Tarihi mirasa verilen önem ve gerçekleştirilen
restorasyonlar sayesinde UNESCO’nun Dünya Mirası Listesi’ne de girmeyi
başaran Bursa’nın bünyesindeki zenginlikleri dünyaya tanıtma zamanı geldi.
Yabancı uzmanlar bu büyüleyici zenginliğin uzun zamandır farkında. 3 Ağustos günü Hürriyet Bursa’daki yazımda 1947 yılında Nobel Edebiyat Ödülü alan Fransız yazar, hümanist ve ahlakçı Andre Gide’nin Yeşil Camii ile ilgili Le Journal (Günlük) adlı eserinin "La Marche Turque" (Türk Marşı) bölümünde, Yeşil Camii’nin büyüleyici atmosferi ile ilgili yazısına yer vermiştim.
Gide, uzun süren Orta doğu ve Anadolu gezisi sırasında gördüğü Yeşil Cami’ye ve özellikle 17’inci yüzyıldan itibaren üretilemeyen İznik Çinilerinin yarattığı atmosfere hayran kalınca şu satırları kaleme alır:
Yabancı uzmanlar bu büyüleyici zenginliğin uzun zamandır farkında. 3 Ağustos günü Hürriyet Bursa’daki yazımda 1947 yılında Nobel Edebiyat Ödülü alan Fransız yazar, hümanist ve ahlakçı Andre Gide’nin Yeşil Camii ile ilgili Le Journal (Günlük) adlı eserinin "La Marche Turque" (Türk Marşı) bölümünde, Yeşil Camii’nin büyüleyici atmosferi ile ilgili yazısına yer vermiştim.
Gide, uzun süren Orta doğu ve Anadolu gezisi sırasında gördüğü Yeşil Cami’ye ve özellikle 17’inci yüzyıldan itibaren üretilemeyen İznik Çinilerinin yarattığı atmosfere hayran kalınca şu satırları kaleme alır:
”Dinlenme, aydınlığa dalma, denge yeri, kutsal gökmavisi,
kırışıksız gökmavisi, zihnin yetkin sağlığına kavuştuğu yer...
Enfes, bir tanrı yerleşmiş senin içine ey cami. Sivri kemerin silmesinin ortasında ve soru kırarak, bu çakışma ve sevgi yerinde rahatlayan, çatışmaya ara verip dinlenmeye soyunan iki eğrinin tam kesişmeleri gereken bu gizli, etkin yerde insanlara öğüt veren ve bu yassı taşın manevi asılışını sağlayan o tanrıdır. Ey ince gülümseyiş! Parça aralıkları tam kıvamında ayarlı kemer! Karşılarında ne kadar da rahatça kuruluyorsun zihnimin zarif inceliği!
Uzun süre bu kutsal mekanda derin derin düşündüm ve sonunda anladım ki
ibadetlerimizi bekleyen kusur bulma tanrısı buradadır ve bizi arınmaya
çağırmaktadır."
Enfes, bir tanrı yerleşmiş senin içine ey cami. Sivri kemerin silmesinin ortasında ve soru kırarak, bu çakışma ve sevgi yerinde rahatlayan, çatışmaya ara verip dinlenmeye soyunan iki eğrinin tam kesişmeleri gereken bu gizli, etkin yerde insanlara öğüt veren ve bu yassı taşın manevi asılışını sağlayan o tanrıdır. Ey ince gülümseyiş! Parça aralıkları tam kıvamında ayarlı kemer! Karşılarında ne kadar da rahatça kuruluyorsun zihnimin zarif inceliği!
FRANSA’DAN GÖNDERİLEN POSTA
Gide’nin bu yazısının Bursa’ya ulaşması öyküsü de ilginç.
Bursa Büyükşehir Belediyesi, 3 yıldan beri 3 ayda bir, Yayın Yönetmenliği’ni
Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Saffet Yılmaz’ın yaptığı “Bursa’da Zaman”
adlı dergiyi yayınlıyor. Her sayısında özellikle tarihi bir konuyu uzmanlarına
derinlemesine inceleyen yazılara yer veren Bursa’da Zaman’ın Yayın Müdürüne bir
gün Fransa’da yaşayan İstanbullu Ali Aktoğu’dan elektronik posta ulaşır.
Aktoğu’nun eline, “Bursa’da Zaman” ulaşmış ve ilgisini
çekmiştir.
Andre Gide ile ilgi bilgiyi ve çeviriyi de Aktoğu yaparak,
Yılmaz’a gönderir. Yılmaz da, derginin bir sayfasını buna ayırır. Yorum
yapmadan sadece değerlendirmeyi koyarak yayınlar.
Avrupa’nın düşün hayatını derinlemesine etkileyen böylesine
bir yazarın Yeşil Camii için kaleme aldığı bu yazısı aslında hem Yeşil Camii
hem de Bursa için büyük fırsat.
Daha önceki yazımda tüm bunları anlatarak, “Fransızlar,
dünyada reklam ve tanıtımı en iyi yapanlar olarak bilindiğine dikkati çekerek,
‘Onların kahramanları üzerinden yapılacak tanıtımın, yüzlerce broşür
yapmaktan daha etkili olur” diye yazmıştım.
TABELAYA İLGİ
TABELAYA İLGİ
Yazının sonunda, bu büyüleyici yorumu külliyenin girişine
konulması gerektiğini önermiştim.
Bursa Büyükşehir Belediyesi, sanırım önerimi dikkate alarak, geçen hafta Yeşil Cami’nin Yeşil Türbe’ye bakan girişi ile şadırvanın yanına Gide’nin yazısının fotoğrafıyla birlikte yer aldığı iki pano yerleştirdi. Birkaç gün önce yerleştirilmesine rağmen panolar şimdiden büyük ilgi görmeye başlamış bile. Turistler, önünde durarak ilgi ile okuyorlar.
KAPLUMBAĞA TERBİYECİSİ
Bursa Büyükşehir Belediyesi, sanırım önerimi dikkate alarak, geçen hafta Yeşil Cami’nin Yeşil Türbe’ye bakan girişi ile şadırvanın yanına Gide’nin yazısının fotoğrafıyla birlikte yer aldığı iki pano yerleştirdi. Birkaç gün önce yerleştirilmesine rağmen panolar şimdiden büyük ilgi görmeye başlamış bile. Turistler, önünde durarak ilgi ile okuyorlar.
KAPLUMBAĞA TERBİYECİSİ
Osmanlı İmparatoru Yıldırım Bayezıt’ın oğlu Çelebi Mehmet,
1419 yılında, Mimar Hacı İvaz Paşa ve Nakkaş Ali b. İlyas Ali’ye
yaptırdığı camii, aslında gün yüzüne çıkmayı bekleyen daha nice zenginliği
içinde barındırmaya devam ediyor. 1640 yılında Bursa’ya gelen Evliya
Çelebi’nin seyahatnamesinde, caminin minaresi gibi kubbelerinin de yeşil
çinilerle kaplı olduğunu yazar. Maalesef günümüzde minarelerde bu
çinilerden eser kalmasa da içindeki çini mihrap ve süslemeler eşsiz güzelliğini
korumaya devam ediyor.
Türk resim sanatı denince akla gelen Osman Hamdi Bey’in ‘Kaplumbağa Terbiyecisi’ tablosu da yine Yeşil Camii içinde bir pencere ve çini süslemeleri yer almaktadır. Osman Hamdi Bey tablosunda pencere süslemelerini alarak kapıya dönüştürmüş ve resmetmiştir.
Türk resim sanatı denince akla gelen Osman Hamdi Bey’in ‘Kaplumbağa Terbiyecisi’ tablosu da yine Yeşil Camii içinde bir pencere ve çini süslemeleri yer almaktadır. Osman Hamdi Bey tablosunda pencere süslemelerini alarak kapıya dönüştürmüş ve resmetmiştir.
İncelendikçe daha zenginliklerin ortaya çıkarılacağı Bursa,
kim bilir daha nice hazineleri taşıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder