İş övgüye gelince mangalda kül bırakmıyoruz.
Tarım kenti, sanayi kenti, Türkiye’nin Detroit’i, tekstilin
parlayan yıldızı, termal kenti, Osmanlı’nın başkenti tarih kenti. Yetmedi
kongre merkezi, Avrupa’nın yeni Davos’u,
sporun Anadolu kaplanı.
Övgüleri saysak bitmez.
Oysa rakamlar ve gerçekler bunu söylemiyor.
Türkiye’nin ilk organize sanayi bölgesini kuran Bursa’nın
bugün sayısı 13’e ulaşan organize
sanayi bölgelerindeki bin 260 fabrika
113 bin çalışanı ile faaliyet gösteriyor.
Milliyet Gazetesi Yazarı Güngür Uras, BTSO’nun 250 büyük
firma araştırmasını değerlendirirken bu rakamları vererek Sanayi üssü Bursa’nın
ihracının 11.7 milyar dolarken, ithalatının 11.9 milyar dolar olduğuna vurgu
yapıyor ve ekliyor: Bursa ekonomisi katma değer yaratmada, ihracat geliri
sağlamada hepimizin tahmin ettiği kadar başarılı değil.
Uras, Ziya Paşa’nın “Âyinesi iştir kişinin lafa
bakılmaz/Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde.” Sözüyle yazını tamamlıyor.
Rakamlar ortada araştırmayı yapan da Bursa Ticaret ve Sanayi
Odası.
Açık anlatım ile 2011 yılında ihracata dönük tarım ve sanayi
üretiminin döviz geliri, ithalat faturasını karşılayamamış.
Bunun sonucu olarak da yıllardır ihracatta İstanbul’un
ardından ikinci sırada olan yerini Kocaeli’ye kaptırarak, üçüncülüğe düşmüş.
Otomotivdeki gerileme devam ederse belki önümüzdeki yıllarda
daha da düşecek.
Bu işin ekonomik bir de sosyo-kültürel tarafa bakalım.
21’inci yüzyıl kentlerin yüzyılı olacağı 1990 yıllarda
Rio’da yapılan toplantıda gündeme geldi ve aradan geçen 20 yılda hayata geçmeye
başladı.
Peki, Bursa bunun neresinde onu da İnşaat Mühendisleri Odası
Başkanı Necati Şahin rakamlarla anlatıyor.
16 büyükşehir belediyesi içerisinde Bursa’nın kentleşme,
kentlileşme, kent performansı ve dirençli kent sıralamasında 14-15’nci
sıralarda.
Bursa’da varoşlarda yaşayan çocukların sadece yüzde 20’si
Ulucami’yi, yüzde 15’i Yeşil Türbe’yi
yüzde 2’si Uludağ’ı görmüş.
Üniversite desen ikincisi zor kuruldu. Kampusu yok göçebe
misali eğitim veriyor.
İçinde s harfleri geçen tüm genel sınavlarda öğrencilerimiz
nal topluyor. Bu yıl LYS’de 4’üncü olduk diye nerdeyse havalara uçacaktık.
Bu mu Avrupa kenti Bursa?
Kenti yönetenler de aslında bu gerçeklerin farkında. Bursa
Valisi Şahabettin Harput, belki de bu yüzden yeni arayışlar için çırpınıyor.
Savunma sanayinin Bursa’ya gelmesi ve katma değeri daha
yüksek olan turizm sektörünün canlanması için kimileri için “hayali” olarak
nitelendirilen Dağyenice gibi projeler peşinde.
Ancak Bursa’nın sorununu çözmeye bunlar yetmez.
Bursa, başını iki elinin arasına alıp düşünmeli.
Nerede yanlış yaptık ve ne yaparsak yeniden parlak günlere
döneriz.
Elbette bu konuda sadece Bursalılara da görev düşmüyor.
Hükümetin de bunu görüp, her fırsatta dile getirdiği, “Bursa
zengin şehirdir kendi işini kendisi halleder” anlayışından bir an önce
vazgeçmelidir.
Bursa her alanda yatırım ve teşvik bekliyor.
Yoksa Bursa artık hiçbir yere koşamaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder