Uludağ, Türkiye’nin kış turizm cenneti olmasının yanı sıra
geniş mermer yataklarıyla da madencilerin gözdesi.
Mermer Üretici ve Sanayici İşadamları Derneği (MADSİAD) geçen yıl bölgedeki rezervlerle ilgili yaptırdığı araştırmanın sonuçlarını açıklamıştı.
Rakamlar çok büyük ve iddialı.
Başköy- Erenler-Dağakça havzasında 900 milyon ton işlenebilir mermer rezervi tespit edildi. 105 milyar dolar değerindeki rezerv, 800 yıl işlenebilecek.
Gerçi bölgede yaşayan ve mermer ocaklarının suları kirlettiği için mücadele edenlere göre bu rapor gerçeği yansıtmıyor. O yüzden su kaynakları için mücadelelerini sürdürüyorlar.
Mermer Üretici ve Sanayici İşadamları Derneği (MADSİAD) geçen yıl bölgedeki rezervlerle ilgili yaptırdığı araştırmanın sonuçlarını açıklamıştı.
Rakamlar çok büyük ve iddialı.
Başköy- Erenler-Dağakça havzasında 900 milyon ton işlenebilir mermer rezervi tespit edildi. 105 milyar dolar değerindeki rezerv, 800 yıl işlenebilecek.
Gerçi bölgede yaşayan ve mermer ocaklarının suları kirlettiği için mücadele edenlere göre bu rapor gerçeği yansıtmıyor. O yüzden su kaynakları için mücadelelerini sürdürüyorlar.
Bu mücadelenin öncüsü Başköylü kadınlar, bir zamanlar
Bergamalıların siyanürle altın aranmasına karşı yaptıkları direniş kadar etkili
oluyor.
Köylü kadınlar, ellerindeki çamurlu su bidonlarıyla Bursa kent merkezine kadar direnişi taşıdılar.
Bölgede mermer ocağı bulunan bir işletmeci bile eylemlerin o kadar etkili olduğunu, haberleri izleyen kendi kızının bile kendisine “Baba siz gerçekten suları kirletiyor musunuz” diye soracak hale geldiğini söylüyor.
Başköylüler, bir yandan gösteri yaparken, diğer yandan yasal yollarla hak aramaya devam ediyorlar.
Hat üzerinde, 28 mermer ocağı bulunuyor. Başköylüler, bunlardan köylerine yakın olan ve su kaynağını kirlettiklerini öne sürenlere karşılar.
Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) raporlarının istenmesinin ardından ruhsat yenileyen bir ocak geçtiğimiz aylarda faaliyete başladı. Başköylüler bu kez ÇED raporunun iptali için mahkeme yolunu tuttular ve 22 Mayıs’ta bilirkişi incelemesi yaptı. Karar önümüzdeki günlerde açıklanacak.
Köylü kadınlar, ellerindeki çamurlu su bidonlarıyla Bursa kent merkezine kadar direnişi taşıdılar.
Bölgede mermer ocağı bulunan bir işletmeci bile eylemlerin o kadar etkili olduğunu, haberleri izleyen kendi kızının bile kendisine “Baba siz gerçekten suları kirletiyor musunuz” diye soracak hale geldiğini söylüyor.
Başköylüler, bir yandan gösteri yaparken, diğer yandan yasal yollarla hak aramaya devam ediyorlar.
Hat üzerinde, 28 mermer ocağı bulunuyor. Başköylüler, bunlardan köylerine yakın olan ve su kaynağını kirlettiklerini öne sürenlere karşılar.
Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) raporlarının istenmesinin ardından ruhsat yenileyen bir ocak geçtiğimiz aylarda faaliyete başladı. Başköylüler bu kez ÇED raporunun iptali için mahkeme yolunu tuttular ve 22 Mayıs’ta bilirkişi incelemesi yaptı. Karar önümüzdeki günlerde açıklanacak.
Ya köylülerin ya da madencilerin istediği olacak.
Ancak, hangisi olursa olsun bölgedeki sıkıntı devam edecek.
Çünkü, işletme ruhsatı, ÇED raporu alan ve ocaklardan üretim başladığında Başköylüler ayağa kalkacak.
Üretim olmazsa madenciler, siparişlerini aldıkları Bursa Beji ve Emrador türü mermerleri çıkaramadıkları için zor durumda kalacak.
Hem çevre hem de ülke ekonomisi birlikte düşünülerek orta yol bulunmalı.
Ne olayların ilk başladığı günlerde görev yapan Vali Şahabettin Harput, ne de yeni Bursa Valisi Münir Karaloğlu bölgeyi ziyaret etmedi.
Başköy Muhtarı Hasan Acar da, bunu sitemle dile getiriyor.
Madenciler de Vali Karaloğlu’nun bölgeye gelmesini istiyor.
Gerçi madencilerin 9 köyün tüm su şebekesi yapalım, her eve su hattı çekelim teklifi köylüler tarafından kabul edilmemişti ancak, madenciler yeni tekliflerle köylüyle uzlaşma çabasında.
Muhtar Acar’a göre bu çözüm değil, çünkü ocaklar su kaynaklarını kirletmenin yanı sıra kaynağı tüketiyor. O yüzden şebekeye karşılar.
Sorunun çözümü yasal yolların yanı sıra Bursa’yı yönetenler bulacak.
Ancak, hangisi olursa olsun bölgedeki sıkıntı devam edecek.
Çünkü, işletme ruhsatı, ÇED raporu alan ve ocaklardan üretim başladığında Başköylüler ayağa kalkacak.
Üretim olmazsa madenciler, siparişlerini aldıkları Bursa Beji ve Emrador türü mermerleri çıkaramadıkları için zor durumda kalacak.
Hem çevre hem de ülke ekonomisi birlikte düşünülerek orta yol bulunmalı.
Ne olayların ilk başladığı günlerde görev yapan Vali Şahabettin Harput, ne de yeni Bursa Valisi Münir Karaloğlu bölgeyi ziyaret etmedi.
Başköy Muhtarı Hasan Acar da, bunu sitemle dile getiriyor.
Madenciler de Vali Karaloğlu’nun bölgeye gelmesini istiyor.
Gerçi madencilerin 9 köyün tüm su şebekesi yapalım, her eve su hattı çekelim teklifi köylüler tarafından kabul edilmemişti ancak, madenciler yeni tekliflerle köylüyle uzlaşma çabasında.
Muhtar Acar’a göre bu çözüm değil, çünkü ocaklar su kaynaklarını kirletmenin yanı sıra kaynağı tüketiyor. O yüzden şebekeye karşılar.
Sorunun çözümü yasal yolların yanı sıra Bursa’yı yönetenler bulacak.
Basen testi kırılmadan, tedbir almak gerekiyor.
Bu konuda Hem Vali Münir Karaoğlu’na hem de yeni yasa ile
birlikte sınırları genişleyen tüm Bursa’da söz sahibi olan Büyükşehir Belediye
Başkanı Recep Altepe’ye görev düşüyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder