Dünyanın en pahalı akaryakıtını kullanan Türkiye’deki araç
sahiplerinin hayalini elektrikli otomobiller süslüyor.
Medya organlarındaki tanıtımlar, fuarlar da bunun ne kadar cazip olduğunu anlata anlata bitiremiyor.
Bence bu hayallerinizi biraz erteleyin.
Bosch Türkiye Genel Müdürü Steven Young’ı dinleyinceye kadar ben de bu hayalle yaşayanlardan biriydim.
Dünya devi bir firmanın genel ve Türkiye’deki üretim ve satış rakamlarını açıklayan Young, 2020 yılındaki otomotiv üretim projeksiyonları açıklarken birden duraksadım. Hatta yanımda oturan Ekonomi Muhabiri arkadaşım Serhat Tezcan da notlarını teyit etmek isteyince bir kez daha sorduk.
Rakam doğruydu.
2020 yılında dünyada 115 milyon otomobil üretimi planlanıyor. Bunun yüzde 90’lık bölümü yine fosil kökenli akaryakıt kullananlardan oluşacak. Elektrikli ve hibrit motorlu otomobil oranı ise sadece yüzde 10.
Bu gerçeğin farkında olan Bosch, 2008 yılından beri Bursa’da yatırım yapıyor. Amaçları dizel ve benzinli araçları daha ekonomik hale getirmek.
Dünyada üretilen beş dizel motorlu araçtan birinin enjektörü, Bursa Fabrikası’nda üretildiği için planlamanın doğru yapılması lazım.
Hedefleri her iki motor türünde de yakıt tüketimini yüzde 30 oranında düşürmek. Benzinli araçlar için olanını ilk kez Mercedes kullanacak. 2013 yılında yeni nesil araçlar yollarda olacak. Üstelik kullanım konforu ve torku artmış, yakıt tüketimi azalmış olarak.
Bosch, elektrikli ve hibrit araç teknolojisi konusunda da boş durmuyor.
2010’dan bu yana bazı güçlü markalar için hibrid teknolojisini tedarik eden Bosch, 2013’te ise 13 otomobil üreticisi için 21 farklı projede elektrik motoru, güç elektronikleri ve akü teknolojisi gibi temel parçaların seri üretimine geçmeyi planlıyor.
Buna ayırdıkları bütçe de çok büyük tam 400 milyon Euro.
Kısacası elektrikli otomobillerinin sıçrama yapabilmesi için yeni buluşlara ve alt yapıya ihtiyaç var. Bosch’ta bunun için çalışıyor.
Bosch Türkiye Genel Müdürü Steven Young, firmasının üretimini ve ayrıntıları toplantıya sığdıramadığı için satır başları halinde anlatıyor.
Sıra Ar-Ge konusuna gelince yine hayretler içinde kaldık ve Türkiye’nin sadece otomotivde değil, her alanda neden yenilik gerçekleştiremediğini bir kez daha anladık.
Bosch’un Ar-Ge’ye yani araştırma geliştirmeye ayırdığı pay yüzde 8, Türkiye’nin binde 8. Türkiye’nin büyük umutlarla hazırlandığı 2023 projeksiyonları için öngörüsü ise yüzde 3. Yani 500 milyar dolarlık ihracat ve dünyanın birinci liginde oynamak için hazırlandığımızda bile Bosch’a yetişemiyoruz.
İşte bu yüzden yerli otomobil üretemiyoruz, dünya markası yaratamıyoruz.
Ancak, Steven Young, biraz iyimser.
Zaten Türkiye’deki otomobillerin yüzde 40’nın yerli olduğuna dikkat çektikten sonra yerli üretim olursa Türkiye şartlarına uygun enjeksiyon sistemleri ve aktarma organları konusunda üzerimize düşeni yaparız diyor.
Daha ne olsun otomobilin en önemli parçaları. Üstelik Türkiye şartlarına uygun üretilecek.
Yerli üretim için aslında yan sanayisi, kaliteli işçiliği ile Bursa hazır. En önemli firmalar da gereken desteği veriyor.
Geriye kalan siyasi iradenin bu konudaki kararlılığı için önemli adımları atması. Ar-Ge için getirilen teşviklerin firmalar tarafından doğru biçimde kullanılması.
Bunlar olduktan sonra 2023’te belki elektrikliye değil de yerli otomobile binmek hayal olmaz.
Medya organlarındaki tanıtımlar, fuarlar da bunun ne kadar cazip olduğunu anlata anlata bitiremiyor.
Bence bu hayallerinizi biraz erteleyin.
Bosch Türkiye Genel Müdürü Steven Young’ı dinleyinceye kadar ben de bu hayalle yaşayanlardan biriydim.
Dünya devi bir firmanın genel ve Türkiye’deki üretim ve satış rakamlarını açıklayan Young, 2020 yılındaki otomotiv üretim projeksiyonları açıklarken birden duraksadım. Hatta yanımda oturan Ekonomi Muhabiri arkadaşım Serhat Tezcan da notlarını teyit etmek isteyince bir kez daha sorduk.
Rakam doğruydu.
2020 yılında dünyada 115 milyon otomobil üretimi planlanıyor. Bunun yüzde 90’lık bölümü yine fosil kökenli akaryakıt kullananlardan oluşacak. Elektrikli ve hibrit motorlu otomobil oranı ise sadece yüzde 10.
Bu gerçeğin farkında olan Bosch, 2008 yılından beri Bursa’da yatırım yapıyor. Amaçları dizel ve benzinli araçları daha ekonomik hale getirmek.
Dünyada üretilen beş dizel motorlu araçtan birinin enjektörü, Bursa Fabrikası’nda üretildiği için planlamanın doğru yapılması lazım.
Hedefleri her iki motor türünde de yakıt tüketimini yüzde 30 oranında düşürmek. Benzinli araçlar için olanını ilk kez Mercedes kullanacak. 2013 yılında yeni nesil araçlar yollarda olacak. Üstelik kullanım konforu ve torku artmış, yakıt tüketimi azalmış olarak.
Bosch, elektrikli ve hibrit araç teknolojisi konusunda da boş durmuyor.
2010’dan bu yana bazı güçlü markalar için hibrid teknolojisini tedarik eden Bosch, 2013’te ise 13 otomobil üreticisi için 21 farklı projede elektrik motoru, güç elektronikleri ve akü teknolojisi gibi temel parçaların seri üretimine geçmeyi planlıyor.
Buna ayırdıkları bütçe de çok büyük tam 400 milyon Euro.
Kısacası elektrikli otomobillerinin sıçrama yapabilmesi için yeni buluşlara ve alt yapıya ihtiyaç var. Bosch’ta bunun için çalışıyor.
Bosch Türkiye Genel Müdürü Steven Young, firmasının üretimini ve ayrıntıları toplantıya sığdıramadığı için satır başları halinde anlatıyor.
Sıra Ar-Ge konusuna gelince yine hayretler içinde kaldık ve Türkiye’nin sadece otomotivde değil, her alanda neden yenilik gerçekleştiremediğini bir kez daha anladık.
Bosch’un Ar-Ge’ye yani araştırma geliştirmeye ayırdığı pay yüzde 8, Türkiye’nin binde 8. Türkiye’nin büyük umutlarla hazırlandığı 2023 projeksiyonları için öngörüsü ise yüzde 3. Yani 500 milyar dolarlık ihracat ve dünyanın birinci liginde oynamak için hazırlandığımızda bile Bosch’a yetişemiyoruz.
İşte bu yüzden yerli otomobil üretemiyoruz, dünya markası yaratamıyoruz.
Ancak, Steven Young, biraz iyimser.
Zaten Türkiye’deki otomobillerin yüzde 40’nın yerli olduğuna dikkat çektikten sonra yerli üretim olursa Türkiye şartlarına uygun enjeksiyon sistemleri ve aktarma organları konusunda üzerimize düşeni yaparız diyor.
Daha ne olsun otomobilin en önemli parçaları. Üstelik Türkiye şartlarına uygun üretilecek.
Yerli üretim için aslında yan sanayisi, kaliteli işçiliği ile Bursa hazır. En önemli firmalar da gereken desteği veriyor.
Geriye kalan siyasi iradenin bu konudaki kararlılığı için önemli adımları atması. Ar-Ge için getirilen teşviklerin firmalar tarafından doğru biçimde kullanılması.
Bunlar olduktan sonra 2023’te belki elektrikliye değil de yerli otomobile binmek hayal olmaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder