Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’nin sıkı bir
Bursaspor taraftarı olduğunu herkes bilir. Çocukluğunun geçtiği Elmasbahçeler
Mahallesi’nden Atatürk Stadyumu’ndaki maçları kar kış yağmur çamur dinlemeden
izleyen Altepe, başkan olduktan sonra deplasman maçlarını da kaçırmamaya
başladı.
Bursaspor sevdası yüzünden Timsah Arena için katlandığı zorlukları da herkes
bilir.
Altepe’nin de binlerce anı biriktirdiği Atatürk Stadyumu’nun yıkılıp yerine beton zeminli proje çıkarıldığında açıkçası şaşırmıştım. Çünkü yıllar önce Osmangazi Belediye Başkanı olduğu sıralarda dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Hikmet Şahin’in BUTTİM’in arkasında stadyum, Atatürk Stadyumu yerine de AVM ve rezidans projesine en çok karşı çıkan ve bunu dillendirme cesareti gösteren de Altepe’ydi.
Neyse ki hazırlanan beton yığını proje, Bursa Barosu, Mimarlar Odası Bursa Şubesi ve Bursa Atatürk Stadyumunu Koruma ve Yaşatma Derneği (BASKOD)tarafından yapılan itirazlar üzerine mahkeme tarafından iptal edilince Bursa bu konuda rahat bir nefes aldı.
Ardından Başkan Altepe de projeden vazgeçildiğini açıkladı ve ardından yeşil alan ve tarihi tribünün de korunacağı proje kamuoyuna deklare edildi.
Bu konuda eski Büyükşehir Belediye Başkanı Erdem Saker’in Altepe’yi ikna etmesinin katkısını da unutmamak lazım.
Bu günlerde, önce stadyumun çevresindeki duvarlar, ardından tribünlere eklenen bölümler iş makinaları tarafından kar kış demeden yerle bir ediliyor.
DHA Bursa Bürosu’nu ziyaret eden Altepe’ye konunun ilk günden beri takipçisi olarak, Atatürk Stadyumu’nun geleceğini ve tarihi tribünün nasıl değerlendirileceğini sormamak olmazdı.
Projenin iptal edilerek yeni planın açıklandığı günden beri tarihi tribünün Bursaspor Müzesi olmasını önermiştim. Ardından başka öneriler de yapıldı. Değerli spor araştırmacısı İsmail Kemankaş’ın da spor tarihi müzesi önerisi olduğunu biliyorum.
Sanırım başkan bu konuda verdiği kararı ilk kez bize açıkladı. Tarihi tribün onarılarak ilk günkü haline getirilecek ve Festival Müzesi olacak. Altepe’ye göre, tarihi tribünün mevcut kolonlarla ayakta durması imkansız. Yapının benzeri inşa edilecek.
Altepe, duvarların yıkılmasıyla yeşil zeminin otomobille giderken bile artık Çekirge Caddesi’nden görünmeye başladığını gülerek anlatıyor. Gelinen noktadan o da memnun . Şimdi yeni proje hazırlıklarının sürdürüldüğünü söylüyor. Festival Müzesi olmasının gerekçesini de şöyle açıklıyor:
“Bursa festivali 55 yaşını doldurdu. Eskiden fuarla festival birlikte yapılır. Kültür Parkı’n içinde stantlar açılırdı. Konserler ve eğlencelerin adresi de Atatürk Stadyumu olurdu. O yüzden festival müzesi yapılmasını uygun gördük. Ayrıca amfitiyatro gibi hem yeşil alan olacak. Burası toplantı ve konserlerin de adresi olacak”
15 bin kişinin oturabileceği bir amfitiyatro Türkiye’de bir ilk olacak. Ayrıca yapımı için 1926 yılında Atatürk’ün bizzat 1000 lira bağışta bulunduğu stadın tüm izlerinin yaşatılması Bursa’nın tarihi kimliğinin korunması açısından da çok önemli.
Altepe’nin de binlerce anı biriktirdiği Atatürk Stadyumu’nun yıkılıp yerine beton zeminli proje çıkarıldığında açıkçası şaşırmıştım. Çünkü yıllar önce Osmangazi Belediye Başkanı olduğu sıralarda dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Hikmet Şahin’in BUTTİM’in arkasında stadyum, Atatürk Stadyumu yerine de AVM ve rezidans projesine en çok karşı çıkan ve bunu dillendirme cesareti gösteren de Altepe’ydi.
Neyse ki hazırlanan beton yığını proje, Bursa Barosu, Mimarlar Odası Bursa Şubesi ve Bursa Atatürk Stadyumunu Koruma ve Yaşatma Derneği (BASKOD)tarafından yapılan itirazlar üzerine mahkeme tarafından iptal edilince Bursa bu konuda rahat bir nefes aldı.
Ardından Başkan Altepe de projeden vazgeçildiğini açıkladı ve ardından yeşil alan ve tarihi tribünün de korunacağı proje kamuoyuna deklare edildi.
Bu konuda eski Büyükşehir Belediye Başkanı Erdem Saker’in Altepe’yi ikna etmesinin katkısını da unutmamak lazım.
Bu günlerde, önce stadyumun çevresindeki duvarlar, ardından tribünlere eklenen bölümler iş makinaları tarafından kar kış demeden yerle bir ediliyor.
DHA Bursa Bürosu’nu ziyaret eden Altepe’ye konunun ilk günden beri takipçisi olarak, Atatürk Stadyumu’nun geleceğini ve tarihi tribünün nasıl değerlendirileceğini sormamak olmazdı.
Projenin iptal edilerek yeni planın açıklandığı günden beri tarihi tribünün Bursaspor Müzesi olmasını önermiştim. Ardından başka öneriler de yapıldı. Değerli spor araştırmacısı İsmail Kemankaş’ın da spor tarihi müzesi önerisi olduğunu biliyorum.
Sanırım başkan bu konuda verdiği kararı ilk kez bize açıkladı. Tarihi tribün onarılarak ilk günkü haline getirilecek ve Festival Müzesi olacak. Altepe’ye göre, tarihi tribünün mevcut kolonlarla ayakta durması imkansız. Yapının benzeri inşa edilecek.
Altepe, duvarların yıkılmasıyla yeşil zeminin otomobille giderken bile artık Çekirge Caddesi’nden görünmeye başladığını gülerek anlatıyor. Gelinen noktadan o da memnun . Şimdi yeni proje hazırlıklarının sürdürüldüğünü söylüyor. Festival Müzesi olmasının gerekçesini de şöyle açıklıyor:
“Bursa festivali 55 yaşını doldurdu. Eskiden fuarla festival birlikte yapılır. Kültür Parkı’n içinde stantlar açılırdı. Konserler ve eğlencelerin adresi de Atatürk Stadyumu olurdu. O yüzden festival müzesi yapılmasını uygun gördük. Ayrıca amfitiyatro gibi hem yeşil alan olacak. Burası toplantı ve konserlerin de adresi olacak”
15 bin kişinin oturabileceği bir amfitiyatro Türkiye’de bir ilk olacak. Ayrıca yapımı için 1926 yılında Atatürk’ün bizzat 1000 lira bağışta bulunduğu stadın tüm izlerinin yaşatılması Bursa’nın tarihi kimliğinin korunması açısından da çok önemli.
SOSYAL MEDYAYI ÇALKALAYAN OLAYA AÇIKLAMA
Bu arada, sosyal medyanın gündemi bir haftadan beri Büyükşehir Belediyesi’nin yeni yapılan hizmet binasına kurulduğu öne sürülen su arıtma cihazı oluşturuyor. Birçok kesimden bu konuda eleştiriler de geliyor. Gelmesi de normal çünkü Bursa’nın en önemli konusu su ve başta Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe olmak üzere yıllardan beri “Bursa’da su çeşmeden içilir” sloganıyla tanıtım yapılıyor.
Eleştiriler artınca Büyükşehir Belediyesi açıklama yapınca işin gerçek yüzü ortaya çıktı. Açıklamanın bence en ilginç yönü ise Atatürk’ün “Cehalet yenilmesi gereken en büyük düşmandır” sözüne atıf yapılarak yanıt verilmesiydi.
Karalama siyaseti olarak değerlendirilen iddiaların cehaletten kaynaklandığına vurgu yapılırken ulu önderin bu sözüne atıf yapılıyor.
Açıklamanın özeti şu: Büyükşehirin yeni hizmet binasındaki ısıtma, soğutma ve mutfak temizlik ekipmanlarının kireçlenmemesi için sistem kurulmuş. Eğer bu sistem kurulmazsa cihazların garantisi devam etmeyecekmiş. Yeni binadaki içme ve kullanma suyu ise tamamen şebekeden karşılanıyormuş. Bu yumuşatma sisteminin ürettiği sertlik derecesi düşük (0 sertliği olan) suyun gerek içme gerek kullanma suyu olarak kullanılması uygun değilmiş.
Bu açıklama eleştiri yapan çevreleri tatmin eder mi bilmiyorum ama bunun yapılması bile önemli. Çünkü bir çok insan gibi ben de suyu çeşmeden içmeyi tercih ediyorum. Böyle bir konunun şüphesi bile benim gibi binlerce insanı çeşmeden uzaklaştırmaz mı?
Bu arada, sosyal medyanın gündemi bir haftadan beri Büyükşehir Belediyesi’nin yeni yapılan hizmet binasına kurulduğu öne sürülen su arıtma cihazı oluşturuyor. Birçok kesimden bu konuda eleştiriler de geliyor. Gelmesi de normal çünkü Bursa’nın en önemli konusu su ve başta Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe olmak üzere yıllardan beri “Bursa’da su çeşmeden içilir” sloganıyla tanıtım yapılıyor.
Eleştiriler artınca Büyükşehir Belediyesi açıklama yapınca işin gerçek yüzü ortaya çıktı. Açıklamanın bence en ilginç yönü ise Atatürk’ün “Cehalet yenilmesi gereken en büyük düşmandır” sözüne atıf yapılarak yanıt verilmesiydi.
Karalama siyaseti olarak değerlendirilen iddiaların cehaletten kaynaklandığına vurgu yapılırken ulu önderin bu sözüne atıf yapılıyor.
Açıklamanın özeti şu: Büyükşehirin yeni hizmet binasındaki ısıtma, soğutma ve mutfak temizlik ekipmanlarının kireçlenmemesi için sistem kurulmuş. Eğer bu sistem kurulmazsa cihazların garantisi devam etmeyecekmiş. Yeni binadaki içme ve kullanma suyu ise tamamen şebekeden karşılanıyormuş. Bu yumuşatma sisteminin ürettiği sertlik derecesi düşük (0 sertliği olan) suyun gerek içme gerek kullanma suyu olarak kullanılması uygun değilmiş.
Bu açıklama eleştiri yapan çevreleri tatmin eder mi bilmiyorum ama bunun yapılması bile önemli. Çünkü bir çok insan gibi ben de suyu çeşmeden içmeyi tercih ediyorum. Böyle bir konunun şüphesi bile benim gibi binlerce insanı çeşmeden uzaklaştırmaz mı?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder