Ben lodosun Bursa’nın havasını temizleyenini severim.
Aslında Bursalılar ve kent yöneticileri de benimle aynı görüşteler sanırım. Çünkü üç günlük bilanço hiç de iç açıcı değil.
3 can yitirilirken, 300’ün üzerinde çatı, belki binlerce tabela, işaret levhası ve reklam panosu telefon ve elektrik direği havalarda uçtu, 100’ün üzerinde araç zarar gördü.
Karbon monoksit zehirlenmesi sonucu 20’nin üzerinde vatandaş hastanelere kaldırıldı. Elektrik arızaları nedeniyle günde 3 bin 500 olan elektrik arıza çağrı merkezine yapılan başvurusu sayısı Pazar günü 40 bine çıkınca telefonlar kilitlendi. UEDAŞ’ın yardımına Polis İmdat koştu.
Lodosa anlı şanlı kamu binaları bile dayanmadı.
2013 yılında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından Türkiye’ye örnek tesis olarak açılan Afet Eğitim Merkezi de lodostan nasibini aldı.
Ortaya çıkan tablo gerçekten bir afetti ve maalesef ne Bursalılar ne de kent yöneticileri buna hazırdı.
Meteorolojinin günler öncesi tahmini bir gün gecikmeli olsa da gerçekleşince herkes Bursa’nın kirlenen havasını temizleyecek diye seviniyordu. Ama hızı zaman zaman saatte 130 kilometreye ulaşan ve ortalaması 110 olarak ölçülen lodos, Bursa’ya pek de kibar davranmadı.
Peki, suçlu lodos muydu? Hayır, lodos bazen sert esse de Bursa’ya bereket taşıyan bir rüzgar ve hayat kaynağı. Suçlu olan bizleriz.
Bu bölgede yerleşik hayata geçtiği 7 bin yıl öncesinden beri insanoğlu bu rüzgarın estiğini biliyor ve ona göre ilk günden yapılarını inşa ediyor. Son 50 yıldır lodosu unutan ve ona göre yapılanma ve kent düzeni yerine Bursa’yı beton yığınına çeviriyor.
Osmanlı evleri Cumalıkızık’ta 600 yıldan beri ayakta duruyor ve çatı tipi de ona göre üzerine ağırlıklar konularak yapılıyor.
Peki, yeni yapılar nasıl? Ben söylemiyorum işin eğitimini gören uzmanlar söylüyor. Bursa’daki çatıların yüzde 90’ı hatta daha fazlası proje olmadan teknik kontrol yapılmadan usta eliyle yapılan cinsten. Aman binanın üstünü kapatsın da gerisi önemli değil. İlk şiddetli lodosta tonlarca çelik sac havalarda ve indiği yerde kimi zaman İpekböceği tramvayı, kimi yerde insan, kimi yerde ise otomobil.
Ya Timsah Arena da devrilen vince ne demeli, genç taksi sürücünün yaşamını yitirmesinden önemli değil ama 2 gündür Bursalılar, hafif raylı sistemin çalışmaması nedeniyle resmen eziyet çekiyor.
Bunun da uzmanı konuşuyor. Mobil vinç rüzgarla salınım yapmadığı için devrilmiş, oysa ki lodostan önce sabitlense indirilse hiçbir sorun yaşanmayacak. İstanbul’daki kazadan sonra aylardır tartışılan iş güvenliğini yine kimse dikkate almıyor ve adeta bu tür kazalara davetiye çıkarılıyor.
Lodos haberini alınca teleferik ve deniz otobüsü seferleri bir gün öncesinden iptal edilmedi mi? Bu kurumlar önlem alırken, inşaatta önlem alınamaz mıydı?
Bu arada teleferik demişken, Bursa Büyükşehir Belediyesi ciddi ciddi kenti için ulaşımda teleferik projesi hazırlıyor. Buradan sesleniyorum. Yol yakınken daha fazla harcama yapmadan vazgeçin. Lodos kentinde şehir içi teleferik olmaz. Yine ben demiyorum uzmanların görüşü.
Bursa bu felaketten ders çıkarır mı bilinmez ama bildiğim bir şey var. Artık işi uzmanına sormadan Bursa’ya bir çivi bile çakmayın derim.
Aslında Bursalılar ve kent yöneticileri de benimle aynı görüşteler sanırım. Çünkü üç günlük bilanço hiç de iç açıcı değil.
3 can yitirilirken, 300’ün üzerinde çatı, belki binlerce tabela, işaret levhası ve reklam panosu telefon ve elektrik direği havalarda uçtu, 100’ün üzerinde araç zarar gördü.
Karbon monoksit zehirlenmesi sonucu 20’nin üzerinde vatandaş hastanelere kaldırıldı. Elektrik arızaları nedeniyle günde 3 bin 500 olan elektrik arıza çağrı merkezine yapılan başvurusu sayısı Pazar günü 40 bine çıkınca telefonlar kilitlendi. UEDAŞ’ın yardımına Polis İmdat koştu.
Lodosa anlı şanlı kamu binaları bile dayanmadı.
2013 yılında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından Türkiye’ye örnek tesis olarak açılan Afet Eğitim Merkezi de lodostan nasibini aldı.
Ortaya çıkan tablo gerçekten bir afetti ve maalesef ne Bursalılar ne de kent yöneticileri buna hazırdı.
Meteorolojinin günler öncesi tahmini bir gün gecikmeli olsa da gerçekleşince herkes Bursa’nın kirlenen havasını temizleyecek diye seviniyordu. Ama hızı zaman zaman saatte 130 kilometreye ulaşan ve ortalaması 110 olarak ölçülen lodos, Bursa’ya pek de kibar davranmadı.
Peki, suçlu lodos muydu? Hayır, lodos bazen sert esse de Bursa’ya bereket taşıyan bir rüzgar ve hayat kaynağı. Suçlu olan bizleriz.
Bu bölgede yerleşik hayata geçtiği 7 bin yıl öncesinden beri insanoğlu bu rüzgarın estiğini biliyor ve ona göre ilk günden yapılarını inşa ediyor. Son 50 yıldır lodosu unutan ve ona göre yapılanma ve kent düzeni yerine Bursa’yı beton yığınına çeviriyor.
Osmanlı evleri Cumalıkızık’ta 600 yıldan beri ayakta duruyor ve çatı tipi de ona göre üzerine ağırlıklar konularak yapılıyor.
Peki, yeni yapılar nasıl? Ben söylemiyorum işin eğitimini gören uzmanlar söylüyor. Bursa’daki çatıların yüzde 90’ı hatta daha fazlası proje olmadan teknik kontrol yapılmadan usta eliyle yapılan cinsten. Aman binanın üstünü kapatsın da gerisi önemli değil. İlk şiddetli lodosta tonlarca çelik sac havalarda ve indiği yerde kimi zaman İpekböceği tramvayı, kimi yerde insan, kimi yerde ise otomobil.
Ya Timsah Arena da devrilen vince ne demeli, genç taksi sürücünün yaşamını yitirmesinden önemli değil ama 2 gündür Bursalılar, hafif raylı sistemin çalışmaması nedeniyle resmen eziyet çekiyor.
Bunun da uzmanı konuşuyor. Mobil vinç rüzgarla salınım yapmadığı için devrilmiş, oysa ki lodostan önce sabitlense indirilse hiçbir sorun yaşanmayacak. İstanbul’daki kazadan sonra aylardır tartışılan iş güvenliğini yine kimse dikkate almıyor ve adeta bu tür kazalara davetiye çıkarılıyor.
Lodos haberini alınca teleferik ve deniz otobüsü seferleri bir gün öncesinden iptal edilmedi mi? Bu kurumlar önlem alırken, inşaatta önlem alınamaz mıydı?
Bu arada teleferik demişken, Bursa Büyükşehir Belediyesi ciddi ciddi kenti için ulaşımda teleferik projesi hazırlıyor. Buradan sesleniyorum. Yol yakınken daha fazla harcama yapmadan vazgeçin. Lodos kentinde şehir içi teleferik olmaz. Yine ben demiyorum uzmanların görüşü.
Bursa bu felaketten ders çıkarır mı bilinmez ama bildiğim bir şey var. Artık işi uzmanına sormadan Bursa’ya bir çivi bile çakmayın derim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder