Bursa, maalesef hala kötü kokuyor.
Tıp dilinde ‘Anosmi’ olarak adlandırılan ‘koku körü’ olduk sanırım.
Yoksa dışarıdan Bursa’ya gelen insanlar, “Bu kokuyla nasıl yaşıyorsunuz?’ sorusunu yöneltmezlerdi.
Hürriyet Bursa’da 2014 yılında “Bursa kışın daha kötü kokuyor” başlıklı yazımda konuyu detaylı anlatmıştım.
Sorun bitmedi, üstelik katlanarak da artıyor.
25 yıldan beri Gemlik’te oturup, her gün Bursa’ya işe gelip, gitme alışkanlığını terk etmedim.
Dürdane tepesinden inerken kış aylarında karlı Uludağ zirvesi, bahar ve yaz aylarında da yemyeşil sırtıyla beni selamlayan Osmanlı’nın bu kadim kenti, Hüdavendigar’ının son yıllarda nasıl can çekiştiğine tanık oluyorum.
Ama en kötü olanı ise artan kirlilik ve koku…
Ovaakça’ya doğru ilerlediğinizde Bursa’nın üzerindeki kirli sarı tabakayı hemen fark ediyorsunuz. Çok değil, birkaç kilometre sonra bu kabusun kokusu da başlıyor.
Dayanılmaz bir kimyasal kokusu aracınızın camlarını kapatmanıza neden oluyor.
Asıl darbeyi biraz daha kentin kalbine doğru ilerlerken yiyorsunuz. Kimyasal kokusuna, kalitesiz kömürlerin yakılması yüzünden yayılan duman ve kükürt kokusu karışıyor. İstanbul yolunu bölen yakın çevre yolu kavşağında, çevresi düzenlenen ama hala simsiyah akan Nilüfer deresi çıkıyor karşınıza. Eski adı Santral Garaj olan şimdiki kent meydanına doğru ilerlediğinizde ise Uludağ’ın siluetini kapatan Doğanbey TOKİ konutları çirkinlik abidesi gibi karşınızda.
Sadece İstanbul yolu değil, yaz aylarında hiç Yıldırım Samanlı tarafına gittiniz mi veya 23 Nisan Mahallesi’ne yolunuz hiç düştü mü?
Belki buralara gitmediniz ama Çevre Yolu’nu kullanmışsınızdır mutlaka. Bir yanda Hamitler, hemen karşısında arıtma tesisleri koku bombardımanı başlıyor. Yaklaşık 10 kilometrelik bölümü geçmek büyük eziyet.
İşte yeşil Bursa’dan arta kalan manzara bu.
Yoksa dışarıdan Bursa’ya gelen insanlar, “Bu kokuyla nasıl yaşıyorsunuz?’ sorusunu yöneltmezlerdi.
Hürriyet Bursa’da 2014 yılında “Bursa kışın daha kötü kokuyor” başlıklı yazımda konuyu detaylı anlatmıştım.
Sorun bitmedi, üstelik katlanarak da artıyor.
25 yıldan beri Gemlik’te oturup, her gün Bursa’ya işe gelip, gitme alışkanlığını terk etmedim.
Dürdane tepesinden inerken kış aylarında karlı Uludağ zirvesi, bahar ve yaz aylarında da yemyeşil sırtıyla beni selamlayan Osmanlı’nın bu kadim kenti, Hüdavendigar’ının son yıllarda nasıl can çekiştiğine tanık oluyorum.
Ama en kötü olanı ise artan kirlilik ve koku…
Ovaakça’ya doğru ilerlediğinizde Bursa’nın üzerindeki kirli sarı tabakayı hemen fark ediyorsunuz. Çok değil, birkaç kilometre sonra bu kabusun kokusu da başlıyor.
Dayanılmaz bir kimyasal kokusu aracınızın camlarını kapatmanıza neden oluyor.
Asıl darbeyi biraz daha kentin kalbine doğru ilerlerken yiyorsunuz. Kimyasal kokusuna, kalitesiz kömürlerin yakılması yüzünden yayılan duman ve kükürt kokusu karışıyor. İstanbul yolunu bölen yakın çevre yolu kavşağında, çevresi düzenlenen ama hala simsiyah akan Nilüfer deresi çıkıyor karşınıza. Eski adı Santral Garaj olan şimdiki kent meydanına doğru ilerlediğinizde ise Uludağ’ın siluetini kapatan Doğanbey TOKİ konutları çirkinlik abidesi gibi karşınızda.
Sadece İstanbul yolu değil, yaz aylarında hiç Yıldırım Samanlı tarafına gittiniz mi veya 23 Nisan Mahallesi’ne yolunuz hiç düştü mü?
Belki buralara gitmediniz ama Çevre Yolu’nu kullanmışsınızdır mutlaka. Bir yanda Hamitler, hemen karşısında arıtma tesisleri koku bombardımanı başlıyor. Yaklaşık 10 kilometrelik bölümü geçmek büyük eziyet.
İşte yeşil Bursa’dan arta kalan manzara bu.
KMO BAŞKANI ULUŞAHİN: DERELER SİMSİYAH AKIYOR
Kişisel gözlemler tabi ki önemli ama uzmanlar ne diyor bir de onlara kulak vermek lazım.
Kimya Mühendisleri Odası’ndan başlayıp, Çevre Mühendisleri odasıyla devam edip, en önemli konu olan halk sağlığı uzmanıyla bitirelim.
Kimya Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Ali Uluşahin, kokunun nedenlerini sırasıyla anlatıyor. Birinci neden arıtma tesisi olmayan fabrikaların kimyasal atıklarını Nilüfer Çayı ve bunun kollarına boşaltmaları. Bunun yanı sıra tesisi olup da yüksek maliyetler nedeniyle gizli deşarj yapan fabrikaları da unutmamak gerekir. Bunların yeterince denetlenmemesi yüzünden dereler simsiyah akıyor.
Organize sanayi bölgelerindeki biyolojik arıtma tesislerinden çıkan kokuyu da unutmamak gerekir. Çünkü bunlar da arıtma yaparken hidrojen sülfürü doğaya salıyor.
Bursa’daki endüstriyel kirlilik resmi rakamlara da yansımış durumda. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı sitesine girdiğinizde Bursa’nın hava kalitesini görünce sakın şaşırmayın. Türkiye’de ilk beşi kimseye kaptırmıyor.
Hamitler Evsel atık deposu diğer bir koku kaynağı. Evsel atıkları hala ayrıştırıp değerlendirmediğimiz için yapılan de depolama doğal olarak kokuyu ortaya çıkarıyor.
Uluşahin’e göre, Bursa’nın kokudan kurtulması için kısa ve uzun vadede alınması gerekli önlemler var. Birincisi kesinle Nilüfer Çayı’na yapılan bütün deşarjların önlenmesi, endüstriyel baca gazları için fabrikaların sürekli denetlenmesi, Kirletici sanayilerin kent dışına kurulacak ihtisas bölgelerine taşınması.
Kişisel gözlemler tabi ki önemli ama uzmanlar ne diyor bir de onlara kulak vermek lazım.
Kimya Mühendisleri Odası’ndan başlayıp, Çevre Mühendisleri odasıyla devam edip, en önemli konu olan halk sağlığı uzmanıyla bitirelim.
Kimya Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Ali Uluşahin, kokunun nedenlerini sırasıyla anlatıyor. Birinci neden arıtma tesisi olmayan fabrikaların kimyasal atıklarını Nilüfer Çayı ve bunun kollarına boşaltmaları. Bunun yanı sıra tesisi olup da yüksek maliyetler nedeniyle gizli deşarj yapan fabrikaları da unutmamak gerekir. Bunların yeterince denetlenmemesi yüzünden dereler simsiyah akıyor.
Organize sanayi bölgelerindeki biyolojik arıtma tesislerinden çıkan kokuyu da unutmamak gerekir. Çünkü bunlar da arıtma yaparken hidrojen sülfürü doğaya salıyor.
Bursa’daki endüstriyel kirlilik resmi rakamlara da yansımış durumda. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı sitesine girdiğinizde Bursa’nın hava kalitesini görünce sakın şaşırmayın. Türkiye’de ilk beşi kimseye kaptırmıyor.
Hamitler Evsel atık deposu diğer bir koku kaynağı. Evsel atıkları hala ayrıştırıp değerlendirmediğimiz için yapılan de depolama doğal olarak kokuyu ortaya çıkarıyor.
Uluşahin’e göre, Bursa’nın kokudan kurtulması için kısa ve uzun vadede alınması gerekli önlemler var. Birincisi kesinle Nilüfer Çayı’na yapılan bütün deşarjların önlenmesi, endüstriyel baca gazları için fabrikaların sürekli denetlenmesi, Kirletici sanayilerin kent dışına kurulacak ihtisas bölgelerine taşınması.
Uluşahin, oda olarak bir talepleri de Bursa’nın kimyasal
risk haritasının çıkarılması. Bunun da bir an önce yapılmasını gerektiğini
vurguluyor.
ÇMO BAŞKANI DÜNDAR: ŞİKAYET EDİN
Çevre Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Dr. Efsun Dündar, aynı zamanda bir bilim insanı. Uludağ Üniversitesi’nde görev yapıyor. Efsun Dündar da Uluşahin’in tespitlerine katılıyor ve ekliyor, Hamitler ve arıtma tesislerindeki lagunlar.. Tabi endüstriyel baca gazları da cabası…
Bu lagunlarda biriken kötü kokulu çamurdan kurtulmak için yapılan yakma tesisleri de çözüm değil, çünkü bu da kokudan kurtulalım derken hava kirliliğini arttıracak. Sanayi tesislerinin emisyonları büyük problem. 23 Nisan Mahallesi’nden kendilerine de şikayet gelmiş. Geceleyin denetim olmadığı için bacalardan salınan gazlar yüzünden mahalleli nefes alamaz hale geliyormuş.
Sarı tabakayı da Dündar’a soruyoruz.
Bunun Bursa’nın coğrafi yapısından kaynaklandığını ve çökme problemi yüzünden kentin üzerini terk etmediğini söylüyor.
Hatırlarsanız, lodosun Bursa’da can alırken, bir yanda da hayat verdiğini yazmıştık. Çoğu zaman lodos bu tabakayı değiştirerek, kentin nefes almasını sağlıyor.
Dündar, yeni gelen bir uygulamayı da haber veriyor. Koku yönetmeliğine göre, rahatsız olanlar durumu artık çevre ve şehircilik il müdürlüğü şikayet edebilecekler.
Şikayetçi olan mahalle sakinlerine duyurulur.
Dündar, koku ve kirliliğin önlenmesinde sanayicilere büyük görev düştüğünü söylüyor. Mutlaka ve mutlaka arıtma tesisleri kurmaları gerektiğini kaydeden Dündar’a göre denetimlerin arttırılması ve caydırıcı cezaların gelmesi de şart.
ÇMO BAŞKANI DÜNDAR: ŞİKAYET EDİN
Çevre Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Dr. Efsun Dündar, aynı zamanda bir bilim insanı. Uludağ Üniversitesi’nde görev yapıyor. Efsun Dündar da Uluşahin’in tespitlerine katılıyor ve ekliyor, Hamitler ve arıtma tesislerindeki lagunlar.. Tabi endüstriyel baca gazları da cabası…
Bu lagunlarda biriken kötü kokulu çamurdan kurtulmak için yapılan yakma tesisleri de çözüm değil, çünkü bu da kokudan kurtulalım derken hava kirliliğini arttıracak. Sanayi tesislerinin emisyonları büyük problem. 23 Nisan Mahallesi’nden kendilerine de şikayet gelmiş. Geceleyin denetim olmadığı için bacalardan salınan gazlar yüzünden mahalleli nefes alamaz hale geliyormuş.
Sarı tabakayı da Dündar’a soruyoruz.
Bunun Bursa’nın coğrafi yapısından kaynaklandığını ve çökme problemi yüzünden kentin üzerini terk etmediğini söylüyor.
Hatırlarsanız, lodosun Bursa’da can alırken, bir yanda da hayat verdiğini yazmıştık. Çoğu zaman lodos bu tabakayı değiştirerek, kentin nefes almasını sağlıyor.
Dündar, yeni gelen bir uygulamayı da haber veriyor. Koku yönetmeliğine göre, rahatsız olanlar durumu artık çevre ve şehircilik il müdürlüğü şikayet edebilecekler.
Şikayetçi olan mahalle sakinlerine duyurulur.
Dündar, koku ve kirliliğin önlenmesinde sanayicilere büyük görev düştüğünü söylüyor. Mutlaka ve mutlaka arıtma tesisleri kurmaları gerektiğini kaydeden Dündar’a göre denetimlerin arttırılması ve caydırıcı cezaların gelmesi de şart.
PROF. DR. KAYIHAN PALA: ÇÖP TOPLANMASI VE DEPOLANMASIYLA İLGİLİ SORUN
VAR
Finali çevre konusunda ve özellikle hava kirliliğinin önlenmesinde özel çaba gösteren Uludağ Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kayıhan Pala ile yapalım.
Akademik oda temsilcilerinin görüşlerine ek olarak başka bir yöne de dikkat çekiyor Pala. Bursa’da katı atıkların düzenli toplanmasıyla ilgili sorun olduğunu vurguluyor. Bu sadece belirli bir bölge ile ilgili de değil. Kent genelinde çöpler düzenli toplanmıyor ve depolanmıyor.
Arıtma tesisleri de ciddi bir koku kaynağı…
Bursa’da yaşayanların kokuya nasıl duyarsız hale geldiklerini yaşadığı bir olayla anlatıyor. Erzurum’dan Bursa’ya gelen ve 5 gün sonra Pala’yı ziyaret eden üniversitedeki görevli bir bilim insanı da hocaya soruyor; Bu kokuyla nasıl yaşıyorsunuz diye…
Dışarıdan hele temiz havaya alışmış bir bölgeden gelen hemen fark ediyor.
Bursa’yı kokmayan bir kent yapabilmek için sorun alanlarına müdahale etmek gerekiyor. Pala’ya göre, bu anlık değil, bilimsel ve sürdürülebilir olması gerekir.
Bursa’daki kokunun kaynağı üç uzman anlattı.
Çıkan sonuç şu; sorun ortak çalışma ve işbirliği olmadan çözülemez. Kamu yatırım yapacak ve denetleyecek, sanayici de duyarlı olacak. Maliyet azalsın diye hava ve suyu kirletmeyecek.
Çünkü başka Bursa yok….
Finali çevre konusunda ve özellikle hava kirliliğinin önlenmesinde özel çaba gösteren Uludağ Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kayıhan Pala ile yapalım.
Akademik oda temsilcilerinin görüşlerine ek olarak başka bir yöne de dikkat çekiyor Pala. Bursa’da katı atıkların düzenli toplanmasıyla ilgili sorun olduğunu vurguluyor. Bu sadece belirli bir bölge ile ilgili de değil. Kent genelinde çöpler düzenli toplanmıyor ve depolanmıyor.
Arıtma tesisleri de ciddi bir koku kaynağı…
Bursa’da yaşayanların kokuya nasıl duyarsız hale geldiklerini yaşadığı bir olayla anlatıyor. Erzurum’dan Bursa’ya gelen ve 5 gün sonra Pala’yı ziyaret eden üniversitedeki görevli bir bilim insanı da hocaya soruyor; Bu kokuyla nasıl yaşıyorsunuz diye…
Dışarıdan hele temiz havaya alışmış bir bölgeden gelen hemen fark ediyor.
Bursa’yı kokmayan bir kent yapabilmek için sorun alanlarına müdahale etmek gerekiyor. Pala’ya göre, bu anlık değil, bilimsel ve sürdürülebilir olması gerekir.
Bursa’daki kokunun kaynağı üç uzman anlattı.
Çıkan sonuç şu; sorun ortak çalışma ve işbirliği olmadan çözülemez. Kamu yatırım yapacak ve denetleyecek, sanayici de duyarlı olacak. Maliyet azalsın diye hava ve suyu kirletmeyecek.
Çünkü başka Bursa yok….
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder