31 Mart 2011 Perşembe

BURSA ARTIK İŞİN HAMALLIĞINI BIRAKIP KAYMAĞINI YEMELİ!


Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın resmi kayıtlarına göre, Türkiye’deki sanayi tesislerinin yüzde 31’i İstanbul, yüzde 8’i Bursa, yüzde 7’si Ankara ve yüzde 5’i de İzmir’de bulunuyor. Nüfus sıralamasına göre dördüncü sırada yer alan Bursa sanayi ve ihracat sıralamasında ikinciliği bırakmıyor.
Son 50 yılda 17 kat büyüyen Bursa, artık önümüzdeki yılların stratejini belirlemeye çalışıyor. Bir zamanlar fayton üretiminden dünyanın en kaliteli otomobili üretimine dönüşümünü sağlayan kent belki de bunun sancılarını yaşıyor.
 Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) aylık yayın organı “Bursa Ekonomi” son sayısında “Bursa’da Sanayi Tamam mı Devam mı” kapağıyla konuyu kent yöneticileri ve uzman görüşleriyle masaya yatırdı.
 Türkiye’nin üretim başkenti Bursa, önümüzdeki dönemde nasıl bir sanayi politikası izlemeli? Sanayiye devam mı yoksa, yeni trend turizm ve hizmet sektörü mü? Bu konuda farklı görüşler yer alıyor.
Sırasıyla bunları yazalım: Öncelik tabii ki sanayiinin nabzını elinde tutan BTSO Başkanı Celal Sönmez’in. Uzun uzadıya anlatıyor Sönmez başyazısında.
Bursa’nın 10 yıldan beri tekstilden gıda, makine ve enerji gibi sektörlere geçişin, gerekse hizmet sektörüne dönük yatırımların uğraşını verdiğini vurguluyor.
Özeleştiri de yapıyor. İstihdamdaki başarının yanı sıra ihracat artışındaki performans düşüklüğünü anlatıyor.
Sönmez, Türkiye sanayinde ilklerin kenti olmuş Bursa’nın orta ve ileri teknoloji yolculuğunun ivmelendiği kentlerden biri olacağını ifade ederek, bu gelişime en yakın sektör adayının savunma sanayi olduğunu kaydediyor.
Bursa’nın İstanbul’dan çıkarılması planlanan kirletici sanayiye adres gösterilmesi ise yöneticilerden tepki görüyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’nin meclisteki “Biz Bursa olarak istemiyoruz. İsteyen iller var. Kütahya, Bilecik, Balıkesir, Çanakkale var. Oralara gitsinler” sözlerini yansıtan dergi, Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Başkanı Ufuk Ay, çarpık kentleşme ve sanayinin bu hızla devam ettiği taktirde Bursa ovasının yok olacağını söylüyor.
Ay, çarpıcı rakamlarla tabloyu gözler önüne seriyor. Çivi bile çakılmaması gereken yerlere sanayi siteleri kuruldu. Bursa’nın yapı stoğunun yüzde 70’e yakını kaçak. Bunların yüzde 80’i hileli hisseli parseller üzerine oturulmuş. Toplam alanı 39 bin hektar olan verimli ovanın 20 bin hektarı aşan kısmı kaçak yapılaşma ve sanayileşme ile yok edildi.
Dergiye Bursa’yı gelecekte görmek isteği yeri anlatan Vali Şahabettin Harput’un hayallerini termal kent süslüyor. Özel İdare’nin yaptığı sondajlarla ilk adımı atılan Termal Turizm Projesi’nin Bursa’yı İngilizce bir terim olan welness yani sağlıklı yaşam merkezi haline getireceğini söylüyor.
Büyükşehir Belediye Başkanı Altepe’nin gelecekteki Bursa’sında da sanayiye yer yok. Ona göre de Bursa’nın geleceği turizm potansiyelinin ön plana çıkarılmasında.
Son sözü Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın 33 yıl Genel Sekreterliği’ni yapan ve Organize Sanayi Sitelerinin kurulmasını sağladığı gibi TOFAŞ’ın Bursa’da fabrika kurmasının mimarlarından Bursa Çimento Yönetim Kurulu Başkanı Ergün Kağıtçıbaşı söylüyor. “Bursa artık işin hamallığını bırakıp kaymağını yemelidir” sözleriyle ifade ediyor.
Birinci sanayi dalgasına hazırlıksız yakalanan Bursa’nın ikinci sanayi dalgasına hazırlıklı olmasını istiyor. Bursa’nın coğrafi yapısı ve limanlara yakınlığı nedeniyle hala sanayi yatırımlarına açık bir alan olduğunu anlatan Kağıtçıbaşı da artık çevreyi kirleten fabrikalara ‘hayır’ demenin zamanın geldiğini vurguluyor.
Kağıtçıbaşı da Sönmez gibi nitelikli kendi ifadesiyle “yükte hafif, pahada ağır işlere” öncülük edilmesini istiyor.
Diğer bir hedef olarak da turizmi işaret ediyor. Türkiye’ye 28 milyon turist geliyor ve bunun Bursa’ya düşen payı sadece 100 bin.
Önceki dönemde Dünya tekstiline nasıl talip olmuşsa şimdi de kongre turizmine adaylığını koymasını isteyen Kağıtçıbaşı, şu cümlelerine katılmamak mümkün mü?
”Bursa termal kabiliyetini hastalıkların tedavisi için bir termal tedavi merkezi haline getirmelidir. Avrupa çok yaşlandı. Yaşlandıkça zenginleşiyor. Dejeneratif hastalıkları artıyor. ‘Gel,ben seni İmparatoriçe Theodora’nın yıkandığı sularla iyileştireyim” diyerek bu zenginliği en iyi biçimde pazarlamalıyız”
Kağıtçıbaşı’nın bu öngörülerine katılmamak mümkün mü?

Namık GÖZ
namik.goz@gmail.com

  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yatırımcı çıkmayınca Büyükşehir yapacak

  27 Ekim 2021 Çarşamba, 07:56     Bursa'da yerel gündem son aylarda oldukça hareketlendi. Emek-Şehir hastanesi metro hattından T2'y...