Bursa, Balkanlara açılımın sivil köprüsü.
Bunu Makedonya, Kosova ve Bulgaristan gezi yazılarımda dile getirmiştim.
Diplomasinin soğuk resmiyetine karşı yerel yönetimler ve işadamları gönül köprüsüyle bunu başarıyor.
100 yıl önce gözyaşlarıyla terk ettiğimiz Balkan coğrafyasında yıllarca baskıcı rejimler tarafından yok edilmeye çalışılan Osmanlı’nın kültür izleri bu girişimler sonucu birer birer hayat buluyor.
Bursa’nın yaptığı hizmetler daha sonra hükümet ve diplomasi tarafından hemen sahipleniliyor. Çok yakın zamanda bunun iki örneğini yaşadık. Üsküp’te bir işadamının maddi katkısıyla hayat bulan Rufai Tekkesi Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Prizren’de Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin iki köprü onarımı ve dere ıslahı projeleri de Başbakan Erdoğan’ın gezisi sırasında açıldı.
Başbakan Erdoğan’in Prizren’deki konuşmasına Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’ye teşekkür ederek başlaması bu bakımdan önemliydi.
10 yıl önce Türk Başbakanının Kosova’da seçim kampanyasına destek için konuşma yapacağı söylense kimse inanmazdı. Ancak, kurulan gönül köprüleri sayesinde artık bunlar normal hale geldi.
Başbakan da konuşmasında bu unsura dikkat ederek, gönüller üzerinden gönderme yaparak, “Türkiye Kosova’dır, Kosova Türkiye’dir. Bir birimize İstiklal Marşı kadar yakınız” cümlesi aslında işin özeti.
Ancak, İstanbul’dan önce Osmanlı topraklarına katılan bu coğrafyada, ilişkiler bu gelişmesine rağmen hala bazı sıkıntılar devam ediyor.
Ağustos ayındaki Kosova gezimizde, Kosova Cumhurbaşkanlığı Danışma Konseyindeki Cumhurbaşkanının Türklerden Sorumlu Danışmanı Dr. Taner Güçlütürk dile getirmişti. Özellikle ders kitaplarındaki Türk düşmanlığı ile ilgili unsurların çıkarılmaması ve Türkçe’nin devletin resmi dilleri arasında yer alması sorunları hala devam ediyor.
Kosovalı bakan söz vermesine rağmen ders kitapları bu yıl yine aynı şekilde basıldı. Devletin resmi dilleri arasında, İngilizce var Türkçe yok. Sadece yer yönetimlerde Türkçe kullanımı mevcut. Bu da Türkleri oldukça üzüyor.
Umarım önümüzdeki günlerde bu sıkıntılar da aşılır.
Bunu Makedonya, Kosova ve Bulgaristan gezi yazılarımda dile getirmiştim.
Diplomasinin soğuk resmiyetine karşı yerel yönetimler ve işadamları gönül köprüsüyle bunu başarıyor.
100 yıl önce gözyaşlarıyla terk ettiğimiz Balkan coğrafyasında yıllarca baskıcı rejimler tarafından yok edilmeye çalışılan Osmanlı’nın kültür izleri bu girişimler sonucu birer birer hayat buluyor.
Bursa’nın yaptığı hizmetler daha sonra hükümet ve diplomasi tarafından hemen sahipleniliyor. Çok yakın zamanda bunun iki örneğini yaşadık. Üsküp’te bir işadamının maddi katkısıyla hayat bulan Rufai Tekkesi Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Prizren’de Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin iki köprü onarımı ve dere ıslahı projeleri de Başbakan Erdoğan’ın gezisi sırasında açıldı.
Başbakan Erdoğan’in Prizren’deki konuşmasına Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’ye teşekkür ederek başlaması bu bakımdan önemliydi.
10 yıl önce Türk Başbakanının Kosova’da seçim kampanyasına destek için konuşma yapacağı söylense kimse inanmazdı. Ancak, kurulan gönül köprüleri sayesinde artık bunlar normal hale geldi.
Başbakan da konuşmasında bu unsura dikkat ederek, gönüller üzerinden gönderme yaparak, “Türkiye Kosova’dır, Kosova Türkiye’dir. Bir birimize İstiklal Marşı kadar yakınız” cümlesi aslında işin özeti.
Ancak, İstanbul’dan önce Osmanlı topraklarına katılan bu coğrafyada, ilişkiler bu gelişmesine rağmen hala bazı sıkıntılar devam ediyor.
Ağustos ayındaki Kosova gezimizde, Kosova Cumhurbaşkanlığı Danışma Konseyindeki Cumhurbaşkanının Türklerden Sorumlu Danışmanı Dr. Taner Güçlütürk dile getirmişti. Özellikle ders kitaplarındaki Türk düşmanlığı ile ilgili unsurların çıkarılmaması ve Türkçe’nin devletin resmi dilleri arasında yer alması sorunları hala devam ediyor.
Kosovalı bakan söz vermesine rağmen ders kitapları bu yıl yine aynı şekilde basıldı. Devletin resmi dilleri arasında, İngilizce var Türkçe yok. Sadece yer yönetimlerde Türkçe kullanımı mevcut. Bu da Türkleri oldukça üzüyor.
Umarım önümüzdeki günlerde bu sıkıntılar da aşılır.
Viyana'da önceki gece, Avrupa Kalite Ödülleri (EFQM)
çerçevesinde verilen "Başarı Ödülü"nün sahibi Nilüfer Belediyesi
oldu. Nilüfer Belediyesi “Vatandaşa değer katma” kategorisinde ödüle layık
görüldü.
Başkan Bozbey, kalite işine önem veriyor. Yurt içindeki tüm
ödülleri sildi süpürdü. Viyana’da finale kalmasına rağmen büyük ödülü alamadı
ancak başarı ödülü de hiç de azımsanacak bir şey değil. Üstelik bu Türkiye’deki
adı sanı belli olmayan dergilerin verdiği ödüller gibi de değil, almak için
gerçekten kriterlere uyacaksınız. En ufak bir eksiğiniz olsa ilk turda sizi
eleyip finale bile almazlar.
O yüzden Bursa bayrağını Avrupa’da başarıyla dalgalandıran Bozbey’e alkışlanacak bir başarı elde etti.
Bursa adına teşekkürler...
O yüzden Bursa bayrağını Avrupa’da başarıyla dalgalandıran Bozbey’e alkışlanacak bir başarı elde etti.
Bursa adına teşekkürler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder