Kent yönetimlerinde asıl olan kurumsallaşma ve kişilere
bağlı olmaksızın işleyişin devam etmesidir. Ancak, sadece Türkiye’de değil,
dünyanın bir çok yerinde bir insan ülkelerin kentlerin kaderlerini değiştirir.
İnsan öyküleri de bu yüzden büyük önem taşır.
Bu gün size bir muhtarın nasıl bir mahallenin kaderini değiştirdiğini anlatmak istiyorum.
Osmangazi İlçesi’ne bağlı Dikkaldırım Mahallesi Muhtarı Mustafa Özderya, aslında Trabzon’un Araklı İlçesi’nin Yİğitözü Köyü’nden.
Yani Bursa’nın büyük bir bölümü gibi o ve ailesi de daha iyi bir yaşam için göç etmiş.
Özderya’nın yorgancılıkla başlayan çalışma hayatı, pideciliğe kadar uzun bir yelpaze içinde devam ettikten sonra çevre baskısıyla muhtar olmuş.
Çünkü, sorunu olan Özderya’ya koşmuş..
O da ilgisiz kalmamış, yetmemiş mahalle sorunlarını başta belediyeler olmak üzere resmi kurumlara taşımış çözümler üretmiş.
Sonunda 10 yıl önce arkadaş zoruyla muhtar olmuş.
Dikkaldırım, sosyo kültürel açıdan Bursa’nın iki ana ekseni arasında sıkışmış bir mahalle. Bir yanında Bursa’nın bir zamanlar gözde mahalleleri, diğer yanında ise yeni gelişen lüks mahalleleri.
Göçle gelenlerin kurduğu bu mahallede Anadolu ve Balkanların her rengini bulmak mümkün.
Karadeniz pidecisinden, Gaziantep kebapçısına, Balkan börekçilerinden yöresel yemek restoranları cadde boyunca yer alıyor. Bu görüntü mahalle sakinlerinin demografik dağılımı hakkında en güzel bilgiyi veriyor.
İşte böylesine bir yapıda her kesimi memnun etmeyi başaran Muhtar Özderya’nın yaptıklarına geçmeden önce yaşanan kavgalarını nasıl önlediğini anlatayım.
Bu tür mahallelerde yan bakma kavgası bitmez. İki kişi arasında bu kadar basit bir nedenle başlayan kavgalar mahalle yapısı nedeniyle 30-40’ar kişilik kavgalara dönüşür.
Bir süre önce, yine bir yan bakma kavgası yüzünden sopa ve bıçakların da karıştığı kavga yaşanır.
Çözüm adresi yine Özderya’dır. Herkes telefonla onu arar; Nerdesin muhtar mahalle yıkılıyor.
Özderya, hemen olay yerine gelir, kavga kızışmıştır. Önce durdurur, bir grubu yakındaki restorandan içeriye alır. Bu arada polisi de aramıştır ama gelinceye kadar kavganın önlenmesi gerekir.
Bir grupta konuşurken diğer kavga tarafı gidip kavga için kuşanıp gelir.
Özderya, durumu anlayınca dışarıya çıkar ve “Ben sizlerin arasını bulmaya çalışırken, siz gidip hazırlanıp geldiniz. Onlar da bunu yapabilirdi. Bir adım atan olursa karşısında beni bulur” sözleriyle seslenir.
Gelen grubu durdurmuştur. Bu sırada çevik kuvvet polisi de yetişir. Arada barikat oluşturulur.
Kavga durmuş ama grupların gerginliği devam eder. Bir an önce uzlaşma sağlanmazsa kavga yeniden tekrarlanacaktır.
Polis ve muhtar tarafından herkes mahalle karakoluna davet edilir. Polisin konuşması üzerine ikna olurlar ama Muhtar ikna olmamıştır.
Şartını da açıklar, “Yarın Mihraplı Camii’nin bahçesinde kahvaltıda börek ikram edeceğim gelmeyen barışmamış sayılır”
Taraflar razı olmuştur.
Ertesi sabah Özderya kendi cebinden aldığı tepsi tepsi böreklerle cami bahçesindedir. Önce ihtiyarlar gelir. Ardından taraflar ve barış böreğiyle kavga sona erer.
Şimdi gelelim Özderya’nın diğer yaptıklarına muhtarlık yetmezmiş gibi iki yıl önce Dikkaldırımspor Başkanlığı’na da getirilir. Takım amatör kümede şampiyon olup, bir üst gruba yükselir ama muhtarın 120 bin lirası gitmiştir.
‘Helal olsun’ der başkanlığı bırakır ama yönetimde kalmaya devam eder. Sadece kulüp olarak değil, spor okulu da kurarak yüzlerce çocuğu yaz tatilinde evlerinden servisle aldırarak, okula taşıtır.
Okul ihtiyacının karşılanması için valiliğin kapısını aşındırır ve isteğini elde eder.
Son icraatı ise mahalleye özel konser.
Bu gün size bir muhtarın nasıl bir mahallenin kaderini değiştirdiğini anlatmak istiyorum.
Osmangazi İlçesi’ne bağlı Dikkaldırım Mahallesi Muhtarı Mustafa Özderya, aslında Trabzon’un Araklı İlçesi’nin Yİğitözü Köyü’nden.
Yani Bursa’nın büyük bir bölümü gibi o ve ailesi de daha iyi bir yaşam için göç etmiş.
Özderya’nın yorgancılıkla başlayan çalışma hayatı, pideciliğe kadar uzun bir yelpaze içinde devam ettikten sonra çevre baskısıyla muhtar olmuş.
Çünkü, sorunu olan Özderya’ya koşmuş..
O da ilgisiz kalmamış, yetmemiş mahalle sorunlarını başta belediyeler olmak üzere resmi kurumlara taşımış çözümler üretmiş.
Sonunda 10 yıl önce arkadaş zoruyla muhtar olmuş.
Dikkaldırım, sosyo kültürel açıdan Bursa’nın iki ana ekseni arasında sıkışmış bir mahalle. Bir yanında Bursa’nın bir zamanlar gözde mahalleleri, diğer yanında ise yeni gelişen lüks mahalleleri.
Göçle gelenlerin kurduğu bu mahallede Anadolu ve Balkanların her rengini bulmak mümkün.
Karadeniz pidecisinden, Gaziantep kebapçısına, Balkan börekçilerinden yöresel yemek restoranları cadde boyunca yer alıyor. Bu görüntü mahalle sakinlerinin demografik dağılımı hakkında en güzel bilgiyi veriyor.
İşte böylesine bir yapıda her kesimi memnun etmeyi başaran Muhtar Özderya’nın yaptıklarına geçmeden önce yaşanan kavgalarını nasıl önlediğini anlatayım.
Bu tür mahallelerde yan bakma kavgası bitmez. İki kişi arasında bu kadar basit bir nedenle başlayan kavgalar mahalle yapısı nedeniyle 30-40’ar kişilik kavgalara dönüşür.
Bir süre önce, yine bir yan bakma kavgası yüzünden sopa ve bıçakların da karıştığı kavga yaşanır.
Çözüm adresi yine Özderya’dır. Herkes telefonla onu arar; Nerdesin muhtar mahalle yıkılıyor.
Özderya, hemen olay yerine gelir, kavga kızışmıştır. Önce durdurur, bir grubu yakındaki restorandan içeriye alır. Bu arada polisi de aramıştır ama gelinceye kadar kavganın önlenmesi gerekir.
Bir grupta konuşurken diğer kavga tarafı gidip kavga için kuşanıp gelir.
Özderya, durumu anlayınca dışarıya çıkar ve “Ben sizlerin arasını bulmaya çalışırken, siz gidip hazırlanıp geldiniz. Onlar da bunu yapabilirdi. Bir adım atan olursa karşısında beni bulur” sözleriyle seslenir.
Gelen grubu durdurmuştur. Bu sırada çevik kuvvet polisi de yetişir. Arada barikat oluşturulur.
Kavga durmuş ama grupların gerginliği devam eder. Bir an önce uzlaşma sağlanmazsa kavga yeniden tekrarlanacaktır.
Polis ve muhtar tarafından herkes mahalle karakoluna davet edilir. Polisin konuşması üzerine ikna olurlar ama Muhtar ikna olmamıştır.
Şartını da açıklar, “Yarın Mihraplı Camii’nin bahçesinde kahvaltıda börek ikram edeceğim gelmeyen barışmamış sayılır”
Taraflar razı olmuştur.
Ertesi sabah Özderya kendi cebinden aldığı tepsi tepsi böreklerle cami bahçesindedir. Önce ihtiyarlar gelir. Ardından taraflar ve barış böreğiyle kavga sona erer.
Şimdi gelelim Özderya’nın diğer yaptıklarına muhtarlık yetmezmiş gibi iki yıl önce Dikkaldırımspor Başkanlığı’na da getirilir. Takım amatör kümede şampiyon olup, bir üst gruba yükselir ama muhtarın 120 bin lirası gitmiştir.
‘Helal olsun’ der başkanlığı bırakır ama yönetimde kalmaya devam eder. Sadece kulüp olarak değil, spor okulu da kurarak yüzlerce çocuğu yaz tatilinde evlerinden servisle aldırarak, okula taşıtır.
Okul ihtiyacının karşılanması için valiliğin kapısını aşındırır ve isteğini elde eder.
Son icraatı ise mahalleye özel konser.
Yanlış duymadınız mahalle konseri için Yılmaz Morgül’ü davet
eder, parayı da sponsorlardan sağlar.
Önce karşı çıkan mahalleli konser sonunda Özderya’ya teşekkür eder.
Tüm bunları başaran Özderya’nın bir gün dahi çok çalışmaktan şikayet etmediğini söylüyor.
Önündeki hedefi ise ana caddedeki trafiği rahatlatacak çözüm bulmak, bir de Mihraplı Camii’nin adının Şehitler Camiisi olmasını istiyor. Çünkü Bursa’daki tüm şehitler için orada törenler düzenleniyor. Şehitler camii adı da Mihraplı’ya yakışır düşüncesinde.
Muhtar Özderya, soy ismi gibi derya yüreğiyle hizmete devam ediyor.
Darısı Bursa’nın diğer mahallelerinin de başına…
Önce karşı çıkan mahalleli konser sonunda Özderya’ya teşekkür eder.
Tüm bunları başaran Özderya’nın bir gün dahi çok çalışmaktan şikayet etmediğini söylüyor.
Önündeki hedefi ise ana caddedeki trafiği rahatlatacak çözüm bulmak, bir de Mihraplı Camii’nin adının Şehitler Camiisi olmasını istiyor. Çünkü Bursa’daki tüm şehitler için orada törenler düzenleniyor. Şehitler camii adı da Mihraplı’ya yakışır düşüncesinde.
Muhtar Özderya, soy ismi gibi derya yüreğiyle hizmete devam ediyor.
Darısı Bursa’nın diğer mahallelerinin de başına…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder