Tropikal özellikler sergilemeye başlayan Marmara
Denizi’ndeki iklim değişiklikleri balıkçılığı da vuracak gibi görünüyor.
Yaz mevsimini aniden kararan gökyüzüyle birlikte çıkan hortumlar, denizle karanın aynı seviyelere gelmesi, birden bire bardaktan değil, adeta kovadan boşalırcasına yağan yağmur, ceviz büyüklüğünde doluyla geçirdik.
Çıkan fırtınalar, eskiden sonbaharda ve kış aylarındaki gibi deniz ulaşımını etkilemeye başladı. Poyraz bir başka esiyor, lodos bir başka.
Av sezonu açılmasına rağmen balıkçılar da “Vira bismillah”ı bile fırtına yüzünden ertelemek zorunda kaldı.
Av sezonunu büyük umutlarla bekleyen ve yaz aylarında gördükleri ilk emarelere göre değerlendirme yapan balıkçılara göre bu sezonun bereketli geçmesi bekleniyordu. Ancak denize açılınca umutlar kırılır gibi oldu.
Güney Marmara’daki ilk balık haberi de her zaman olduğu gibi Bandırma’dan geldi. Fırtınanın etkisini biraz kaybetmesinden yararlanan balıkçıların ağlarına önce sardalya ardından hamsi takıldı. Bol değildi ama yine de fiyatların düşmesini sağladı.
Bölgenin en büyük toptan balık satışının yapıldığı Bursa Balık Hali’nde geçen hafta kasası 100 lira olan hamsi, 40-50 liraya, sardalya ise 25 liraya düştü. Her kasada 10-12 kilogram balık olduğuna göre hesap yaparsak soframıza gelecek balığın hiç de ucuz olmayacağını görürüz.
Balıkçılara göre, bu mevsim Marmara’da hamsi ve sardalya avlanması gerekiyor. Palamut ve lüferin daha sonraki aylarda Karadeniz’den yağlanarak gelmesi işlerine daha çok yarayacak. Küçük palamut ve çinekopun hem balıkçıya hem tüketiciye faydası olmaz.
Bir de deniz suyu sıcaklıklarının hala yüksek olmasının da etkisi var.
Asıl sorun ise kaçak avlanma ve deniz kirliliği. Sanayi tesisleri ve şehirlerden Marmara’ya zehir akmaya devam ediyor.
Yaz mevsimini aniden kararan gökyüzüyle birlikte çıkan hortumlar, denizle karanın aynı seviyelere gelmesi, birden bire bardaktan değil, adeta kovadan boşalırcasına yağan yağmur, ceviz büyüklüğünde doluyla geçirdik.
Çıkan fırtınalar, eskiden sonbaharda ve kış aylarındaki gibi deniz ulaşımını etkilemeye başladı. Poyraz bir başka esiyor, lodos bir başka.
Av sezonu açılmasına rağmen balıkçılar da “Vira bismillah”ı bile fırtına yüzünden ertelemek zorunda kaldı.
Av sezonunu büyük umutlarla bekleyen ve yaz aylarında gördükleri ilk emarelere göre değerlendirme yapan balıkçılara göre bu sezonun bereketli geçmesi bekleniyordu. Ancak denize açılınca umutlar kırılır gibi oldu.
Güney Marmara’daki ilk balık haberi de her zaman olduğu gibi Bandırma’dan geldi. Fırtınanın etkisini biraz kaybetmesinden yararlanan balıkçıların ağlarına önce sardalya ardından hamsi takıldı. Bol değildi ama yine de fiyatların düşmesini sağladı.
Bölgenin en büyük toptan balık satışının yapıldığı Bursa Balık Hali’nde geçen hafta kasası 100 lira olan hamsi, 40-50 liraya, sardalya ise 25 liraya düştü. Her kasada 10-12 kilogram balık olduğuna göre hesap yaparsak soframıza gelecek balığın hiç de ucuz olmayacağını görürüz.
Balıkçılara göre, bu mevsim Marmara’da hamsi ve sardalya avlanması gerekiyor. Palamut ve lüferin daha sonraki aylarda Karadeniz’den yağlanarak gelmesi işlerine daha çok yarayacak. Küçük palamut ve çinekopun hem balıkçıya hem tüketiciye faydası olmaz.
Bir de deniz suyu sıcaklıklarının hala yüksek olmasının da etkisi var.
Asıl sorun ise kaçak avlanma ve deniz kirliliği. Sanayi tesisleri ve şehirlerden Marmara’ya zehir akmaya devam ediyor.
Denetimsizlik yüzünden Marmara kirlenirken, balık türleri
birer birer yok oluyor. Gemlik kıyılarındaki sanayi tesislerinin durumu da
ortada geçen yıl bir liman işletmesindeki kazanın nasıl sonuçlar doğurduğunu
unutmadık.
Denizin sintine atıklarından temizlenmesi haftalarca sürdü.
Hem iklim hem de çevre kirliliğinin etkilediği balıkçıların bu sezonu nasıl geçireceği konusunda bir fikir oluşturuyor ancak yine de umutları yitirmemek gerekir.
Bir zamanlar kılıç balığının dahi avlandığı Marmara’nın eski günlerine dönmesi belki bir hayal ama hiç olmazsa bereketli sonbahar yağmurları belki bu sezonu kurtarabilir.
Denizin sintine atıklarından temizlenmesi haftalarca sürdü.
Hem iklim hem de çevre kirliliğinin etkilediği balıkçıların bu sezonu nasıl geçireceği konusunda bir fikir oluşturuyor ancak yine de umutları yitirmemek gerekir.
Bir zamanlar kılıç balığının dahi avlandığı Marmara’nın eski günlerine dönmesi belki bir hayal ama hiç olmazsa bereketli sonbahar yağmurları belki bu sezonu kurtarabilir.
ULUDAĞ BAĞLANTI YOLU
Aslında yol açıldığında hepimiz umutlanmıştık. Özellikle günübirlikçilerin hafta sonu akınlarında yaşanan trafik belki bir nebze azalır diye ama hiç de öyle olmadı. Üzücü haberler peşpeşe geldi. Uludağ bağlantı yolu, artık “Ölüm yolu” diye anılmaya başlandı.
Biz kazaları tartışırken, İnşaat Mühendisleri Odası eski Başkanı Necati Şahin’den yolla ilgili ilk uyarı geldi. Şahin’e göre, güzergah yanlış, yapımında da mühendislik hataları vardı.
Bursa Valisi Münir Karaloğlu, uyarılara kulak tıkamayarak, kent için önemli bir karara daha imza attı.Hemen komisyon oluşturarak inceleme başlattı. Bu aslında alışılmış bir durum değil, genelde idarecilerin refleksleri daha yavaş olur. Açıkçası işleri hep ağırdan alırlar.
CHP Milletvekili Sena Kaleli’nin soru önergesi verdiği yolla ilgili inceleme kararı için Vali Karaoğlu’nu tebrik etmek gerekir.
Umarım, kurulan komisyon varsa eksikleri belirler ve insanlar hatalar yüzünden yaşamını yitirmez.
Aslında yol açıldığında hepimiz umutlanmıştık. Özellikle günübirlikçilerin hafta sonu akınlarında yaşanan trafik belki bir nebze azalır diye ama hiç de öyle olmadı. Üzücü haberler peşpeşe geldi. Uludağ bağlantı yolu, artık “Ölüm yolu” diye anılmaya başlandı.
Biz kazaları tartışırken, İnşaat Mühendisleri Odası eski Başkanı Necati Şahin’den yolla ilgili ilk uyarı geldi. Şahin’e göre, güzergah yanlış, yapımında da mühendislik hataları vardı.
Bursa Valisi Münir Karaloğlu, uyarılara kulak tıkamayarak, kent için önemli bir karara daha imza attı.Hemen komisyon oluşturarak inceleme başlattı. Bu aslında alışılmış bir durum değil, genelde idarecilerin refleksleri daha yavaş olur. Açıkçası işleri hep ağırdan alırlar.
CHP Milletvekili Sena Kaleli’nin soru önergesi verdiği yolla ilgili inceleme kararı için Vali Karaoğlu’nu tebrik etmek gerekir.
Umarım, kurulan komisyon varsa eksikleri belirler ve insanlar hatalar yüzünden yaşamını yitirmez.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder