Bursa Atatürk Stadyumu’nu Bursaspor’un ikinci Anadolu
devrimini yarattığı 16 Mayıs akşamından beri bu kadar kalabalık görmemiştim.
İğne atsan yere düşmez misali tüm tribünler tıklım tıklım dolu bir o kadar insan da dışarıda bekliyordu.
Çünkü Uludağ Üniversitesi bir ilke imza atarak tüm fakülte ve yüksekokullardan mezun olacak öğrencileri için tek ve görkemli tören için Atatürk Stadyumu’nu seçmişti.
Uludağ Üniversitesi’ne bağlı 11 fakülte, 3 yüksekokul, 15 meslek yüksekokulu ve konservatuardan bu yıl mezun olan 8 bin öğrenci törenle diplomalarını alacaktı. O yüzden sadece Bursa’dan değil Türkiye’nin dört bir yanından aileler evlatlarının bu mutlu günü için bir araya gelmişlerdi.
Öğrenciler kadar aileler de coşku içinde bu mutluluğu yaşıyordu.
Hepsi cüppesini giymiş, mezun oldukları fakülte ve yüksekokullara göre renkleri değişen kuşaklar atmışlardı. Aralarında iki çocuklarını getirenler bile vardı.
Bir anne ve baba için sanırım çocuğunu okula başlatmaktan daha mutluluk verici olanı onun mezuniyetini görmektir.
Ben de bu mutluğu Tekstil Mühendisliği bölümünden mezun olan kızım sayesinde eşimle birlikte yaşıyordum.
Üniversitenin organizasyonu bir özel şirkete vermeni nedeniyle bazı aksaklıklar yaşansa da tören gerçekten görkemliydi.
Hele finaldeki 10’uncu Yıl Marşı ardından yapılan havai fişek ve ışıklı müzik gösterileri belki de Bursa’da ilk kez bu çapta gerçekleştiriliyordu.
Tüm bu güzellikler yaşanırken benim aklım başka yerdeydi.
50 bin öğrencisi bulunan ve bu güne kadar 150 bin mezun veren Uludağ Üniversitesi’ni tamamlayan 8 bin kişi daha güle oynaya diplomalarını alıyordu.
Onlar için asıl mücadele şimdi başlıyor.
Şimdi bu gençler ne yapacak?
Resmi işsizlik oranının yüzde 10’ların altına düşmediği ve eğitimli işsiz oranının her geçen gün arttığı Türkiye’de onları KPSS sınavlarında ter dökmek o da yetmez, aylarca yıllarca atama beklemek gibi sorunlar bekliyor.
Okulu bitirdiniz öğretmen, mühendis veya her hangi bir bölümden mezun oldunuz. Yetmiyor.
Hadi gel bir daha sınava...
Oysa ÖSYM’den tam kurtulduğunuzu zannederken asıl zorlu sınav için yine onun kapısındasınız.
Bu kez yaşam mücadelesi için üstelik.
Ama törendeki öğrencilerin gözlerinde ışık tüm bu kaygılarıma rağmen bana umut veriyordu.
İğne atsan yere düşmez misali tüm tribünler tıklım tıklım dolu bir o kadar insan da dışarıda bekliyordu.
Çünkü Uludağ Üniversitesi bir ilke imza atarak tüm fakülte ve yüksekokullardan mezun olacak öğrencileri için tek ve görkemli tören için Atatürk Stadyumu’nu seçmişti.
Uludağ Üniversitesi’ne bağlı 11 fakülte, 3 yüksekokul, 15 meslek yüksekokulu ve konservatuardan bu yıl mezun olan 8 bin öğrenci törenle diplomalarını alacaktı. O yüzden sadece Bursa’dan değil Türkiye’nin dört bir yanından aileler evlatlarının bu mutlu günü için bir araya gelmişlerdi.
Öğrenciler kadar aileler de coşku içinde bu mutluluğu yaşıyordu.
Hepsi cüppesini giymiş, mezun oldukları fakülte ve yüksekokullara göre renkleri değişen kuşaklar atmışlardı. Aralarında iki çocuklarını getirenler bile vardı.
Bir anne ve baba için sanırım çocuğunu okula başlatmaktan daha mutluluk verici olanı onun mezuniyetini görmektir.
Ben de bu mutluğu Tekstil Mühendisliği bölümünden mezun olan kızım sayesinde eşimle birlikte yaşıyordum.
Üniversitenin organizasyonu bir özel şirkete vermeni nedeniyle bazı aksaklıklar yaşansa da tören gerçekten görkemliydi.
Hele finaldeki 10’uncu Yıl Marşı ardından yapılan havai fişek ve ışıklı müzik gösterileri belki de Bursa’da ilk kez bu çapta gerçekleştiriliyordu.
Tüm bu güzellikler yaşanırken benim aklım başka yerdeydi.
50 bin öğrencisi bulunan ve bu güne kadar 150 bin mezun veren Uludağ Üniversitesi’ni tamamlayan 8 bin kişi daha güle oynaya diplomalarını alıyordu.
Onlar için asıl mücadele şimdi başlıyor.
Şimdi bu gençler ne yapacak?
Resmi işsizlik oranının yüzde 10’ların altına düşmediği ve eğitimli işsiz oranının her geçen gün arttığı Türkiye’de onları KPSS sınavlarında ter dökmek o da yetmez, aylarca yıllarca atama beklemek gibi sorunlar bekliyor.
Okulu bitirdiniz öğretmen, mühendis veya her hangi bir bölümden mezun oldunuz. Yetmiyor.
Hadi gel bir daha sınava...
Oysa ÖSYM’den tam kurtulduğunuzu zannederken asıl zorlu sınav için yine onun kapısındasınız.
Bu kez yaşam mücadelesi için üstelik.
Ama törendeki öğrencilerin gözlerinde ışık tüm bu kaygılarıma rağmen bana umut veriyordu.
Uludağ Üniversitesi’ni birincilikle bitiren Ebru Kuyru’nun
hatırlattığı Balzac’ın “Umut ve cesaret
insanı istediği yere ulaştırır” sözlerinde olduğu gibi.
Umudunuzu kaybetmeyin gençler hayat sizi bekliyor.
Umudunuzu kaybetmeyin gençler hayat sizi bekliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder