Yıllardır
bilim adamları ve çevrecilerin yaptığı felaket uyarılarının sinyallerini almaya
başlıyoruz.
Aklınıza Hollywood’un felaket senaryoları üzerine kurulu, kimilerinin uçuk kaçık dese de içinde gerçek unsurları barındıran filmleri gelmiştir.
O tür filmler, bilim adamları ve çevrecilerin yetkililere ve kamuoyuna gelecek felaketleri anlatmalarıyla başlar. Sonrası tabi ki bir film senaryosu içinde bir buçuk ya da iki saate sığdırılan gelişmeler anlatılır.
Son yıllarda işte o filmlerin başlangıç bölümünü yaşıyoruz.
Aklınıza Hollywood’un felaket senaryoları üzerine kurulu, kimilerinin uçuk kaçık dese de içinde gerçek unsurları barındıran filmleri gelmiştir.
O tür filmler, bilim adamları ve çevrecilerin yetkililere ve kamuoyuna gelecek felaketleri anlatmalarıyla başlar. Sonrası tabi ki bir film senaryosu içinde bir buçuk ya da iki saate sığdırılan gelişmeler anlatılır.
Son yıllarda işte o filmlerin başlangıç bölümünü yaşıyoruz.
45
dakika içinde dört mevsim yaşanır mı?
Evet yaşanır...
Dün Bursalılar yaşadı. Cumhuriyet Caddesi’nde ceviz büyüklüğünde buz parçaları yağarken, kentin doğusunu sel götürdü. Bulunduğumuz kent meydanında ise güneşli bir hava hakimdi. Deniz kıyısı Küçük Kumla’da ise bahar esintileri vardı.
Bu kadar da değil, bir gün önce Kestel’de Meteoroloji’ye göre, 45, o bölgede oturanlara göre 15 dakika içinde metrekareye tam tamına 65 kilogram yağış düştü. 65 kilogramı şöyle ifade edeyim küçük bir masa düşünün üzerine içinde 19 litre su bulunan 3,5 damacana suyu dökün.
yağan yağmur miktarı bu.
Daha bitmedi. Marmara Denizi’ndeki hortum Amerika’dan gelen görüntüleri aratmadı.
Aslında bunun öncesi de vardı. Sadece Marmara’da değil, mart ve nisan aylarında yaşanan dolu ve don olayları sadece Marmara’daki değil, Anadolu’nun bir çok yerindeki meyve ve sebze üretimini vurdu.
Zarar öylesine büyük ki, yüzde 35’i verimli tarım arazisinden oluşan Bursa’da, son aylardaki iklim felaketleri inanılmaz boyutta ve hala zarar üstüne zarar görüyor. CHP Bursa Milletvekili İlhan Demiröz, TBMM’de yaptığı gündem dışı konuşmada, çiftçinin bulunduğu durumu anlattı. Osmangazi, Gürsu, Mustafakemalpaşa, Karacabey, Keles, Kestel, Mudanya, Gemlik, İznik, Orhangazi gibi tarımsal üretimin yoğun olduğu ilçelerde çiftçilerin zararı yüzde 80 ila 100 arasında.
Evet yaşanır...
Dün Bursalılar yaşadı. Cumhuriyet Caddesi’nde ceviz büyüklüğünde buz parçaları yağarken, kentin doğusunu sel götürdü. Bulunduğumuz kent meydanında ise güneşli bir hava hakimdi. Deniz kıyısı Küçük Kumla’da ise bahar esintileri vardı.
Bu kadar da değil, bir gün önce Kestel’de Meteoroloji’ye göre, 45, o bölgede oturanlara göre 15 dakika içinde metrekareye tam tamına 65 kilogram yağış düştü. 65 kilogramı şöyle ifade edeyim küçük bir masa düşünün üzerine içinde 19 litre su bulunan 3,5 damacana suyu dökün.
yağan yağmur miktarı bu.
Daha bitmedi. Marmara Denizi’ndeki hortum Amerika’dan gelen görüntüleri aratmadı.
Aslında bunun öncesi de vardı. Sadece Marmara’da değil, mart ve nisan aylarında yaşanan dolu ve don olayları sadece Marmara’daki değil, Anadolu’nun bir çok yerindeki meyve ve sebze üretimini vurdu.
Zarar öylesine büyük ki, yüzde 35’i verimli tarım arazisinden oluşan Bursa’da, son aylardaki iklim felaketleri inanılmaz boyutta ve hala zarar üstüne zarar görüyor. CHP Bursa Milletvekili İlhan Demiröz, TBMM’de yaptığı gündem dışı konuşmada, çiftçinin bulunduğu durumu anlattı. Osmangazi, Gürsu, Mustafakemalpaşa, Karacabey, Keles, Kestel, Mudanya, Gemlik, İznik, Orhangazi gibi tarımsal üretimin yoğun olduğu ilçelerde çiftçilerin zararı yüzde 80 ila 100 arasında.
Demiröz,
çiftçilere destek için yasa çıkarılmasını önerirken, Karacabey’deki başta
domates üreticileri olmak üzere çiftçiler haykırıyor. Yağışlar yüzünden domates ekimini bir türlü yapamıyorlar. Bir
yıllık borç ertelemesinin 3 yıla çıkarılmasını istiyorlar.
Çiftçilerin domates alımı yapacak fabrikalara da çağrıları var: Bu yıl çiftçiye destek için domates alım fiyatının 25-27 kuruşa çıkarılmasını bekliyorlar.
Mevye üreticileri ve ihracatçıları da sıkıntıda, erken kiraz üretimi dolu kurbanı oldu. Şimdi umut dağ bölgelerindeki kirazda. Armut, elma bahçeleri tarumar. Çiftçiler zararı görmemek için bahçelerine gitmeye dahi korkuyorlar.
Tüm bu yaşananlar, yıllardır sürdürdüğümüz çevreye olan duyarsızlığın sonucu. Eğer bu şekilde dünyayı kirletmeye ve çevreyi katletmeye devam edersek, daha büyük felaketler bizi bekliyor.
Bir ağaçtan ne olur? Ya da dünyayı benim yarattığım kirlilik mi bitirecek diye düşünmeyin.
Bu dünya hepimizin. Yarın tıpkı nesillerini yok ettikten sonra ancak fotoğrafları kalan hayvanlar gibi, bir zamanlar yediğimiz güzelim meyveleri de bulamayabiliriz.
Çiftçilerin domates alımı yapacak fabrikalara da çağrıları var: Bu yıl çiftçiye destek için domates alım fiyatının 25-27 kuruşa çıkarılmasını bekliyorlar.
Mevye üreticileri ve ihracatçıları da sıkıntıda, erken kiraz üretimi dolu kurbanı oldu. Şimdi umut dağ bölgelerindeki kirazda. Armut, elma bahçeleri tarumar. Çiftçiler zararı görmemek için bahçelerine gitmeye dahi korkuyorlar.
Tüm bu yaşananlar, yıllardır sürdürdüğümüz çevreye olan duyarsızlığın sonucu. Eğer bu şekilde dünyayı kirletmeye ve çevreyi katletmeye devam edersek, daha büyük felaketler bizi bekliyor.
Bir ağaçtan ne olur? Ya da dünyayı benim yarattığım kirlilik mi bitirecek diye düşünmeyin.
Bu dünya hepimizin. Yarın tıpkı nesillerini yok ettikten sonra ancak fotoğrafları kalan hayvanlar gibi, bir zamanlar yediğimiz güzelim meyveleri de bulamayabiliriz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder