Prof. Dr. Hakan Kutoğlu, eğitimi Türkiye’nin gözde üniversitelerinden İTÜ’de yapmış, yetmemiş, Kanada’ya gidip, pekiştirmiş genç bir bilim adamı. Halen Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi.
Hani şu her deprem olduğunda televizyonlarda boy gösteren ‘Ahkam kesicilerden değil” 17 Ağustos Marmara Depremi sonrası böyle bir bilim adamı daha tanımıştık. Bizden önce dünya tanıyordu aslında. Prof. Dr. Aykut Barka’yı. Sonra genç yaşta kaybettik. Bilimsel araştırmaları ABD tarafından kullanılacak kadar yetkinlikteydi. Türkiye’nin belalısı Kuzey Anadolu Fay Hattı’ndaki incelemeleri Kaliforniya’nın San Andeas Fayı ile benzerlik taşıdığı için araştırmaları önemseniyor ve kabul görüyordu.
Prof. Dr. Hakan Kutoğlu’nu bilimsel araştırmalarıyla konuşması ve gösteriden ziyade gerçekleri kamuoyu ile paylaşması nedeniyle tıpkı Prof.. Dr. Barka gibi dikkatimizi çekti.
Önce bilimsel araştırma yaptı. Ardından verileri ve değerlendirmelerini bilim çevreleri ve kamuoyu ile paylaştı.
Uludağ Üniversitesi’ndeki panelde, Gemlik’teki toplantılarda konuşarak, ’radar interferogram’ ile yaptıkları çalışmalar sonundaki tespitlerini açıkladı. Prof. Dr. Barka’nın tahmin ettiği fayı kesinleştirmişti. Sonuçlar ise çarpıcıydı:
"Bu fayda hareket ve deformasyon başlamış. Fayın ortasındaki iki noktada büyük bir hareketlilik söz konusu, 3 yılda 27 santimetrelik çökme oluşmuş. Bu fay, ‘çek-ayır’ fayı olarak nitelediğimiz cinsten bir fay. 23 kilometre uzunluğunda olduğuna göre en fazla 6.6 veya 6.7 büyüklüğünde bir deprem üretebilir. Bunun ne zaman olacağı konusunda elimizde veri yok. Ancak en son depremin 1855 yılında olduğunu düşünürsek, pek de uzak bir zaman değil. Bursa’daki yetkililerin bir an önce çalışma başlatıp önlem alması gerekiyor."
Tespit ve değerlendirmeler netti. Üstelik Bursa’nın toprak yapısının da depremin şiddetini arttıracağını, İstanbul’da bile bir deprem olsa, Bursa’da bunun 1.6 kat daha büyük hissedileceğini ve bu yüzden 6.7 büyüklüğündeki depremin şiddetinin daha fazla olacağına dikkat çekiyordu.
Prof. Dr. Kutoğlu, çalışmasıyla Bursa ovası içerisinde birbirine paralel iki fay sistemi olduğunu ve bu sistemin Bursa'da bir pull-apart (çek-ayır) bir havza meydana getirdiği açıkça ortaya koymuştu. Tamamen kendi imkanlarıyla yaptıkları çalışma sonunda Bursa'nın da en az İstanbul kadar hatta daha fazla deprem riski taşıdığına dikkat çekmeyi başaran Prof. Dr. Kutoğlu, Bursa ile ilgili farkındalık yaratmayı başararak Bursa’nın kentsel dönüşüm kapsamına alınan 8 ilin arasına alınmasını sağladı.
İnternet sayesinde Prof. Dr. Kutoğlu’na ulaştık ve sorduk; faydaki deformasyon devam ediyor mu?
Bilmediğini söylüyor ve ekliyor. Sorunun yanıtlanabilmesi
için çalışmanın devam etmesi gerektiğini ve kendi kaynaklarından bu çalışmanın
sürdürülmesinin mümkün olmadığını ifade ediyor.
BU GÜNE KADAR KİMSEDEN TEŞEKKÜR ALMADIK
Görevlerini yaptıklarını ve bundan sonrasının Bursa’daki yerel yöneticilere ait olduğunu ifade ederek sitemle, “ Siz merak ediyorsunuz? Acaba onlar merak etmiyor mu? Açık konuşmak gerekirse biz bugüne kadar Bursalılar ve basın dışında kimseden teşekkür almadık veya ne yapabiliriz sorusunu soran bir yetkiliye rastlamadık” diyor.
UMUT TACİRLİĞİ YAPTILAR
Prof. Dr. Kutoğlu bir bilim adamı ve düşüncelerini çekinmeden söylüyor. Bursa çalışması basında yankı bulunca olanlar ise tüyler ürpertici. Bir araştırmanın nasıl rant dönüştüğünün en güzel örneği hiç değiştirmeden Prof. Dr. Kutoğlu’nun sözleriyle verelim:
”Bizim Bursa çalışmamız basında yankı bulunca, birtakım üniversite hocası sıfatına yakışmayan müteahhit zihniyetli insanlar ellerinde çantalarla valilikten belediyelere kapı kapı gezdiler ve birtakım milyon dolarlık anlaşmalar yaptılar. Bu çalışmalar basına depremi önceden bileceğiz diye yansıdı ve umut tacirliği yapıldı. Kuracakları sistemlerin temelinde ise sismograflar vardı. Sismograf deprem tahmininin en zayıf parametresidir. Dünyada bu amaçla başvurulan en baş ve en ucuz yöntemler GPS ve Radar interferometridir. Kısacası Bursa halkı bu konuda yanıltılmıştır”
Görevlerini yaptıklarını ve bundan sonrasının Bursa’daki yerel yöneticilere ait olduğunu ifade ederek sitemle, “ Siz merak ediyorsunuz? Acaba onlar merak etmiyor mu? Açık konuşmak gerekirse biz bugüne kadar Bursalılar ve basın dışında kimseden teşekkür almadık veya ne yapabiliriz sorusunu soran bir yetkiliye rastlamadık” diyor.
UMUT TACİRLİĞİ YAPTILAR
Prof. Dr. Kutoğlu bir bilim adamı ve düşüncelerini çekinmeden söylüyor. Bursa çalışması basında yankı bulunca olanlar ise tüyler ürpertici. Bir araştırmanın nasıl rant dönüştüğünün en güzel örneği hiç değiştirmeden Prof. Dr. Kutoğlu’nun sözleriyle verelim:
”Bizim Bursa çalışmamız basında yankı bulunca, birtakım üniversite hocası sıfatına yakışmayan müteahhit zihniyetli insanlar ellerinde çantalarla valilikten belediyelere kapı kapı gezdiler ve birtakım milyon dolarlık anlaşmalar yaptılar. Bu çalışmalar basına depremi önceden bileceğiz diye yansıdı ve umut tacirliği yapıldı. Kuracakları sistemlerin temelinde ise sismograflar vardı. Sismograf deprem tahmininin en zayıf parametresidir. Dünyada bu amaçla başvurulan en baş ve en ucuz yöntemler GPS ve Radar interferometridir. Kısacası Bursa halkı bu konuda yanıltılmıştır”
Prof. Dr. Kutoğlu, erken uyarıdaki kavram kargaşasına da dikkat
çekiyor. Deprem olduktan sonra asıl yıkıcı dalgadan 10-15 saniye önce bir öncül
dalga yayılır. Bu dalga elektronik sensörlerle algılanabilir ve asıl yıkıcı
dalgadan önce bir takım tehlikeli tesislerin faaliyeti otomatik olarak
kapatılabilir. Ancak bunun vatandaşların herhangi bir kaçma olanağı sağlaması
mümkün değil.
BURSA’DA RANTA DÖNÜŞTÜ
Bu değerli bilim adamı yaptığı açıklamalardan sonra ne
valilik ne de belediyelerden herhangi bir çağrı almamış. “Üstelik pek memnun
oldukları da söylenemez” diye ekliyor.
Prof. Dr. Kutoğlu’nun son cümleleri ise adeta ders
niteliğinde yine dokunmadan verelim:
“Ben ve ekip arkadaşlarımın temel motivasyonu akademik
araştırma ve kamu güvenliğidir. Ranta dönük çalışmalardan rahatsız oluruz.
Bugüne kadar Bursa, Karasu ve Zonguldak'ta çok önemli farkındalıklar yarattık.
Bu bizim için gurur kaynağı. Ancak Bursada bu olay çok ranta döndü. O nedenle
biraz uzak durmak istiyoruz. Ama insanlarımız ihmal edeceğimiz anlamına
gelmesin. Bursa'da yaklaşık 10 yıldır çalışan bri GPS istasyonu varmış. Bir
arkadaşımızdan onun verilerini rica ettik bize sağlayacak. maalesef ne belediye
ne de Valilik bunun farkında. Biz yine insanlarımız için bu verileri
inceleyeceğiz. Birşey bulursak kamuoyuyla paylaşacağız”
Tüm sitemlerine rağmen Prof. Dr. Kutoğlu yine bir bilim
adamı zarafetiyle Bursa için acil yapılması gerekenleri de söylüyor. Öncelik
kentsel dönüşüm, fay izlemek ikinci öncelik Prof. Dr. Kutoğlu’na göre, yine de
fayı izlemek için bölgede bir GPS ağı kurulmalı. Radar interferometri tekniğiyle
de bölgenin izlenmesine devam edilmeli. Yine bölgedeki sıcak su kaynaklarının
sıcaklık ve seviye değişimleri de izlenmeli. Bunlar en ucuz ve hızlı
yöntemler.
Şimdi soruyoruz sayın yerel yöneticilerimize, sizinle milyon
dolarlık anlaşmalar imzalayanlar, umut tacirliği yapanlar kimler? Bursa’nın bunları bilmeye hakkı var.
Menfeati bir eleğe benzetiyorum. insanlar bu eleğe girince ne olduğunu belli ediyor..
YanıtlaSil