Bizim kuşak çok iyi hatırlar; Gölcük Seymen'i geçip, İzmit'e doğru döndüğünüzde, adeta burnunuzun direğini kıracak bir kötü koku ile karşılaşırdınız. Marmara tam bu noktada bataklık haline dönmüştü.
İzmit kadar olmasa da Suğniipek faaliyette olduğu yıllarda Gemlik girişinde de yine kötü koku ile karşılaşırdınız.
İzmit'te uzun yıllar önce yapılan çalışmalar sonucu bu bölge temizlendi. Gemlik'te de fabrika kapandıktan sonra kötü koku yok oldu.
Uzun lafın kısası; bilim insanlarına göre, dünyada eşi benzeri olmayan ve doğal akvaryum özelikleri taşıyan Marmara Denizi'ni çok uzun yıllar boyunca hor kullanarak bu hale getirdik.
Sanki başka yer yokmuş gibi Türk sanayisinin en önemli fabrikalarını Marmara kıyıları veya yakınına kurduk. Kurmaya da devam ediyoruz.
Sanayi ve iş imkanı nüfus yoğunluğunun da bu bölgede oluşmasına neden oldu. Türkiye'de nüfus yoğunluğu 24 milyon 465 bin ile Marmara Bölgesinde. Bunun 16 milyonu ise İstanbul'da yaşıyor. Atıklarının çok büyük bir bölümü ise Marmara Denizi'ne akıyor. İstanbul'da 88 adet atık su arıtma tesisi bulunuyor. Bu tesisler günde 5 milyon 815 bin 910 metreküp su arıtması yapıyor.
Bursa, Kocaeli, Balıkesir'de de aynı durum söz konusu. Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin Marmara kıyılarındaki yerleşim bölgelerinde yaptığı arıtma tesisleri devreye girdiğinde denizin nasıl temizlenmeye başladığını görmüştük.
Ancak uzmanlar tesislerin yetmediğini veya tam kapasite ile çalışmadığını, suyu sadece süzülerek Marmara Denizi'ne verildiğini savunuyor.
Son günlerde ortaya çıkan ve deniz salyası olarak adlandırılan musilaj Marmara'nın can çekişinin sinyalleri. Ani bir ısı değişimi baskın türleri ortaya çıkarmaya başladı. Uydudan bile görüntülenen musilaj tabakası Marmara'nın her yerinde.
Bilim insanlarına göre, arıtmaların yetersizliği ve kaçak deşarjlar Marmara'daki canavar türlerin besin olan azot ve fosforu sağlıyor. Normalin kat be kat fazlası besinler sayesinde gelişen bu tek hücreli bu yapılar, başta balık olmak üzere deniz canlılarını yok ediyor.
Kimileri önemsemiyor; Bir poyraz dağıtır ortada bir şey kalmaz tesellisiyle avunsa da gerçek hiç öyle değil. Belki poyraz ve ısı değişimi sonrası musilaj gidecek ama önümüzdeki yıllarda daha büyük ve tehlike olarak tekrar ortaya çıkacak.
ASTV'de yayınlanan Gözlem Kulesi'nin konuğu olan Bursa Uludağ Üniversitesi Çevre Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç. Dr. Efsun Dindar'a göre de yaşanan durum normal değil. Nedeni ise Marmara Denizi'nin hızla kirlenmesi. Arıtma tesisleri kurulsa da hala kaçak deşarjlar önlenemiyor ve kirlenme devam ediyor. Ayrıca arıtma tesislerinin de artık güncellenmesi gerekiyor.
Doç. Dr. Dindar'ın küresel ısınma ve Bursa'ya etkisi konusundaki önemli açıklamalarını önümüzdeki günlerde yazacağım.
Dünkü çağrımı bir kez daha yineleyerek, kirliliğin çevre ve tarım müdürlüklerince bir an önce incelenmesi ve nedeninin bulunmasını bekliyoruz.
GENELGE YAYINLANDI: KAYIK VE KÜÇÜK TEKNELER İÇİN BİR YIL DAHA SÜRE
Geçen yıl Mudanya ve Gemlik sahillerinde tonozda bağlı tekneler mevzuata aykırı olduğu için liman başkanlıkları ve sahil güvenlik komutanlığının yaptığı uygulamayla toplanıp, sahiplerine ceza kesilmişti.
AK Parti Bursa Milletvekili Zafer Işık, teknelerin bağlanması için yeterli barınak, marina ve toplu tonoz sahaları olmadığı için oluşan mağduriyetin giderilmesi için girişimlerde bulunmuş ve Ankara'da yaptığı görüşmeler sonucu geçici çözüm elde edilmişti.
Geçtiğimiz günlerde ASTV'deki Gözlem Kulesi programında açıkladığı bir yıl erteleme kararı Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Selim Dursun imzasıyla yayınlandı.
Genelgeyle bir sene daha kazanıldığını belirten Zafer Işık, önümüzdeki süreçte toplu tonoz alanlarının oluşturulması için dün Sahil Güvenlik Güney Marmara Grup Komutanı Yarbay Umut Yavaş ile TCSG-25 botuyla Kurşunlu, Küçük Kumla, Büyük Kumla, Karacaali, Narlı'da kıyıda tonozu olan kayıklar ve özel teknelerin bağlanması konusunda teknik bir inceleme gezisi yaptı. Ardından sahilde de tekne sahipleriyle görüşerek bilgi verdi.
BAYRAM ÖNCESİ EN GÜZEL MESAJ; ELEKTRİK-SU BORCUNUZ ÖDENMİŞTİR
Koronavirüs pandemisi küçük esnaf ve dar gelirlileri olumsuz yönde etkiliyor. 17 günlük kapanma sürecinde pandeminin etkilerini azaltmak için seferberlik ilan eden Kestel Belediyesi, ihtiyaç sahiplerini sevindirecek yeni bir çalışma başlattı.
İhtiyaç sahipleri ile dükkanını kapatmak durumunda kalan esnaf ve çalışanlarına erzak desteği, günlük sıcak yemek dağıtımı ve aylık alışveriş kartının ardından ilçede elektrik ve su borçlarını ödemekte güçlük çeken binlerce hanenin faturaları da ödendi.
Bugünlerde yüzlerce Kestellinin cep telefonuna gelen elektrik ya da su borcunuz ödenmiştir mesajları bayram öncesi ekonomik sıkıntı çekenlerin yüzlerini güldürdü.
'Kestel'e Sözümüz var. Biz büyük bir aileyiz. Ailemizin her ferdinin mutluğu ve huzuru bizim için önemli. Bu zor günleri de yardımlaşma ve dayanışma ile birlikte aşacağız' diyen Kestel Belediye Başkanı Önder Tanır, 4 bin hanenin 750 bin lira tutarındaki elektrik ve su faturalarının ödendiğini söyledi.
Bu güzel uygulamanın tüm belediyelere de yayılması bayram öncesi binlerce dar gelirlinin daha güzünü güldürmez mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder