Yeşilçam filmlerinin klasik sahnelerindendir; İstanbul’da
başlayan aşk, Uludağ’da filizlenir. Çelik Palas’ın eski girişinin önünden
kalkan Amerikan otomobili Uludağ’a hareket eder, film daha sonra şimdiki
Beceren kafenin önünde birkaç planla devam eder.
Türk insanındaki Uludağ algısı uzun yıllar bu çerçevede gelişti. Zenginlerin mekanı, oraya herkes gidemez.
Politikacılardan da Uludağ’ı mekan tutanlar da vardı. Mesut Yılmaz eşi Berna Yılmaz ile uzun yıllar hem başbakanlığı, hem de muhalefet liderliği yaptığı dönemde tatil için Uludağ’ı tercih ederdi. Tansu Çiller ve eşi Özer Uçuran Çiller’in yanı sıra çocukları için de kış aylarında Uludağ en gözde mekandı. Çiller, 28 Şubat’ın en kritik günlerinde uzunca bir süre Uludağ’dan stres atmaya çalışmıştı.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin üst düzey komutanları, genelkurmay başkanları da Uludağ’ı sürekli tercih ederdi.
Belki inanmayacaksınız ama merhum Necmettin Erbakan da Uludağ’ı severdi. Yalnız onun tercihi kar-kış değil, yaz aylarıydı ve partisinin istişare toplantılarını Uludağ’da yapardı.
Yıllar içinde, daha doğrusu Uludağ kendini yenilemeyip, durduğu yerde sayınca siyasi parti liderleri başta olmak üzere, tercihler Bolu’dan Kızılcahamam’a Palandöken’den Erciyes’e kadar başka tatil merkezlerine kaydı.
Yukarıda saydığım siyasi parti liderleri o kadar gelip gitmesine rağmen zirvedeki çarpık yapılaşma hiç birinin dikkatlerini çekmedi.
Türk insanındaki Uludağ algısı uzun yıllar bu çerçevede gelişti. Zenginlerin mekanı, oraya herkes gidemez.
Politikacılardan da Uludağ’ı mekan tutanlar da vardı. Mesut Yılmaz eşi Berna Yılmaz ile uzun yıllar hem başbakanlığı, hem de muhalefet liderliği yaptığı dönemde tatil için Uludağ’ı tercih ederdi. Tansu Çiller ve eşi Özer Uçuran Çiller’in yanı sıra çocukları için de kış aylarında Uludağ en gözde mekandı. Çiller, 28 Şubat’ın en kritik günlerinde uzunca bir süre Uludağ’dan stres atmaya çalışmıştı.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin üst düzey komutanları, genelkurmay başkanları da Uludağ’ı sürekli tercih ederdi.
Belki inanmayacaksınız ama merhum Necmettin Erbakan da Uludağ’ı severdi. Yalnız onun tercihi kar-kış değil, yaz aylarıydı ve partisinin istişare toplantılarını Uludağ’da yapardı.
Yıllar içinde, daha doğrusu Uludağ kendini yenilemeyip, durduğu yerde sayınca siyasi parti liderleri başta olmak üzere, tercihler Bolu’dan Kızılcahamam’a Palandöken’den Erciyes’e kadar başka tatil merkezlerine kaydı.
Yukarıda saydığım siyasi parti liderleri o kadar gelip gitmesine rağmen zirvedeki çarpık yapılaşma hiç birinin dikkatlerini çekmedi.
Belki de Uludağ’a en az gelen Başbakan Tayyip Erdoğan, 2008 yılında Antalya’daki turizm zirvesinde, tatilcilerin beyaz cennet olarak adlandırdığı Uludağ’ı beton çöplüğüne benzetti.
Ardından Bursa Valiliği’ndeki toplantıda dönemin Vali ve Belediye başkanına “Uludağ’ı Davos” yapın talimatını verdi.
Üzerinden tam beş yıl geçti. Ne yapıldı diye sorarsanız. Bir gazeteci olarak gözlemim sadece ve sadece birkaç kamu kuruluşu tesisi ile otellerin kaçak eklentilerinin yıkılması dışında hiçbir şey yapılmadı.
Yol aynı yol, otopark sayısı aynı, alt yapı aynı. Bir tek çivi dahi çakılmazken, yenisinin yapımı için teleferik ulaşımı da durdu üstelik.
Kimse elini taşın altına koymadı. Koymak isteyene de izin
verilmedi.
Üstelik son 10 yıldır görevde olanlar iktidar partisinden.
Acaba olan bitenden talimatı 5 yıldır yerine getirilmeyen Başbakan Erdoğan’ın haberi var mı?
Acaba olan bitenden talimatı 5 yıldır yerine getirilmeyen Başbakan Erdoğan’ın haberi var mı?
18 Şubat 2013 Hürriyet Bursa
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder