Yerel seçimlerin ardından mazbatasını alan başkanlar
makamlarına oturmaya başladı.
Kimisi ilk kez, kimisi Büyükşehir Belediye Başkanı Recep
Altepe gibi Bursa siyaset tarihinde bir ilk gerçekleştirerek ikinci kez, kimisi
de Mustafa Bozbey gibi günümüzde ulaşılması zor bir başarıya imza atarak
dördüncü kez makama oturmanın heyecanını yaşadı.
Sanırım en heyecanlı olanlar, dağarcıklarındaki yüzlerce projeyle bir an önce kolları sıvamak isteyen ilk seçilen başkanlar olmalı.
Sanırım en heyecanlı olanlar, dağarcıklarındaki yüzlerce projeyle bir an önce kolları sıvamak isteyen ilk seçilen başkanlar olmalı.
Ancak, projelere başlamak hiç de kolay değil, telefonlar susmaz, birbiri ardına kutlama ziyaretlerinden başınızı alamazsınız. Bir bakarsınız 6 ay geçmiş bile.
Ancak icraatlarında hızlı davrananlar da var.
Yıldırım’da Ak Parti’den seçilen İnşaat Mühendisi İsmail Hakkı Edebali ile Mudanya’da CHP’den seçilen Elektrik Mühendisi Hayri Türkyılmaz ilk iş olarak seçim meydanlarında verdikleri sözü yerine getirerek makam odalarının kapılarını söktürerek işe başladılar.
Hayri Türkyılmaz bir adım daha ileri giderek, kendisinden önceki başkanın aylığı 4 bin 500 liraya kiralanan 2008 model Mercedes makam otomobilini halkın hizmetine sunması oldu.
İlk iş olarak 85 yaşındaki kimsesiz 85 yaşındaki Naciye Altınkaynak’ı gezdiren lüks makam aracı, sözleşmenin biteceği 14 Nisan’a kadar Mudanyalıların hizmetinde olacak. Araç bir haftadan beri yeni evlenen çiftlere gelin arabası olarak hizmet veriyor.
Keşke kiralık olmasa da sürekli bu hizmet sunulsa...
Türkyılmaz ve Edebali’nin ortak özelliği mühendis olmaları. Belki de bürokrasiye karşı olmaları bundan kaynaklanıyor.
Biz yine kapılara dönelim.
Belki sembolik ama devletle vatandaşın en çok karşı karşıya geldiği belediyeler için çok önemli.
Şeffaflık buradan başlamalı. Kapalı kapılar ardında gerçekleştirilen çalışmalar hem şüphe uyandırır hem de vatandaşa sorulmadan gerçekleştiği için sağlıklı sonuçlar doğurmaz.
Üstelik yıllar önce kanun çıkmasına rağmen bir türlü sağlıklı işlemeyen Bilgi Edinme Hakkı belki de bu şekilde gerçekleşir.
Bilgi çağından artık, katılımcı ve paylaşımcı bir anlayışa sahip olan ve geleceğe yönelik bir bakışa sahip yönetim anlayışını ifade eden yönetişim çağına geçiyoruz.
Sonuç ve hedef odaklı olaylara yönelmiş, vatandaşa hizmeti esas alan, katılımcı, şeffaf, hesap verebilir çağdaş bir yönetim biçimine imkan veren yaklaşım ancak şeffaflıkla gerçekleşir.
Makam kapılarını sökerek, örnek olan iki başkan aslında bu
yolda ilk adımı attı. Şimdi, aynı anlayışı kenti birlikte yönetme noktasına
taşımaları gerekiyor.
Örneğin Yıldırım’ı devasa bir sorun bekliyor. Adı da kentsel dönüşüm. Geçen dönem başkanlık yapan Özgen Keskin’in hazırladığı projeler çok tartışıldı. Burada önemli olan vatandaşın katılımının sağlanması. Kentsel dönüşüm yapılması planlanan mahallelerdeki vatandaşların kafasında yüzlerce değil belki de binlerce soru var.
Örneğin Yıldırım’ı devasa bir sorun bekliyor. Adı da kentsel dönüşüm. Geçen dönem başkanlık yapan Özgen Keskin’in hazırladığı projeler çok tartışıldı. Burada önemli olan vatandaşın katılımının sağlanması. Kentsel dönüşüm yapılması planlanan mahallelerdeki vatandaşların kafasında yüzlerce değil belki de binlerce soru var.
Bunların samimiyetle yanıtlanması gerekiyor. Onların görüşü ve katkısı olmadan isterseniz dünyanın en iyi uzmanlarına projeleri hazırlatın yine de başarılı olamazsınız.
Örneğini Doğanbey’de gördük zaten.
O yüzden makam kapısını değil, gönül ve beyinlerin de vatandaşa açık olması gerekiyor.
Sembolik de olsa yine de makam kapılarının sökülmesini yürekten destekliyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder