İlk kez 27 yıl önce Başbakan Turgut Özal’ın Roma ve Vatikan
gezilerini izlerken karşılaşmıştım sokak müzisyenleriyle.
Repubblica Meydanı’ndaki lüks restoranlarda Napoliten şarkılar söyleyenlerle rekabet edercesine kimi klasik, kimi pop müzik çalarak dinleyici topluyorlardı.
Roma, bir yana en eğlencelisi Karadeniz kıyısındaki Varna kentinde gördüğüm Roman müzisyenlerdi. Üstelik az da olsa Türkçe de biliyorlardı. O kadar eğlenceli ve güzel şarkılar söylüyorlardı ki, çoğu turist, deniz kıyısındaki tavernalar yerine onları dinlemeyi tercih ediyordu.
Ama en duygusal olanını ise geçtiğimiz ocak ayında, Frankfurt’ta Zeil Caddesi’ndeki müzisyenlerdi. Araç trafiğine kapalı yolda, uzaktan gelen “Lale Devri çocuklarıyız” melodisini duyunca inanamadım. İlerledikçe müziğin sesi artıyordu.
Yine Roman sokak şarkıcıları caddeye renk katılıyordu. Kimseyi rahatsız etmeden içli içli çalan keman sesi, herkesi büyülüyordu. Önlerine koydukları bağış kutusu bir anda dolmuştu. Kısa süreli de olsa gurbette bulunmanın yarattığı duygusallıkla ekipteki arkadaşlarımız bayağı bonkör davranmıştı.
Merak ediyorsunuzdur, bunları neden anlatıyor diye...
Geçen nisan ayında, tıpkı Avrupa kentlerinde olduğu gibi sokaklara renk katan iki müzisyeni Bursa Büyükşehir Belediyesi zabıta ekiplerinin gazabına uğradı. Genç müzisyenler aslında yine Büyükşehir belediyesinin konservatuar öğrencileriydi.
Furkan Dikyokuş yan flüt, Abdülkerim Sağlamsoy akordeon çalıyordu. Daha önce 8 ayrı tutanakla aldığı 950 lira ceza ve tartaklamalardan deneyimli olan Abdülkerim hemen Furkan’a seslenerek polis çağırmasını istedi. Ancak, polis gelinceye kadar sivil zabıtalar yapacağını yapmıştı.
Olaya tepki gösteren vatandaşlardan biri de olayı saniye saniye cep telefonuyla görüntüleyince Abdülkerim, yasal hakkını kullanarak, önce hastaneden raporunu aldı, ardından da Savcılığa suç duyurusunda bulundu.
Repubblica Meydanı’ndaki lüks restoranlarda Napoliten şarkılar söyleyenlerle rekabet edercesine kimi klasik, kimi pop müzik çalarak dinleyici topluyorlardı.
Roma, bir yana en eğlencelisi Karadeniz kıyısındaki Varna kentinde gördüğüm Roman müzisyenlerdi. Üstelik az da olsa Türkçe de biliyorlardı. O kadar eğlenceli ve güzel şarkılar söylüyorlardı ki, çoğu turist, deniz kıyısındaki tavernalar yerine onları dinlemeyi tercih ediyordu.
Ama en duygusal olanını ise geçtiğimiz ocak ayında, Frankfurt’ta Zeil Caddesi’ndeki müzisyenlerdi. Araç trafiğine kapalı yolda, uzaktan gelen “Lale Devri çocuklarıyız” melodisini duyunca inanamadım. İlerledikçe müziğin sesi artıyordu.
Yine Roman sokak şarkıcıları caddeye renk katılıyordu. Kimseyi rahatsız etmeden içli içli çalan keman sesi, herkesi büyülüyordu. Önlerine koydukları bağış kutusu bir anda dolmuştu. Kısa süreli de olsa gurbette bulunmanın yarattığı duygusallıkla ekipteki arkadaşlarımız bayağı bonkör davranmıştı.
Merak ediyorsunuzdur, bunları neden anlatıyor diye...
Geçen nisan ayında, tıpkı Avrupa kentlerinde olduğu gibi sokaklara renk katan iki müzisyeni Bursa Büyükşehir Belediyesi zabıta ekiplerinin gazabına uğradı. Genç müzisyenler aslında yine Büyükşehir belediyesinin konservatuar öğrencileriydi.
Furkan Dikyokuş yan flüt, Abdülkerim Sağlamsoy akordeon çalıyordu. Daha önce 8 ayrı tutanakla aldığı 950 lira ceza ve tartaklamalardan deneyimli olan Abdülkerim hemen Furkan’a seslenerek polis çağırmasını istedi. Ancak, polis gelinceye kadar sivil zabıtalar yapacağını yapmıştı.
Olaya tepki gösteren vatandaşlardan biri de olayı saniye saniye cep telefonuyla görüntüleyince Abdülkerim, yasal hakkını kullanarak, önce hastaneden raporunu aldı, ardından da Savcılığa suç duyurusunda bulundu.
Yediği dayaktan çok, akordionunun kırılmasına üzülüyordu.
Avrupa’da alkış alan ödüllendirilen hatta festivalleri bile düzenlenen bizim sokak müzisyenlerinin kısmetine düşen ise dayaktı.
DHA Muhabiri Hüseyin Tüccar, iki sokak müzisyeninin başına gelenleri haber yapınca onlardan tüm Türkiye haberdar oldu.
Bu noktada Bursa Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanı Mahmut Turna’nın yaptığı açıklama gönüllere su serper gibiydi. Telefonda görüştüğüm Turna, üzgün olduğunu söylüyordu. Olaydan bir gün önce göreve başlamış, sorunu kucağında bulmuştu.
Önce Furkan ve annesiyle görüşerek üzüntülerini dile getirmişti. Söyledikleri makul şeylerdi. Bundan sonra ibadethane yakınları hariç, sokak müzisyenleri her yerde çalabileceklerdi.
Üstelik, olaya karışan zabıta görevlilerinin de kentin en uzak yerlerine sürüleceğini söylüyordu.
Turna ile konuşunca içimde bir umut yeşermişti.
“Kente böyle yöneticiler lazım” diye.
Ancak işin renginin hiç de öyle olmadığını Abdülkerim ile görüşünce öğrendim. Mahmut Turna, önce Furkan, dün de Abdülkerim ile görüşmüştü.
Ama maalesef durum değişmemişti.
Üstelik Hürriyet Bursa ve diğer gazetelerde Turna’nın her yerde serbest demeci çıktığı gün Abdülkerim, Furkan ve yanlarındaki Ela’ya Atatürk Caddesi’nde yine zabıta ekipleri müdahale etmiş, bölgeden uzaklaştırırken, bu kez “biz sizi videoya çekeceğiz” diye tehdit etmişlerdi.
Şimdi, Sayın Müdür Turna’ya soruyoruz?
Avrupa’da alkış alan ödüllendirilen hatta festivalleri bile düzenlenen bizim sokak müzisyenlerinin kısmetine düşen ise dayaktı.
DHA Muhabiri Hüseyin Tüccar, iki sokak müzisyeninin başına gelenleri haber yapınca onlardan tüm Türkiye haberdar oldu.
Bu noktada Bursa Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanı Mahmut Turna’nın yaptığı açıklama gönüllere su serper gibiydi. Telefonda görüştüğüm Turna, üzgün olduğunu söylüyordu. Olaydan bir gün önce göreve başlamış, sorunu kucağında bulmuştu.
Önce Furkan ve annesiyle görüşerek üzüntülerini dile getirmişti. Söyledikleri makul şeylerdi. Bundan sonra ibadethane yakınları hariç, sokak müzisyenleri her yerde çalabileceklerdi.
Üstelik, olaya karışan zabıta görevlilerinin de kentin en uzak yerlerine sürüleceğini söylüyordu.
Turna ile konuşunca içimde bir umut yeşermişti.
“Kente böyle yöneticiler lazım” diye.
Ancak işin renginin hiç de öyle olmadığını Abdülkerim ile görüşünce öğrendim. Mahmut Turna, önce Furkan, dün de Abdülkerim ile görüşmüştü.
Ama maalesef durum değişmemişti.
Üstelik Hürriyet Bursa ve diğer gazetelerde Turna’nın her yerde serbest demeci çıktığı gün Abdülkerim, Furkan ve yanlarındaki Ela’ya Atatürk Caddesi’nde yine zabıta ekipleri müdahale etmiş, bölgeden uzaklaştırırken, bu kez “biz sizi videoya çekeceğiz” diye tehdit etmişlerdi.
Şimdi, Sayın Müdür Turna’ya soruyoruz?
Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?
Olayı yatıştırmak için mi bize böyle demeç veriyorsunuz?
Gerçekten samimiyseniz, bu çocukların müzik yaptığı yere gidip bu kente renk kattıkları için onlara çiçek verip, teşekkür edin.
Yoksa artık söylediklerinize asla inanmayacağız.
Aslında görev bu konuda biraz da Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’ye düşüyor. Balkanları en iyi tanıyan yöneticilerden biri. Ailesi de Makedonya’nın Üsküp kentinden gelmiş. Sık sık gezi düzenleyerek sokaklarını arşınladığı Priştine, Prizren, Üsküp, Varna, Filibe kentlerinde sokak müzisyenlerinin kentlere nasıl renk ve ruh kattığını görmüştür.
Cumhuriyet Caddesi’ni trafiğe kapatıp, nostaljik tramvay seferlerini başlatırken de amacı bu değil miydi?
Bugün artık, Dünya Mirasının yer aldığı kentlerden biri olan Bursa’ya bu tür davranışlar yakışmıyor.
Gerçekten samimiyseniz, bu çocukların müzik yaptığı yere gidip bu kente renk kattıkları için onlara çiçek verip, teşekkür edin.
Yoksa artık söylediklerinize asla inanmayacağız.
Aslında görev bu konuda biraz da Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’ye düşüyor. Balkanları en iyi tanıyan yöneticilerden biri. Ailesi de Makedonya’nın Üsküp kentinden gelmiş. Sık sık gezi düzenleyerek sokaklarını arşınladığı Priştine, Prizren, Üsküp, Varna, Filibe kentlerinde sokak müzisyenlerinin kentlere nasıl renk ve ruh kattığını görmüştür.
Cumhuriyet Caddesi’ni trafiğe kapatıp, nostaljik tramvay seferlerini başlatırken de amacı bu değil miydi?
Bugün artık, Dünya Mirasının yer aldığı kentlerden biri olan Bursa’ya bu tür davranışlar yakışmıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder