Bursa'nın hava ve su kirliliği ile ilgili takibimizin ilk olumlu sonuçları
gelmeye başladı.
Koku sorunuyla ilgili önce, “Başka Bursa
yok ama maalesef kötü kokuyor” başlıklı yazıya Bursa Büyükşehir
Belediyesi’nden yanıt geldi.
Ayrıca, Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Bursa Şube Başkanı Efsun Dindar’ın ısrarlı takibi sonucu Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü de nihayet denetim sonuçlarını açıkladı.
Son gelişme ise “Bursa’daki su alarmı” başlıklı yazımda, Uludağ Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kayıhan Pala’nın kaleme aldığı raporu ve sonuçlarını CHP Bursa Milletvekili Dr. Ceyhun İrgil, araştırma önergesi talebi ile Meclis gündemine taşıdı.
Önce kokuyla başlayalım.
Bilgileri edinmemde ÇMO Bursa Şube Başkanı Dr. Efsun Dindar’ın katkısı büyük. Onun ısrarlı takibi olmasa belki bunları hiçbir zaman öğrenemeyecektik.
Bursa’nın kötü kokuyla ilgili mücadelesinde iki kurumun yaptıkları ön plana çıkıyor. Çevremizi saran kötü kokuyla ilgili Hürriyet Bursa’daki yazımda, Bursa Valiliği İl Mahalle Çevre Kurulu’nun 18 Ağustos’taki toplantısının tutanağını kamuoyuna açıklayarak, tekstil sektöründe faaliyet gösteren ve kokuya neden olan bacalara filtre takılması süresinin 01 Ocak 2018 tarihine kadar uzatıldığını anlatmıştım.
ÇMO Başkanı Dindar da, bu yazı üzerine Bilgi Edinme Yasası’na göre, Çevre ve Şehirlik Müdürlüğü’ne de soru gönderdi. Sadece kararı değil, yapılan denetimleri ve uygulanan cezalar hakkında da bilgi istedi. Yanıt geldi ancak daha önce de anlattığım gibi A4 kağıdı tamamen dolu olmasına rağmen bilgi yoktu. “Özel hayatın gizliliği” nedeniyle yanıt verilmemişti.
Dindar, bir kez daha yazı gönderdi.
SADECE BİR İŞLETMEYE CEZA
Bu kez daha kısa bir yazı geldi. Ancak hiç olmazsa bu kez bilgi kırıntıları içeriyordu.
Aynen aktarayım:
“Yönetmelik kapsamında, şikayete istinaden ilimizde faaliyet gösteren 65 işletmede 78 adet koku seviyesi ölçümü istenmiş olup, 2014 yılında bir adet işletmeye 3 bin 515 TL idari yaptırım uygulanmıştır”
Bunun ne anlama geldiğini Dindar’a sordum. Çünkü bu sonuçlara göre, Bursa’daki sanayi kurumlarında hiçbir sorun yokmuş gibi görünüyor.
Dindar, anlatıyor; yönetmelik gereği cezalar çok düşük ve sadece şikayetler üzerine emisyon raporları işletmelerden istenmiş. Eminim en kokusuz günlerde ölçüm yapılmıştır.
Dindar’a göre, bu tür kontroller ani denetimlerle gerçekleştirilmeli ve yaptırımlardaki cezalar arttırılmalı. Bu komik cezalarla kokunun önlenmesi çok zor. Denetim ve yatırımla ilgili çok ciddi bir revizyon gerekiyor.
BÜYÜKŞEHİR KOKUYU ÖNLEMEK İÇİN YATIRIM YAPIYOR
Gelelim Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin yanıtına. Çok detaylı ve özenle hazırlanmış çalışma için öncelikle teşekkür etmek istiyorum. Ancak gönderilen yazı çok uzun olduğu için burada tamamını yayınlamam imkansız. Ama genel hatlarıyla bilgi vermek istiyorum.
Birinci sevindirici haber Geçit’teki sanayi ve evsel atıkların bertaraf edildiği tesisin ömrü 2022’de doluyor. B tesisten yayılan kokunun önlenmesi için bir dizi çalışma yapılmış koku perdesinden yeni teknolojilerin kullanılmasına kadar. Ancak en önemlisi yeni tesis kurulmasıyla ilgili. Bu yatırım şu anda bakanlık onayı bekliyor. Süreçlerin tamamlanmasıyla birlikte depolama alanı farklı bir yerde faaliyet gösterecek.
Ayrıca Bursa’da oluşan atıksu arıtma çamurlarının çevresel ve ekonomik etkiler dikkate alınarak en uygun şekilde bertaraf edilmesi için Akışkan Yataklı Çamur Yakma ve Enerji tesisi de anlatılmış. Bu konuda ABD ve Japonya’daki model yerine AB ülkeleri örnek alınmış. En az çevresel etki oluşturacağı belirtilen yeni tesiste günde toplam 96 ton kuru-katı madde çamur yakma kapasitesine göre çift hat olarak tasarlanan sistemde yakma gerçekleştirilecek. Tesiste AB ve Türkiye’deki tüm yönetmeliklerde yer alan hususlar istisnasız sağlanacak. Emisyon konusunda da Türkiye’ye örnek olacak. Emisyonla ilgili değerler de online sistemle bakanlık tarafından izlenecek.
Ayrıca, Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Bursa Şube Başkanı Efsun Dindar’ın ısrarlı takibi sonucu Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü de nihayet denetim sonuçlarını açıkladı.
Son gelişme ise “Bursa’daki su alarmı” başlıklı yazımda, Uludağ Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kayıhan Pala’nın kaleme aldığı raporu ve sonuçlarını CHP Bursa Milletvekili Dr. Ceyhun İrgil, araştırma önergesi talebi ile Meclis gündemine taşıdı.
Önce kokuyla başlayalım.
Bilgileri edinmemde ÇMO Bursa Şube Başkanı Dr. Efsun Dindar’ın katkısı büyük. Onun ısrarlı takibi olmasa belki bunları hiçbir zaman öğrenemeyecektik.
Bursa’nın kötü kokuyla ilgili mücadelesinde iki kurumun yaptıkları ön plana çıkıyor. Çevremizi saran kötü kokuyla ilgili Hürriyet Bursa’daki yazımda, Bursa Valiliği İl Mahalle Çevre Kurulu’nun 18 Ağustos’taki toplantısının tutanağını kamuoyuna açıklayarak, tekstil sektöründe faaliyet gösteren ve kokuya neden olan bacalara filtre takılması süresinin 01 Ocak 2018 tarihine kadar uzatıldığını anlatmıştım.
ÇMO Başkanı Dindar da, bu yazı üzerine Bilgi Edinme Yasası’na göre, Çevre ve Şehirlik Müdürlüğü’ne de soru gönderdi. Sadece kararı değil, yapılan denetimleri ve uygulanan cezalar hakkında da bilgi istedi. Yanıt geldi ancak daha önce de anlattığım gibi A4 kağıdı tamamen dolu olmasına rağmen bilgi yoktu. “Özel hayatın gizliliği” nedeniyle yanıt verilmemişti.
Dindar, bir kez daha yazı gönderdi.
SADECE BİR İŞLETMEYE CEZA
Bu kez daha kısa bir yazı geldi. Ancak hiç olmazsa bu kez bilgi kırıntıları içeriyordu.
Aynen aktarayım:
“Yönetmelik kapsamında, şikayete istinaden ilimizde faaliyet gösteren 65 işletmede 78 adet koku seviyesi ölçümü istenmiş olup, 2014 yılında bir adet işletmeye 3 bin 515 TL idari yaptırım uygulanmıştır”
Bunun ne anlama geldiğini Dindar’a sordum. Çünkü bu sonuçlara göre, Bursa’daki sanayi kurumlarında hiçbir sorun yokmuş gibi görünüyor.
Dindar, anlatıyor; yönetmelik gereği cezalar çok düşük ve sadece şikayetler üzerine emisyon raporları işletmelerden istenmiş. Eminim en kokusuz günlerde ölçüm yapılmıştır.
Dindar’a göre, bu tür kontroller ani denetimlerle gerçekleştirilmeli ve yaptırımlardaki cezalar arttırılmalı. Bu komik cezalarla kokunun önlenmesi çok zor. Denetim ve yatırımla ilgili çok ciddi bir revizyon gerekiyor.
BÜYÜKŞEHİR KOKUYU ÖNLEMEK İÇİN YATIRIM YAPIYOR
Gelelim Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin yanıtına. Çok detaylı ve özenle hazırlanmış çalışma için öncelikle teşekkür etmek istiyorum. Ancak gönderilen yazı çok uzun olduğu için burada tamamını yayınlamam imkansız. Ama genel hatlarıyla bilgi vermek istiyorum.
Birinci sevindirici haber Geçit’teki sanayi ve evsel atıkların bertaraf edildiği tesisin ömrü 2022’de doluyor. B tesisten yayılan kokunun önlenmesi için bir dizi çalışma yapılmış koku perdesinden yeni teknolojilerin kullanılmasına kadar. Ancak en önemlisi yeni tesis kurulmasıyla ilgili. Bu yatırım şu anda bakanlık onayı bekliyor. Süreçlerin tamamlanmasıyla birlikte depolama alanı farklı bir yerde faaliyet gösterecek.
Ayrıca Bursa’da oluşan atıksu arıtma çamurlarının çevresel ve ekonomik etkiler dikkate alınarak en uygun şekilde bertaraf edilmesi için Akışkan Yataklı Çamur Yakma ve Enerji tesisi de anlatılmış. Bu konuda ABD ve Japonya’daki model yerine AB ülkeleri örnek alınmış. En az çevresel etki oluşturacağı belirtilen yeni tesiste günde toplam 96 ton kuru-katı madde çamur yakma kapasitesine göre çift hat olarak tasarlanan sistemde yakma gerçekleştirilecek. Tesiste AB ve Türkiye’deki tüm yönetmeliklerde yer alan hususlar istisnasız sağlanacak. Emisyon konusunda da Türkiye’ye örnek olacak. Emisyonla ilgili değerler de online sistemle bakanlık tarafından izlenecek.
TÜBİTAK EKİM AYINDA ÖLÇÜM YAPTI
Büyükşehir Belediyesi’nin verdiği bilgiye göre, Bursa’daki koku kaynaklarının tespiti ve koku problemlerinin çözülmesi amacıyla Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Uludağ Üniversitesi ile protokol çerçevesinde özellikle şikayet noktaları ve koku kaynakları göz önünde bulundurularak belirlenen Balat, Geçit, Özlüce gibi koku şikayetlerinin yoğun olduğu 38 noktada TÜBİTAK tarafından ekim ayında koku ölçümlerini yaptı ve analizlerine de başlandı. Aralık ayında çıkacak olan analiz sonuçlarına göre kokunun yoğun olduğu bölgelerde önleme çalışmaları da başlayacak.
Özlüce’den Doğu arıtmaya kadar yapılan yatırımlar çok önemli ancak bana göre en önemlisi TÜBİTAK’ın yaptığı ölçümler. Bu sonuçlar ilerideki yol haritasını da belirleyecek.
Belediyenin gönderdiği yanıtları değerlendiren ÇMO Başkanı Dindar da aynı görüşte. Ama ölçümler keşke kokunun yoğun olarak yaşandığı temmuz veya ağustos ayında yapılsaydı diye ekliyor.
Yapılan tesislerle ilgili olarak konuşan Dindar’a göre, kokuyu baskılamak yerine oluşumu engelleyici önlem alınmalı. Koku oluşturan nedenler ortadan kaldırılmadığı sürece bu yapılanlar sadece geçici çözümler niteliğinde.
Ayrıca, projelendirme yapılırken yer seçimi hakim rüzgar yönü gibi etkenler iyi düşünülmüş olsa yerleşim içinde bu kadar kokuyu maruz kalınmazdı. Özellikle arıtma çamurlarından kaynaklı koku problemini çözmek için her arıtma tesisine yakma sistemleri kurulmasını kesinlikle doğru değil. Çünkü arıtma tesislerine endüstriyel nitelikli atıksular da geldiğinden tehlikeli atık yakmak hava kirliliği açısından riskler taşıyor.
BURSA’NIN SUYU İÇİN MECLİS ARAŞTIRMASI İSTEMİ
Prof. Dr. Kayıhan Pala’nın raporu ile gündeme taşıdığı ve benim de “Bursa’da Su Alarmı” başlıklı yazımda anlattığım sorunlar CHP Bursa Milletvekili Dr. Ceyhun İrgil, tarafından TBMM’ye taşındı. İrgil, özellikle atısu arıtma tesislerinin yetersizliği ve içme suyu kaynaklarının korunmamasından dolayı yaşanan su kirliliğinin Meclis tarafından araştırılması için önerge verdi.
BAĞIMSIZ BİR İZLEME SİSTEMİ YOK
İrgil,
Meclis tarafından konunun araştırılması için verdiği önergede şu görüşler yer
alıyor:
“BUSKİ tarafından şehre verilen suyun yüzde 82’ si arıtma tesislerinden verilirken, geriye kalanı pınar kaynakları ve kuyulardan sağlanmaktadır. Arıtma tesislerinden verilen suyun tesisten çıktıktan sonra temiz olduğu varsayılsa bile; Bursa’da yaşayanların temiz suya erişim açısından iki önemli sorunu bulunmaktadır. Bunlardan birincisi suyun arıtma tesislerinden çıktıktan sonra son kullanıcıya kadar kat ettiği yolda kirlenmeden yoluna devam edebilmesi, ikincisi ise çözümü, etkin bir kamusal izleme ve değerlendirme sisteminin varlığına bağlıdır. Bu konuda Bursa’da yaşayanları tatmin eden, bağımsız bir izleme/değerlendirme sisteminin varlığından söz etmek zordur.
“BUSKİ tarafından şehre verilen suyun yüzde 82’ si arıtma tesislerinden verilirken, geriye kalanı pınar kaynakları ve kuyulardan sağlanmaktadır. Arıtma tesislerinden verilen suyun tesisten çıktıktan sonra temiz olduğu varsayılsa bile; Bursa’da yaşayanların temiz suya erişim açısından iki önemli sorunu bulunmaktadır. Bunlardan birincisi suyun arıtma tesislerinden çıktıktan sonra son kullanıcıya kadar kat ettiği yolda kirlenmeden yoluna devam edebilmesi, ikincisi ise çözümü, etkin bir kamusal izleme ve değerlendirme sisteminin varlığına bağlıdır. Bu konuda Bursa’da yaşayanları tatmin eden, bağımsız bir izleme/değerlendirme sisteminin varlığından söz etmek zordur.
Bu
bağlamda Bursa’da yaşanan su kirliliği ve buna bağlı sorunların saptanarak
çözüm önerilerinin belirlenmesi ve Bursa halkının yeterli temiz suya erişimi
yollarının tespit edilebilmesi amacıyla Meclis Araştırması açılmasını arz
ederim.”
Sorunları anlatırken yapılan çalışmaları da ihmal etmemeye özen göstermek kaydıyla Bursa’nın çevre sorunlarıyla ilgili takibimiz devam edecek.
Çünkü hepimiz bu şehrin havasını soluyup, suyunu içmeye devam ediyoruz. Sorumluluğumuz da ortak.
Sorunları anlatırken yapılan çalışmaları da ihmal etmemeye özen göstermek kaydıyla Bursa’nın çevre sorunlarıyla ilgili takibimiz devam edecek.
Çünkü hepimiz bu şehrin havasını soluyup, suyunu içmeye devam ediyoruz. Sorumluluğumuz da ortak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder