim bu yolla başlıyor.
Bursa’da bunun en güzel örneklerinden biri Kastamonu Derneği. Dernek 5 yıl gibi kısa bir sürede, Gemlik, Yıldırım, Nilüfer’deki derneklerin de birleşmesiyle Kastamonu Dernekler Federasyonu’na dönüştü. Bu kadar kısa sürede bu büyümenin mimarı tabi ki federasyonun kurucu başkanlığına yapan İsmail Tiftik.
Yılmadan usanmadan her türlü zorluğa rağmen bu yıl 6’ncısını düzenleyeceği Bursa Kastamonu Günleri’nin hazırlıklarını tamamlayarak basının karşına çıktı.
Bu süre içinde federasyon ve Kastamonu günlerinin yanı sıra Bursa Kastamonu Konağı’nın da yapımının gerçekleştirildiğini anlatıyor.
Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde 19-23 Nisan tarihleri arasında düzenlenecek Kastamonu Günleri de, yukarıda anlattığım şehirler arası ilişkilerin ilk basamağı gibi. Bu yıl ki sloganı “İki şehir Tek Yürek” olan etkinliği geçen yıl 80 bin kişi ziyaret etmiş. Gümrük vergisi yok, serbest ticaret. Bir kentten diğerine seçkin ürünler. Tosya pirinci, Taşköprü sarımsağı, Azdavay Balı, İhsangazi ve Seydiler Siyez bulguru, Kastamonu Pastırması ve çekme helvası gibi ürünler hem tanıtılıyor hem de yeni pazarlar oluşması sağlanıyor.
Tiftik’in verdiği bilgiye göre, Kastamonu günleri sayesinde önce bir fırın ardından Besaş siyez buğdayından ekmek satışına başlamış. Siyez bulguru için o kadar çok sipariş alınmaya başlanmış ki stoklarda ürün kalmamış.  Çekme helva ise nerdeyse Bursa ürünü olmuş, nerdeyse kentin her bölgesinde bir satış yeri var.
Bursa’ya katkısını da anlatıyor İsmail Tiftik. Kastamonu günleri sayesinde ticaret ve turizmin yanı sıra Uludağ Üniversitesi’ni tercih edenlerin oranı bile artmış.
Bursalı yatırımcıları da Kastamonu’ya davet ediyor. Ancak bir şartı var. Kirletici sanayi istemiyorlar. Onların istediği hizmet ve turizm yatırımları. Kastamonu’yu 30 yıl öncesinin Bursa’sına benzetiyorlar. Bozulmasını da hiç istemiyorlar.
O yüzden turizm çağrıları da bu yönde. 30 yıl öncesinin Bursa’sını görmek isteyenleri Kastamonu’ya davet ediyor.
Kastamonu Valiliği de il geneldeki 3 bin konağı turizme açmak için yatırımcılara veriyor. Alan yatırımcı bunları restore ederek turizme kazandırıyor.
İsmail Tiftik’in söyledikleri üzerine bu yıl ilk kez Kastamonu Günleri’ni görmeye gideceğim. Umarım önümüzdeki günlerde diğer kentlerin bu tür etkinlikleri de panayırdan kurtulur da ticari alışverişin ilk adımlarının atıldığı böyle bir etkinliğe döner.