10 Eylül 2021 Cuma, 08:10
Bilim insanlarının yıllardan beri uyarılarda bulunduğu iklim değişikliği artık gerçekleşti. Seller, fırtınalar, yangınlar peş peşe geliyor. En önemli yansıma ise su kaynakları ve bunun tarıma yansımasında. Göl ve derelerimiz kurudu. İç ve Doğu Anadolu'da bazı ürünler hasat dahi edilmeden tarlalar sürülmeye başlandı.
Kuraklığın Bursa'ya yansıması ise yağış rejiminin değişmesi ve sıcaklık artışıyla gerçekleşti. Önümüzdeki yıllarda daha büyük tehlikeler kapımızda bekliyor. Bugün övünerek sadece Bursa'da ürettiğimizi söylediğimiz siyah incir, armut, zeytin, salçalık domates, biberi önlem almazsak belki de göremeyeceğiz. Çünkü bu ürünlerin tamamı suya ve ılıman iklim koşullarına uygun ortam istiyor.
Aslında iklim değişikliği başlamadan da Bursa su zengini bir kent değildi. Bu algının oluşmasında Evliya Çelebi'nin 400 yıl önce yazdığı Seyahatnamesi'nde, 'Velhasıl Bursa sudan ibarettir' benzetmesinin yanı sıra hazır su firmalarının Bursa'da olmasının etkisi büyük.
Sanılanın aksine Bursa su fakiri bir kent. Geçen yıl Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş da yaptığı su konulu söyleşide anlatmıştı.
Geçen yıl sonbahar aylarında Nilüfer ve Doğancı barajlarındaki su miktarı düşünce BUSKİ hemen 155 kuyuyu devreye alarak su kesintisi yaşanmamasını sağlamıştı. Son 100 yılın en kurak beşinci, son 45 yılın da en kurak sonbaharını yaşamıştık.
Bu yıl şubat ayında kar, mart ayındaki yağmur sayesinde barajlar doldu. Bursa kuyu yerine Uludağ'dan gelen kaynak sularını içmeye başladı.
Ancak, mart ayından sonra bu yıl da yağış konusunda geçen yıl kadar olmasa bile yine pek yağış görmedi. Bu yüzden Doğancı'da doluluk oranı yüzde 52'ye Nilüfer de ise 75'e düştü.
Bu gelişme üzerine BUSKİ, önümüzdeki sonbahar için şimdiden tedbir alarak, 40 kuyuyu geçen hafta devreye soktu. Bu kuyulardan şebekeye aktarılan su miktarı kentin günlük ihtiyacının yüzde 10'u seviyesinde. Eğer kuraklık devam ederse diğer kuyular da devreye alınacak.
Aslında bizim iki barajımız da artık Bursa'nın su ihtiyacını karşımada yetersiz. İstanbul, Ankara ve Adana ile karşılaştırdığımızda barajlardan kişi başına düşen su miktarı oldukça gerilerde. Yani herkesin bir tanker suyu var. Onun için Bursa Büyükşehir Belediyesi Çınarcık barajını devreye almaya çalışıyor. Eğer, bu baraj devreye girerse mevcut iki barajın iki katından fazla kapasitede su sağlayacak.
Bunun yanı sıra Bursa'daki diğer bir yanlış uygulama ise içme suyu kalitesindeki kaynakların sanayide kullanılıyor olması. Büyükşehir Belediyesi, geçtiğimiz aylarda sanayideki su kullanımına disiplin getirmek için çalışmalar başlatmıştı.
Bizim Bursalılar olarak yapacağımız bireysel tasarrufun yanı sıra sanayide ve tarımda kullanılan suyun kontrol altına alınması gerekiyor.
Yoksa susuzluk tehlikesi bizi bekliyor.
ÖNCE ORHANGAZİ, SONRA SANAYİ ATIKLARI
Marmara Denizi'ndeki Müsilaj sorunun çözümü için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı haziran ayında adeta seferberlik başlatmıştı. Ardında TBMM'de Müsilaj Araştırma Komisyonu kuruldu. Komisyon, Ankara'da ilgili kamu kuruluşları, akademisyenlerle görüşmelerin ardından İstanbul'da Marmara'ya kıyısı bulunan tüm kentlerin belediye başkanlarının katıldığı istişare toplantısı düzenledi.
AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Demir'in başkanlığını yaptığı komisyon üyeleri 7-10 Eylül tarihleri arasında başlattıkları inceleme gezisi kapsamında önceki gün Gemlik'teydi.
Artıma tesislerinde incelemelerde bulunarak, Bursa Valisi Yakup Canbolat, Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş'tan bilgi alan komisyon üyeleri daha sonra tekne ile körfezi dolaştı.
Komisyon Başkanı Mustafa Demir, incelemeler sonrası yaptığı açıklamada, görünürde müsilaj olmamasının iyi bir gelişme olduğuna vurgu yaparak, 'Bizim asıl hedefimiz, müsilaja neden olan etkenler ve onların devam edip etmediğidir. Onların içinde de bizleri ilgilendiren müdahale edebileceğimiz yegâne etken de Marmara Denizi'nin kirletilmesidir' dedi.
Komisyon üyelerine bilgi veren BUSKİ Genel Müdürü Güngör Gülenç'e hem incelemeyi hem de Orhangazi'deki arıtma tesisi konusunu sorduk.
Gemlik Körfezi'ndeki 4 arıtma tesisinde Türkiye'ye örnek işletme yapıldığını belirten Gülenç, 'Bu tesislerde hem ileri biyolojik arıtma hem de bunları tekrar ultraviyole ile dezenfekte ediyoruz. İçinde hiçbir mikrop olmayan suyu denize veriyoruz. Komisyon üyeleri incelemelerinden memnun ayrıldılar'
Orhangazi'de arıtma tesisinin kapasite artışı konusuna Büyükşehir Belediye Başkanı Aktaş'ın büyük önem verdiğini bununla ilgili fizibilite ve projenin hazır olduğunu da ifade eden Gülenç, 'İller Bankasına teklifimizi yaptık. Finans sağlandığında ihalesini yapacağız' dedi.
Orhangazi'den gelen ve Gemlik'te denizle buluşan Karsak deresinin sadece bununla kirlenmediğine de dikkat çeken Gülenç, 'Orhangazi'yi arıttıktan sonra bizden çıkan suyu kim kirletiyorsa daha kolay bulunacak' dedi.
Aslında Gülenç'in dikkat çektiği konu Nilüfer deresinin kirliliğiyle de benzer özellik taşıyor. Evsel atıkların arıtması konusunda önemli ilerleme var. Ancak Nilüfer ve Karsak Marmara'ya kirlilik taşıyor. Bunun önlenmesinin yolu da sanayilerin arıtma tesislerinden geçiyor.
KENT KONSEYİ DE MÜSİLAJ İÇİN ÇALIŞMA BAŞLATTI
Marmara'daki müsilaj sorunu aslında denizin kirliliğe isyanı. Bunun önlemesi de topyekûn bir mücadele gerektiriyor. Birey olarak da bizlerin üzerine düşen görevler var.
Bursa Kent Konseyi Sağlık Çalışma Grubu, müsilaj ile ilgili çalışma başlattı. Kent Konseyi Başkanı Şevket Orhan'ın önerisiyle başlatılan çalışmalarda, Temsilciliğini Prof. Dr. Sedat Demir'in yaptığı Sağlık Çalışma Grubu, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı'yı ağırladı.
'Marmara Denizi'nin yeni kabusu: Müsilaj' başlıklı sunum yapan Prof. Dr. Sarı, Atık suların yüzde 45'i arıtılmadan doğrudan denize aktığını, ilk müsilajın 21 Kasım'da görüldüğünü ancak seslerini duyuramadıklarını vurgulayarak, ' Su yüzeyi temizlendi ama ilk 30 metre ile dipte hala devam ediyor' dedi.
Prof. Dr. Demir, Kent Konseyi olarak vatandaşın bilinçlendirilmesi ve yayılımının en azından uzun vadede azaltılması konusunda önümüzdeki günlerde çalışma yapacaklarını sözlerine ekledi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder