Bursa'nın hava ve su kirliliği ile ilgili takibimiz devam
ediyor.
Peki, yazıyorsun da ne değişiyor, kirlilik önleniyor mu sorularınızı duyar gibi
oluyorum.
Buna bir öykü ya da eskilerin deyimiyle kıssa ile yanıt vereyim.
Buna bir öykü ya da eskilerin deyimiyle kıssa ile yanıt vereyim.
Hazreti İbrahim’in ateşe atıldığı sırada bir karınca ağzında
bir damla su ile koşa koşa gidiyormuş.
Hem de boyu göklere varan cehennemi ateşe doğru. Gökte uçan ve gagasında ateşe atmak üzere bir dal parçası taşıyan bir kartal onun bu telaşını görüp sormuş hemen yanına yanaşıp: “Bu acelen niye, Nereye böyle?”
Hem de boyu göklere varan cehennemi ateşe doğru. Gökte uçan ve gagasında ateşe atmak üzere bir dal parçası taşıyan bir kartal onun bu telaşını görüp sormuş hemen yanına yanaşıp: “Bu acelen niye, Nereye böyle?”
Ağzında bir damla su taşıyan karınca o bir damlayı ellerinin
arasına alıp, “Duymadın mı” demiş. “Nemrut, İbrahim Peygamber’i ateşte yakacakmış.
İşte ateşin olduğu yere su götürüyorum.”
Bu sözleri duyan kartal kendini tutamayarak uluorta
kahkahalarla gülmeye başlamış. “Sen şu ateşe hiç bakmadın mı?” diye sormuş. “Ne
kadar büyük, senin bir damla suyun ona ne yapabilir ki?”
Su taşıyan karınca, “olsun” demiş. “Hiç olmazsa safımız belli olur.”
İşte bu yüzden Bursa’yı ve çevreyi korumak adına safımız belli olsun diye yazıyorum.
Gerisi kirletenlere ve önlem almayanlara kalmış.
En son çevremizi saran kötü kokuyla ilgili Hürriyet Bursa’daki yazımda, Bursa Valiliği İl Mahalle Çevre Kurulu’nun 18 Ağustos’taki toplantısının tutanağını kamuoyuna açıklayarak, tekstil sektöründe faaliyet gösteren ve kokuya neden olan bacalara filtre takılması süresinin 01 Ocak 2018 tarihine kadar uzatıldığını yazmıştım.
Konuyu aktardığım Çevre Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Efsun Dindar, kararın Bursa ile sınırlı olduğunu açıklayarak, aslında koku yönetmeliğinin 2013’ten beri yürürlükte olduğunu ve bu yönetmelik hükümlerine göre koku emisyonu oluşturan tesislere yönelik önleme ve azaltmayı öngördüğünü anlatmıştı.
İşin özeti 3 yıldır yasal mevzuat yerine getirilmemiş, üstelik 2 yıl daha kokunun devam edeceği gerçeğiydi.
Dindar, bize bilgi vermekle de kalmıyor. Çevre Mühendisleri Odası olarak Bilgi Edinme Yasası’na göre, Çevre ve Şehirlik Müdürlüğü’ne de yazı ile soru gönderiyor. Sadece kararı değil, yapılan denetimleri ve uygulanan cezalar hakkında da bilgi istiyor.
Dindar’ın sorduğu sorularını nihayet yanıt geldi.
Peki, ne mi diyor?
Bir sayfalık A4 kâğıdı tamamen yazı ile dolu ama hiçbir şey demiyor…
Denetim yapılmış ama bilgi yok.
Gerekçesi de “Bilgi Edinme Kanunu’nun Özel Hayatın gizliliği başlıklı 21’inci maddesi.
Madde şöyle: Kişinin izin verdiği haller saklı kalmak üzere, özel hayatın gizliliği kapsamında açıklanması halinde kişinin sağlık bilgileri ile özel ve aile hayatına, şeref ve hasysiyetine, mesleki ve ekonomik değerlerine haksız müdahale oluşturacak bilgi veya belgeler, bilgi edinme hakkı kapsamı dışındadır”
Bürokrasi böyle bir şey olsa gerek, Dindar, firma ismi veya tutanak istemiyor ki, onun veya bizim derdimiz herhangi bir firmayı işte çevreyi kirletiyor diye açıklamak değil. Peki ne? Şikayet mekanizması yeterince işliyor mu, denetimler yapılıyor mu ve bunlara yaptırım uygulanıyor mu?
Bunları öğrenmek hakkımız değil mi?
Su taşıyan karınca, “olsun” demiş. “Hiç olmazsa safımız belli olur.”
İşte bu yüzden Bursa’yı ve çevreyi korumak adına safımız belli olsun diye yazıyorum.
Gerisi kirletenlere ve önlem almayanlara kalmış.
En son çevremizi saran kötü kokuyla ilgili Hürriyet Bursa’daki yazımda, Bursa Valiliği İl Mahalle Çevre Kurulu’nun 18 Ağustos’taki toplantısının tutanağını kamuoyuna açıklayarak, tekstil sektöründe faaliyet gösteren ve kokuya neden olan bacalara filtre takılması süresinin 01 Ocak 2018 tarihine kadar uzatıldığını yazmıştım.
Konuyu aktardığım Çevre Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Efsun Dindar, kararın Bursa ile sınırlı olduğunu açıklayarak, aslında koku yönetmeliğinin 2013’ten beri yürürlükte olduğunu ve bu yönetmelik hükümlerine göre koku emisyonu oluşturan tesislere yönelik önleme ve azaltmayı öngördüğünü anlatmıştı.
İşin özeti 3 yıldır yasal mevzuat yerine getirilmemiş, üstelik 2 yıl daha kokunun devam edeceği gerçeğiydi.
Dindar, bize bilgi vermekle de kalmıyor. Çevre Mühendisleri Odası olarak Bilgi Edinme Yasası’na göre, Çevre ve Şehirlik Müdürlüğü’ne de yazı ile soru gönderiyor. Sadece kararı değil, yapılan denetimleri ve uygulanan cezalar hakkında da bilgi istiyor.
Dindar’ın sorduğu sorularını nihayet yanıt geldi.
Peki, ne mi diyor?
Bir sayfalık A4 kâğıdı tamamen yazı ile dolu ama hiçbir şey demiyor…
Denetim yapılmış ama bilgi yok.
Gerekçesi de “Bilgi Edinme Kanunu’nun Özel Hayatın gizliliği başlıklı 21’inci maddesi.
Madde şöyle: Kişinin izin verdiği haller saklı kalmak üzere, özel hayatın gizliliği kapsamında açıklanması halinde kişinin sağlık bilgileri ile özel ve aile hayatına, şeref ve hasysiyetine, mesleki ve ekonomik değerlerine haksız müdahale oluşturacak bilgi veya belgeler, bilgi edinme hakkı kapsamı dışındadır”
Bürokrasi böyle bir şey olsa gerek, Dindar, firma ismi veya tutanak istemiyor ki, onun veya bizim derdimiz herhangi bir firmayı işte çevreyi kirletiyor diye açıklamak değil. Peki ne? Şikayet mekanizması yeterince işliyor mu, denetimler yapılıyor mu ve bunlara yaptırım uygulanıyor mu?
Bunları öğrenmek hakkımız değil mi?
Onların çevreyi kirletmeye hakları var, bizim bunu öğrenmeye
ve önlemeye hakkımız yok.
Bu işte bir yanlışlık yok mu?
Dindar, gelen yazı üzerine yeniden bu kez denetimleri soran bir yazı daha göndermiş. Bakalım ona ne yanıt verilecek.
Takipçisi olacağız.
Bu arada, yazıyı yazarken önümde duran Hürriyet Gazetesi’ndeki bir haber dikkatimi çekti. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu’nun açıklamasına göre dünyada yaklaşık 2 milyar çocuk zehirli hava soluyor. Rapora göre, dünya genelinde her yıl 5 yaşından küçük 600 çocuk hava kirliliğine bağlı rahatsızlıklar nedeniyle ölüyor.
Buna yorum yapmayacağım.
Neye taraf olduğumuz ve neyin karşısında olduğumuz bilinsin yeter…
Bu işte bir yanlışlık yok mu?
Dindar, gelen yazı üzerine yeniden bu kez denetimleri soran bir yazı daha göndermiş. Bakalım ona ne yanıt verilecek.
Takipçisi olacağız.
Bu arada, yazıyı yazarken önümde duran Hürriyet Gazetesi’ndeki bir haber dikkatimi çekti. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu’nun açıklamasına göre dünyada yaklaşık 2 milyar çocuk zehirli hava soluyor. Rapora göre, dünya genelinde her yıl 5 yaşından küçük 600 çocuk hava kirliliğine bağlı rahatsızlıklar nedeniyle ölüyor.
Buna yorum yapmayacağım.
Neye taraf olduğumuz ve neyin karşısında olduğumuz bilinsin yeter…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder