Keskin, bunu başarırsa tarihe geçer

Özgen Keskin, iki dönemdir Bursa’nın 700 bin nüfuslu merkez Yıldırım Belediyesi’nin başkanlığını yürütüyor.

9 yıllık başkanlık görevinde bir çok kez basın toplantılarını izleme fırsatı buldum. İlk kez bu kadar heyecanlı ve kararlıydı.  Yeni projesine o kadar önem veriyordu ki, 9 yılı nerdeyse 15 dakikada anlattı.
Halbuki, yazar ve eğitimci olmasından kaynaklanan özelliğinden dolayı toplantılarını genelde bu konularla ilgili detaylandırırdı.

Gelelim projeye Keskin iki yıl aralıksız çalışmış, çalışırken de Kentsel Dönüşüm konusunda yüksek lisans bile yapmış.

Proje danışmanı da hocası Prof. Dr. Nihat Enver Ülger. Uzmanlardan oluşan dar bir grupla projesini tamamlamış. Çünkü ranta açık bir konu.

Düşünsenize 7 mahallede tam tamına 39 bin bina yıkılacak. Yerine 50 bin konutluk bir kent kurulacak. Bursa Ovasından 9 milyon metrekarelik alan boşaltılacak.
Başbakan Erdoğan’ın Kanal İstanbul projesi ile kamuoyunun gündemine gelen “Çılgın Proje” adeta. Keskin de bu tanımlamayı kullanıyor.

Beş yılda tamamlanması planlanıyor. Keskin, birinci yılı “Tepsi içinde sunum” olarak adlandırıyor. “Herkes tartışsın görüşünü açıklasın” diye devam ediyor.
Öyle ya bir kent yıkılıp, yerine yenisi yapılacak. Üstelik resmi kayıtlara göre yüzde 80’i kaçak yapıdan oluşan Yıldırım gibi bir yerde.

Keskin ve ekibi bakanlık tarafından hazırlıkları devam eden ve Meclis komisyonlarındaki Kentsel Dönüşüm Yasası taslağını inceleyerek yapmış çalışmasını.

Tanımlaması da bir belediye başkanının söylemeye çekineceği cinsten. “Bursa Ovası, depremde bir felakettir, yasadışıdır” Daha önce bu tanımlamaları yapanların eleştirildiğini biliyorum. Ama demek ki gerçekler belediye başkanlarını da bu noktalara kadar getiriyor.

Gerçekten deprem uzmanları yıllardır söylüyor. Bursa ovasındaki sıvılaşma ve deprem artırıcı özelliği nedeniyle olası bir depremde nerdeyse taş üstünde taş kalmayacak.

O yüzden Bursa için çok önemli bir o kadar da devasa bir proje. Keskin bunu insanları ikna ederek başarırsa ismini Bursa tarihine altın harflerle yazdırır.

Ama başaramazsa Doğanbey gibi bir ucube ortaya çıkarsa Keskin’i kimse kurtaramaz.
Keskin başaracağına inanıyor.

Çünkü modelini Sinandede’de deneyip başarılı olduğunu söylüyor. Sinandede’de eski binalar yıkılarak yerine müteahhide yeni konutlar yaptırılmış, alan memnun veren memnun. O dönemdeki sloganı yine tekrarlıyor: Ver gecekondunu al lüks daireni. Bir sürü teknik ayrıntı içeren emsal değerleme oranının da 2.8 olacağını söylüyor.
Toplantıyı 7 mahallenin muhtarı da dinliyor. Kimi heyecanlı kimi endişeli. Ama ortada bir gerçek var ki herkes heyecanlı.
Toplantıda can alıcı sorular da geliyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’nin kentsel dönüşüm projesiyle kıyaslama yapılarak üstelik.

Keskin, kendinden emin. “Bu bizim projemiz ve Altepe’de kabul ediyor” yanıtıyla konuyu uzatmıyor.

Ama Doğanbey örneği sorulduğunda hiç tereddüt etmeden “Biz de böyle şeyler yaşanmayacak. Onun için bir yıl tartışacağız” diyor.

Herkesin aklına takılan soruyu bir gazeteci dillendiriyor. “Bu sizin yeniden aday olacağınızla ilgili bir açıklama mı? Çünkü 5 yıl sürecek” Keskin, bu konuda konuşmak istemediğini söylüyor. Ama gazetecilerden gelen yorum ise farklı: “Belki büyükşehir belediye başkanlığı projesi” olur diye. Keskin’in tepsi de sadece gülümsemek oldu.
Kim ne derse desin oturup hiçbir şey yapmadan kaçak yapıların her geçen gün ovayı kuşatmasını ve yok etmesini beklemek yerine bu tür projeleri tartışmak ve gündeme taşımak bile önemli.

Çünkü Bursa ovasının ürünlerini torunlarımıza miras bırakmak zorundayız.