Bu fotoğraf,
Güneydoğu’nun ücra bir yöresinde değil, Keles’teki bir ayakkabıcıda çekildi.
İhracatta Türkiye ikincisi, Milli Geliri ülke ortalamasının iki katı olan Güney
Marmara’nın sanayi merkezi Bursa’ya sadece 61 kilometre uzaklıktaki Keles’te.
Öyküsüne geçmeden önce biraz Keles’i ve dağ ilçelerini anlatmak gerektiğine inanıyorum.
Keles, Bursa’nın Uludağ’ın eteklerindeki 4 dağ ilçesinden biri. Son yıllarda dünyanın bir pek çok ülkesine ihraç edilen kirazlarıyla tanınıyor. Ayrıca, geçtiğimiz yıllarda kurulacak kömürlü termik santral nedeniyle adı sık sık anılan Keles, Osmanlı İmparatorluğu’nu kuran Kayı boyunun yurt edindiği ilk yerleşim yerlerinden.
Keles de diğer dağ ilçeleriyle maalesef aynı kaderi paylaşıyor. İş ve gelir kapısı bulamayan Kelesliler de Bursa’ya göç etmek zorunda kalıyor. Nüfusu son 20 yılda yüzde 50’den fazla azalarak 22 binlerden 10 binlere düşen Keles’in köylerinde de tıpkı Orhaneli, Harmancık ve Büyükorhan da olduğu gibi artık yaşlılardan başka kimse yok. İlçe merkezi de devlet kurumları sayesinde ayakta duruyor. Üniversitenin açtığı meslek yüksek okulu, Büyükşehir belediyesinin kurduğu süt işleme tesislerini de unutmamak gerekir.
Tüm bunlar Keles’in yoksulluk zincirini kırmaya maalesef yetmiyor.
Şimdi gelelim tabanı olmayan ve altına konulan tabanlıkların bantla yaştırıldığı ayakkabıya.
Fotoğrafı Keles’te yaşayan bir arkadaşım öyküsüyle birlikte gönderdi. Ona da Keles’te fotoğrafın çekildiği ayakkabıcıyı işleten kış kardeşi yollamış.
Geçen hafta Keles’te görev yapan bir öğretmen yanında bir öğrenciyle işyerine gelerek, kışlık bot istediklerini söylemiş.
Öğrenci ayakkabısını çıkarınca gerçek ortaya çıkmış. Tabanları olmayan ayakkabı birkaç yerinden bantlanmış ve öğrencinin üst üste giydiği 3 çorap da sıkılsıklam.
İşyeri sahibi önce yandaki dükkana gidip önce çorap almış, ayakkabı giydirildikten sonra da çocuk okula gönderilmiş.
Öğretmenin “Öğretmenler kendi aramızda para toplayıp ödeyeceğiz” sözleri üzerine gözyaşlarına hakim olamayan işyeri sahibi verdiği ayakkabıdan ücret almamış.
Sonra yaşadıkları çevresiyle paylaşmış.
Binlerce kilometre uzaklıktaki yoksulluğun görüp, yanı başında çekilen çileyi neden fark etmediğine hayıflanıp durmuş.
Bugün Bursa’dan onlarca TIR Halep’e doğru yola çıktı. Orada çekilen acılara derman olmak elbette ki insanlık görevi ama yanı başımızda yaşananları da görmemiz gerekir.
Keles’teki tüm öğrencilerin kışlık yiyeceklerinin maliyeti bile Bursa’daki dev sanayi kurumlarının sosyal sorumluluk bütçelerinin 10’da biri tutmaz.
Ancak, birilerinin ön ayak olup, sorunu da görmesi gerekir.
Öyküsüne geçmeden önce biraz Keles’i ve dağ ilçelerini anlatmak gerektiğine inanıyorum.
Keles, Bursa’nın Uludağ’ın eteklerindeki 4 dağ ilçesinden biri. Son yıllarda dünyanın bir pek çok ülkesine ihraç edilen kirazlarıyla tanınıyor. Ayrıca, geçtiğimiz yıllarda kurulacak kömürlü termik santral nedeniyle adı sık sık anılan Keles, Osmanlı İmparatorluğu’nu kuran Kayı boyunun yurt edindiği ilk yerleşim yerlerinden.
Keles de diğer dağ ilçeleriyle maalesef aynı kaderi paylaşıyor. İş ve gelir kapısı bulamayan Kelesliler de Bursa’ya göç etmek zorunda kalıyor. Nüfusu son 20 yılda yüzde 50’den fazla azalarak 22 binlerden 10 binlere düşen Keles’in köylerinde de tıpkı Orhaneli, Harmancık ve Büyükorhan da olduğu gibi artık yaşlılardan başka kimse yok. İlçe merkezi de devlet kurumları sayesinde ayakta duruyor. Üniversitenin açtığı meslek yüksek okulu, Büyükşehir belediyesinin kurduğu süt işleme tesislerini de unutmamak gerekir.
Tüm bunlar Keles’in yoksulluk zincirini kırmaya maalesef yetmiyor.
Şimdi gelelim tabanı olmayan ve altına konulan tabanlıkların bantla yaştırıldığı ayakkabıya.
Fotoğrafı Keles’te yaşayan bir arkadaşım öyküsüyle birlikte gönderdi. Ona da Keles’te fotoğrafın çekildiği ayakkabıcıyı işleten kış kardeşi yollamış.
Geçen hafta Keles’te görev yapan bir öğretmen yanında bir öğrenciyle işyerine gelerek, kışlık bot istediklerini söylemiş.
Öğrenci ayakkabısını çıkarınca gerçek ortaya çıkmış. Tabanları olmayan ayakkabı birkaç yerinden bantlanmış ve öğrencinin üst üste giydiği 3 çorap da sıkılsıklam.
İşyeri sahibi önce yandaki dükkana gidip önce çorap almış, ayakkabı giydirildikten sonra da çocuk okula gönderilmiş.
Öğretmenin “Öğretmenler kendi aramızda para toplayıp ödeyeceğiz” sözleri üzerine gözyaşlarına hakim olamayan işyeri sahibi verdiği ayakkabıdan ücret almamış.
Sonra yaşadıkları çevresiyle paylaşmış.
Binlerce kilometre uzaklıktaki yoksulluğun görüp, yanı başında çekilen çileyi neden fark etmediğine hayıflanıp durmuş.
Bugün Bursa’dan onlarca TIR Halep’e doğru yola çıktı. Orada çekilen acılara derman olmak elbette ki insanlık görevi ama yanı başımızda yaşananları da görmemiz gerekir.
Keles’teki tüm öğrencilerin kışlık yiyeceklerinin maliyeti bile Bursa’daki dev sanayi kurumlarının sosyal sorumluluk bütçelerinin 10’da biri tutmaz.
Ancak, birilerinin ön ayak olup, sorunu da görmesi gerekir.
ULUDAĞ’DAKİ
ŞİŞELEME TESİSLERİNE İTİRAZ VAR
Bursa Büyükşehir Belediyesi, önceki gün Kestel’de Uludağ yamaçlarındaki 60 bin metrekare alanı kamulaştırarak son sistem dolum ve şişeleme makinelerinin ihalesiyle ilgili sürecin tamamlandığını açıkladı. Açıklamaya göre, burada kurulacak tesislerde ilk etapta 15 bin metrekare kapalı alanda günde 80 TIR civarında üretim gerçekleşecek. Arsa, inşaat ve kurulacak sistemlerle 80 milyon TL’lik bir yatırım olacak. Pınar sularının toplanıp, depolanacağı, şişeleneceği ve sevkiyatın yapıldığı modern bir tesis yapılacak. İnşaatın 6 ayda tamamlanıp, üretime açılması planlanıyor.
Büyükşehir Belediyesi’nin su tesisine, Uludağ’ın su kaynaklarının kirletilmesiyle ilgili MHP Osmangazi Belediye Meclis Üyesi Grup Sözcüsü Cemil Aydın’dan geldi. Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve BUSKİ yöneticilerine seslenen Aydın, “ Osmangazi İlçemizde bulunan dağ köylerimizdeki fosseptik kuyuları barajlarımıza akmaya devam ediyor. Ne diyeceksiniz, çözüm için ne düşünüyorsunuz? Kamuoyu bir senedir sizlerden açıklama bekliyor” dedi.
Yazımın ilk bölümünde belirttiğim gibi Keles’teki göçün önlenmesi için yatırım yapılması ve Bursa kaynaklarının değerlendirilmesi elbetti ki çok önemli ama Cemil Aydın’ın dikkat çektiği konunun da göz ardı edilmemesi gerektiğine inanıyorum.
Bursa Büyükşehir Belediyesi, önceki gün Kestel’de Uludağ yamaçlarındaki 60 bin metrekare alanı kamulaştırarak son sistem dolum ve şişeleme makinelerinin ihalesiyle ilgili sürecin tamamlandığını açıkladı. Açıklamaya göre, burada kurulacak tesislerde ilk etapta 15 bin metrekare kapalı alanda günde 80 TIR civarında üretim gerçekleşecek. Arsa, inşaat ve kurulacak sistemlerle 80 milyon TL’lik bir yatırım olacak. Pınar sularının toplanıp, depolanacağı, şişeleneceği ve sevkiyatın yapıldığı modern bir tesis yapılacak. İnşaatın 6 ayda tamamlanıp, üretime açılması planlanıyor.
Büyükşehir Belediyesi’nin su tesisine, Uludağ’ın su kaynaklarının kirletilmesiyle ilgili MHP Osmangazi Belediye Meclis Üyesi Grup Sözcüsü Cemil Aydın’dan geldi. Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve BUSKİ yöneticilerine seslenen Aydın, “ Osmangazi İlçemizde bulunan dağ köylerimizdeki fosseptik kuyuları barajlarımıza akmaya devam ediyor. Ne diyeceksiniz, çözüm için ne düşünüyorsunuz? Kamuoyu bir senedir sizlerden açıklama bekliyor” dedi.
Yazımın ilk bölümünde belirttiğim gibi Keles’teki göçün önlenmesi için yatırım yapılması ve Bursa kaynaklarının değerlendirilmesi elbetti ki çok önemli ama Cemil Aydın’ın dikkat çektiği konunun da göz ardı edilmemesi gerektiğine inanıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder