Koronavirüs, ne makam ne mevki ne ırk ne de sınıf ayrımı yapmadan toplumun tüm kesimlerini etkilemeye devam ediyor.
Uzaklara değil, şöyle bir yakın çevremize baktığımızda iktidar ve muhalefet partisi milletvekillerinden belediye başkanlarına, sivil toplum örgütü temsilcilerinden öğretmenlere kadar koronanın kapısını çalmadığı kimse yok.
Salgının başladığı ilk aylarda evlere kapandığımız günlerde, çevremizde bir vaka görülmesi bile tüylerimizi diken diken etmeye yeterken, şimdi işyerinde sınıfta, oturduğumuz apartmandaki vakalarda ilk günkü korku ve tedirginliğimizden eser yok.
Bursa ve yanı başımızdaki megapol İstanbul, salgının başından beri en sıkıntılı günlerini yaşıyor. Bunu en yetkili ağız olan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca açıklıyor.
Kapatılan korona servisleri birer birer yeniden açılırken, yoğun bakım yatak sayılarının arttırılmasına çalışılıyor. Nisan-mayıs aylarında koronanın inişe geçeceği ve sonbaharda ikinci dalga beklentisi vardı. Bizde hafif bir eğim sonrası yeniden yükseliş başladı. Salgın hiç etkisini kaybetmedi.
Avrupa da bizden farklı değil. Yaz aylarında koronanın ateşini söndüren ülkelerde vaka artışı salgının ilk aylarını geçmiş durumda. Avrupa ikinci kapanma dönemi hazırlıkları yapıyor. İkinci korona virüs dalgası ile mücadele amacıyla İtalya, Danimarka, Slovakya ve Belçika'nın başkenti Brüksel'de sıkılaştırılmış önlemler devreye girdi. Günlük 100 bin vaka endişesi yaşayan Fransa'da geçen cumartesi gününden bu yana 21.00-06.00 saatleri arasında sokağa çıkma yasağı uygulanıyor. İspanya ikinci kez olağanüstü hal ilan etti bile.
Pandemi döneminde Avrupa liderleri arasında, temkinli açıklamalarıyla öne çıkan Almanya Şansölyesi Merkel, 'Bizi çok zor aylar bekliyor' uyarısında bulundu.
İnsanlığın umudu aşının bulunmasında. Aşıyla ilgili bir gün iyi bir gün kötü haberler geliyor. Türkiye'nin aralık ayında Çin'den gelecek 5 milyon doz ile risk grubunda bulunanların aşılanmasına başlayacağı bildiriliyor. Kademeli olarak bu rakam 15 milyona çıkacak.
Sağlık Bakanlığı'nın salgının başladığından beri uygulamaya çalıştığı pandemiyle ilgili planları geçtiğimiz yıllarda hazırlayan Prof. Dr. Mehmet Ceyhan ise 'pandemiyi aşıyla bitirme şansımız yok' açıklamasıyla umutları kırarken gerekçesini de şu cümleyle özetledi:
'Çünkü bu bireysel aşılama olacak pandemiyi bitirecek miktarda aşı üretimi 2,5 seneden önce mümkün değil. Bütün Türkiye nüfusuna aşı yapıp bunların yüzde 60'nın korunması sağlamak toplumsal bağışıklık geliştirmek çok kolay bir iş değil'
Peki, ne yapacağız?
Uzmanlara göre, maske, mesafe ve hijyen kurallarına uymak aşıdan daha etkili. Kamunun da bu dönemde tıpkı Avrupa ülkelerindeki gibi kısıtlama önlemlerine başvurması gerekecek.
Biraz da iş bizlere düşüyor. İlk aylarda sağlık bakanlığı açıklama yapmadan evlere kapanmıştık. Geçen hafta sonu sahiller, AVM'ler iğne atsan yere düşmez misali kalabalıktı. Tamamen evlere kapanmasak da nisan-mayıs aylarındaki özenin onda birini göstermemiz yeter...
TÜRKİYE'NİN İLK SANAL FESTİVALİNDE BÜYÜK BAŞARI
Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Bursa Kent Konseyi tarafından Bursa Fotoğraf Sanatı Derneği'nin (BUFSAD) desteğiyle 16 Ekim'de başlayan Bursa Uluslararası Fotoğraf Festivali (BursaFotoFest) geçen Pazar günü sona erdi. 'Uzak-Yakın' temasıyla kapılarını 10'uncu yapılan festivalin özelliği korona salgını nedeniyle sanal ortama taşınmasıydı.
Bu yönüyle Türkiye'de bir ilki başaran festival, sanal sergi alanı oluşturulan internet adresi üzerinden yayınlandı. youtube.com/bursafotofest kanalından da toplam da 15 saati aşkın süren canlı söyleşiler gerçekleştirildi.
18 ülkeden 168 projenin yer aldığı festivali zaman zaman internet üzerinden izleme fırsatı buldum. Tıpkı Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi salonlarını dolaşıyormuş hissiyle dünyanın çok ünlü sanatçılarının eserlerini hiçbir zahmete katlanmadan izleme imkanı oluşturulmuştu. Kaçıranlar için müjde vereyim. Yılsonuna kadar açık olacak. İstediğiniz saatte galerileri dolaşıp usta sanatçıların eserlerini görebilirsiniz.
Böylesine bir başarıya imza atan FotoFest Küratörü Kamil Fırat, BUFSAD Başkanı Serpil Savaş ve Festival Koordinatörü Murat Başlar'ı kutlamak gerekir. Sanal olduğuna bakmayın. Çok güçlü bir altyapı ve koordinasyon gerektiriyor.
Önümüzdeki yıllarda pandemi sona erecek ve kaldığı yerden festival fiziki olarak devam edecek. Ancak buradan elde edilecek deneyim belki önümüzdeki yıllarda hibrit festivale dönüşecek. Çünkü dijital ortamlardaki etkinliklere yurt dışından konuk getirmek onların programıyla çakışmamak önemli bir unsur. Sanal festival ise buna imkan sağlayacak.
'LÜTFEN MÜGE ANLI'YI ARAMAYIN'
İşletme mezunu ve aynı zamanda Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi alanında yüksek lisans sahibi bir iletişimci olan İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban, sosyal medya kullanan başkanlar arasında sanırım en yaratıcı ve esprili olanlardan biri.
Her hafta yeni bir espri ve ilginç yorumlarla karşılaşıyoruz.
İki ay kadar önce İnegöl, girişlerindeki nüfus tabelalarıyla ilgili yaptığı 'İşi Müge Anlı'ya götürmeden çözdük' paylaşımı etkisini yitirmeden temizlikle ilgili 'uçan halı' mesajı okuyanları gülümsetmişti.
Ardından güldürürken düşündüren araziye moloz dökülmesi uyarısı, şehir tiyatrosu oyuncularının dilenci kılığında verdikleri sosyal mesaj geldi.
Sosyal medya yazılarını kendisi kaleme alan Taban'dan önceki gün mesaj yüklü bir fotoğrafla yapılan paylaşım geldi. İnegöl tabelasındaki nüfus bölümü boş, üzerinde ise 82 sayısı yer alıyordu. Taban, fotoğrafın altına ise 'Lütfen Müge Anlı'yı aramayın. Her şey kontrol altında' notunu düşmüştü.
Müge Anlı, göndermesi İnegöl'ün nüfusuyla ilgiliydi. 82 ise yıllardır il olmayı bekleyen İnegöl'ün özlemini anlatır gibiydi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder