Pazar günleri özellikle Bursa'nın tarihi ve kültürel değeri konusunu yazmaya çalışıyorum. Bu hafta da geçtiğimiz günlerde restorasyonu tamamlanan Tophane Kulesi'ndeki saati anlatacağım.
İYİ Parti TBMM Grup Başkanı, Bursa Milletvekili Prof. Dr. İsmail Tatlıoğlu, iki hafta önce ASTV'de yayınlanan Gözlem Kulesi programında, Bursa'nın sahipsiz olduğunu savunarak, Tophane'deki saatle ilgili şu sözleri söylemişti:
'Kaçıncı kez yetkililere söyledim. Tophane'deki saat henüz yerinde değil. Biraz araştırdım akıbeti de belli değil. 3 yıldan beri tarihi saat yok. Geçenlerde baktım restorasyon bitmiş saat yine yerinde yok'
Prof. Dr. Tatlıoğlu'nun bu sözleri üzerine muhabirlik damarım kabardı ve araştırmaya başladım.
Öncelikle şunu söyleyeyim; eskiden bir konuyu araştırmak çok uzun zaman alırdı. Kütüphanelerde saatlerce süren araştırma yapardık. İnternet sayesinde bilgiye ulaşmak oldukça kolaylaştı.
Büyükşehir Belediyesi basın bürosu kurumsal altyapıyı kullanarak, yaptığı tüm haberleri arşivliyor. Acaba saatle ilgili bir not var mı diye öncelikle oraya baktım. 10 Ağustos'ta restorasyonun tamamlanmak üzere olduğuyla ilgili haber geçilmiş. İçinde de saat ayrıntısı yer alıyordu.
Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Tüm Saatçi İşadamları Derneği (TÜSAD) Başkanı Hayrettin Akpınar ile birlikte Tophane Kulesi'nde incelemede bulunmuş ve açıklama yapmış.
Akpınar'ın incelemeye katılma nedeni de Prof. Dr. Tatlıoğlu'nun sorduğu saatle ilgiliymiş. Bu haber ve Büyükşehir yetkilileriyle yaptığım görüşmelerin sonucunu başa dönerek anlatayım.
Neredeyse 150 yaşındaki Fransız yapımı mekanik saatin yerinden çıkarılması öyküsü 30 yıl öncesine dayanıyor.
İlk kez Sultan Abdülaziz döneminde 1876 yılında yangın gözlemi için yaptırılan Tophane Kulesi, bugünkü son halini Sultan Abdülhamid zamanında aldı. Kesme taştan tekrar inşa edilen 33 metre yüksekliğindeki 6 katlı kule, 1986 yılında koruma kurulu kararıyla tescillendi ve 18 Haziran 1987'de de Büyükşehir mülkiyetine geçti. 2004 yılında ise basit bir onarım geçirdi. Ya ilk mülkiyete geçişte ya da basit onarım sırasında bozulan eski saat sökülerek yerine yeni saat takıldı. Eski saat ise uzun yıllar boyunca kule çevresinde bekletildi.
2017 yılında ise saat kulesinin hazırlanan rölöve yenileme ve restitüsyon projeleri, Bursa Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından kabul edilince çalışmalar başladı ve geçtiğimiz aylarda tamamlandı.
En son Azerbaycan bayrağının renklerine bürününce büyük ilgi gördü.
TAMİR EDİLİNCE CAM KAFES İÇİNDE SERGİLENECEK
Peki, saat ne oldu?
Bursa'da uzun yıllar gazetecilik yaptıktan sonra İstanbul'a giden İHA Genel Yayın Koordinatörü İrfan Altıkardeş'in iyi bir gazeteci olmanın yanı sıra antika ve özellikle mekanik saatlerle ilgili merakı olduğunu bilirim.
Tophane'deki saatin onarımı için Tüm Saatçi İşadamları Derneği (TÜSAD) Başkanı Hayrettin Akpınar'ın devreye girmesini de Altıkardeş sağlamış. Saatin onarımını gönüllü olarak üslenen Akpınar'dan son durumu öğrenmek için aradığımda Altıkardeş de yanındaydı.
'Saat emin ellerde' diye söze başlayan Akpınar, onarımının devam ettiğini ve parça eksikleri tamamlandıktan sonra birçok Avrupa kentinde olduğu gibi kulenin yanında cam kafes içinde sergileneceğini söyledi.
Ağustos ayında ile Tophane'de incelemelerde bulunurken hazırladıkları projeleri de Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş sunduklarını anlatan Akpınar, onarımın tamamlanmasının ardından projenin hayata geçirileceğini sözlerine ekledi.
Hazırlanan projenin siyah beyaz fotoğrafını da gördüm. Eğer uygulanabilirse 2 metrelik mekanizmaya sahip saatin kulenin yanında büyük ilgi göreceği kesin.
DOLU ZEYTİNİ, SU BASKINI TRAFİĞİ VURDU
Cuma günü gazetedeki işlerimi tamamladıktan sonra Gemlik'e doğru yola çıktım.
Günlerden beri meteoroloji dolu ve sağanak yağış konusunda uyarılarda bulunuyordu. Perşembe gününü pas geçen yağış meğer benim yola çıkmamı bekliyormuşçasına bardaktan boşalırcasına yağmaya başladı. Dürdane ve Kurtul'u geçerken silecekler yağmurun hızına yetişmiyordu.
Üstüne üstlük tam Serbest Bölge Kavşağını geçince trafik de tıkandı. Gemlik Dörtyol geçişi sel yüzünden geçit vermeyince kuyruk uzadıkça uzadı.
Yarım saatte ancak Küçük Sanayi alt geçidinin önüne gelebildim. Buradan Hisartepe ve Yeni adliye binasının önüne çıkan bir tali yola girerek, kuyruktan kurtulmak istedim.
Keşke girmemiş olsaydım. Gemlik'i bilenlerin tamamı benim gibi akın edince burası da tıkandı. Üstelik ana yol kadar da güvenli değil. Yağış hızını arttırınca ara sokaklardan sel akmaya başladı. Tam o anda Karadeniz ve en son Kestel'deki sel faciaları aklıma geldi.
Polis ekiplerinin buradaki trafiğe müdahalesi ve bizzat yağmur kanallarını açması sayesinde cendereden kurtulduk. Gemlik'in içi de aynı durumdaydı.
Dün sabah sonuçlarını daha çarpıcı şekilde gördük. Dolu zeytini, su baskını yolları vurmuştu.
Önemli bir not: Hisar mahallesi ve yeni adliye binasının altındaki yollar berbat durumda. Yeni lüks binalar yapılmış ama önleri hala çamurlu ve stablize yol.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder