Yıl 1870, Devlet-i Aliyye-i Osmâniyye’nin yüksek dereceli
memuru olarak Bursa’ya atanan İbrahim Talat Bey, o zaman ki adı Keşiş Dağı olan
Uludağ’ın eteklerinde maden suyu arama izni almak için 43 yıl boyunca bıkıp
uslanmadan uğraşır ve sonuçta 26 Mayıs 1912 yılında bu izni, ardından da 3
Temmuz 1916 yılında Sultan 5’inci Reşat imzasıyla maden suyu imtiyazını almayı
başarır.
Geçen yılların ardından İbrahim Talat Bey’in bacanağı Hüseyin Sıtkı Ulusu’ya devrolan imtiyaz, 29 Ocak 1930’da Atatürk’ün imzasıyla yeniden alınır. Tabii adı da Keşiş Dağı gibi değişerek Uludağ Maden Sularına dönüşür. 1931 yılında ise markanın büyüyüp gelişmesini sağlayacak Erbak ailesi ile kesişir.
Daha 18 yaşındaki bir genç olan Nuri Zafer Erbak’ın 1932 yılında bugün bile büyük bir zevkle içilen gazozun formülünü bulmasıyla Uludağ markası doğar. Bugün maden suyu, meşrubat ve limonata gibi içecekleriyle Türkiye’deki 10 aileden neredeyse 7’sinin sofralarını süsleyen Uludağ İçecek’in öyküsü böyle başlamıştır.
Mehmet Hakkı Bey’den sonra el değiştirmeden dört nesilden aynı aile tarafından yönetiliyor. Mehmet Hakkı Bey’in oğlu olan Mehmet H. Erbak’ın yönetim kurulu başkanlığı yürüttüğü Uludağ İçecek, bugünlerde, ödüllerle dolu başarılarını Türk Markaları kitabına girerek taçlandırmanın gururunu yaşıyor.
102 yıllık doğal maden suyu markası ve 84 yıllık içecek sektörü uzmanlığıyla Türkiye’deki tüketicilere ulaşan Uludağ İçecek, Nükhet Vardar’ın kaleme aldığı ve Reklamcılık Vakfı ile Reklamcılar Derneği’nin ortak çalışması sonucunda yayınlanan Türk Markaları Kitabı’nın 4’üncü cildindeki Bursalı ilk şirket oldu.
Bursalı bir marka olarak doğan 2013 yılı sonunda 300 milyon lirayı aşkın bir ciroya ulaşan Uludağ İçecek, bugün tüm dünyada 141’i yurt içinde olmak üzere toplam 176 bayisiyle tüketicilere ulaşıyor. Uludağ şemsiyesi altında 4 kategoride 13 alt marka, 22 değişik ürün ve toplam 78 ambalaja sahip olan Uludağ İçecek, 45 milyon dolarlık ihracat da gerçekleştiriyor.
Bugün ABD’den Avusturalya’ya kadar tüm ülkelerde Uludağ markasını görmek mümkün. Irak ve Filistin pazarlarında lider olan Uludağ markasının başarısı ise sloganında gizli.
Mehmet H. Erbak, aile üyeleriyle düzenlediği toplantıda da her fırsatta dile getiriyor.
”Ödün vermiyorsanız başarırsınız”
Bu aslında Uludağ Gazozu kuran babasının vasiyeti. Ailenize çocuklarınıza içirmeyeceğiniz hiçbir ürünü satmayın diye vasiyet etmiş Nuri Erbak. Tüm aile bireyleri de bu kurala harfiyen uyuyor.
Mehmet H. Erbak, bugün şekersiz içecekler haricinde tüm ürünlerinde doğal pancar şekeri kullanıldığını gururla anlatıyor. Ödün verilmemesi öyküsünü de İkinci Dünya Savaşı yıllarındaki şeker kıtlığı dönemini anlatarak veriyor.
Uludağ Gazoz o yıllarda, rakipleri gibi şeker yerine kimyasal tatlandırıcıları kullanmayı kabullenmeyerek üretimini durduruyor. Herkes pazarda yok olacağını beklerken, şekerin bollaşmasıyla yeniden geçilen üretimde korkulanın aksine Uludağ Gazoz daha da büyüyor.
İşte kolay marka olunmayacağının en önemli göstergesi böyle davranışlar olsa gerek.
Ne olursa olsun ödün vermemek gerek.
Ve merak edilen soruyu yöneltiyoruz.
Dünya markaları gibi geçmişte Nuri Zafer Erbak’ın bulduğu gazoz formülü ya da bugün piyasanın yüzde 70’ine sahip limonatanın terkibini nasıl saklıyorsunuz?
Mehmet H. Erbak ve dördüncü kuşak temsilcisi Ömer Kızıl gülerek, ”Bizim de kendimize göre koruma yöntemlerimiz var” diye yanıtlıyor.
Uludağ İçecek, bu başarısını bugün Bursalılarla paylaşacak. Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde hem Uludağ İçecek anlatılacak hem de Bursa Devlet Senfoni Orkestrası dünyaca ünlü keman virtüözü Roby Lakatos eşliğinde konser verilecek.
Son söz; yıllardır “Bursa marka kent olacak” sloganıyla her platformda konuşanlara, marka kent, marka ürünleriyle gerçekleşir ve Uludağ İçecek örneğinde olduğu gibi bu belki de yüzyıllık emek ister.
Yolun açık olsun Uludağ İçecek ve Bursa seninle her zaman gurur duyuyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder