Gemlik’ten muhabirimizin geçtiği haberi okurken çocukluk
günlerim bir film şeridi gibi gözümün önünden geçti.
O yıllarda Gemlik’in tek sanayi tesisi ilçe girişinde 1930’lu yıllarda Atatürk’ün emriyle kurulan Suğniipek fabrikasıydı.
37 yıl öncesini anlatıyorum
Babam, Sanayi Bakanlığı tarafından kurulan Azot Sanayi’nin lojman ve sosyal tesisler inşaatında çalışıyordu. Ben de tatil aylarında ilk işime burada puantör olarak başlamıştım. Azot Sanayi’nin fabrika inşaatını Fransızlar yapıyordu.
O zamanlar kimse kurulacak tesisin Gemlik Körfezi’ni ölüme bir adım daha yaklaştıracağının farkında değildi. Herkesin beklentisi yeni iş kapısı açılmasıyla ekonominin canlanacağı, işlerin açılacağı umuduydu.
Sonra fabrika üretime başladı. Bacasından ince ince süzülen sarı duman körfezi bir baştan diğerine kat ediyordu.
Gemlik resmen zehir solumaya başladı böylece. Deniz kirliliği de cabasıydı.
Sonra aradan uzun yıllar geçince teknoloji eskidi, özel firmalarla rekabet edemeyince üretim kapasitesi düştü, devlet kapatır derken, kabus özelleştirmeyle geri döndü.
2004 yılında özelleştirilince tam kapasiteyle üretim yeniden başladı. Alan firmanın hedefi kardı ve bunun için mevcut tesisin yanı sıra 2009 yılında fabrika arazisine termik santral kurmak için girişimlere başladı. Gemlik uyanmıştı artık, bu kez belediyesi, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşları birlik içinde hareket ederek bunu önledi.
Ama işletme kararlıydı. Bu kez geçen yılın aralık ayında kimyasal depolama tesisi kurmak için girişim başlattı. Gemlik yine ayağı kalktı ve izin çıkmadı.
Geçen hafta bu kez üretim kapasitesinin arttırılmasıyla ilgili ÇED süreci ile yeniden gündeme geldi. Toplantı Gemlik’ten uzak bir taşıma kooperatifinin yemekhanesinde yapılıyordu.
Gemlik yine ayaklandı.
Üretim kapasitesi 3 katına çıkarılacak. Yani zaten ölmek üzere olan Gemlik Körfezi’ne son darbe vurulacaktı.
İlçe merkezinden uzakta yapılmasına rağmen Gemlik’in duyarlı kesimleri toplantıya akın etti.
Tesisler 1978 yılından beri ruhsatsız olarak çalışıyordu.
Ruhsatsız işletmenin bir de kapasitesinin arttırılması isteniyordu.
CHP ve MHP temsilcileri, Ak Parti’li Başkan Vekili yönetimindeki Belediye görevlileriyle birlikte kapasite arttırımına karşı çıktı.
Kimya Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Ali Uluşahin’in söyledikleri ise insanın tüylerini diken diken edecek cinsten. Ruhsat ve ÇED raporu için iki kez denetledikleri fabrikada eksiklikler ve aksaklıkların olduğunu ifade eden Uluşahin, her biri 20’şer bin tonluk iki amonyak tankının kaç şiddetinde depreme dayanacağı konusunda bilgi verilmediğini söylüyor.
Toplantının finalini ise belediyenin genç mühendisleri yapıyor.
Argümanları da sağlam.
O yıllarda Gemlik’in tek sanayi tesisi ilçe girişinde 1930’lu yıllarda Atatürk’ün emriyle kurulan Suğniipek fabrikasıydı.
37 yıl öncesini anlatıyorum
Babam, Sanayi Bakanlığı tarafından kurulan Azot Sanayi’nin lojman ve sosyal tesisler inşaatında çalışıyordu. Ben de tatil aylarında ilk işime burada puantör olarak başlamıştım. Azot Sanayi’nin fabrika inşaatını Fransızlar yapıyordu.
O zamanlar kimse kurulacak tesisin Gemlik Körfezi’ni ölüme bir adım daha yaklaştıracağının farkında değildi. Herkesin beklentisi yeni iş kapısı açılmasıyla ekonominin canlanacağı, işlerin açılacağı umuduydu.
Sonra fabrika üretime başladı. Bacasından ince ince süzülen sarı duman körfezi bir baştan diğerine kat ediyordu.
Gemlik resmen zehir solumaya başladı böylece. Deniz kirliliği de cabasıydı.
Sonra aradan uzun yıllar geçince teknoloji eskidi, özel firmalarla rekabet edemeyince üretim kapasitesi düştü, devlet kapatır derken, kabus özelleştirmeyle geri döndü.
2004 yılında özelleştirilince tam kapasiteyle üretim yeniden başladı. Alan firmanın hedefi kardı ve bunun için mevcut tesisin yanı sıra 2009 yılında fabrika arazisine termik santral kurmak için girişimlere başladı. Gemlik uyanmıştı artık, bu kez belediyesi, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşları birlik içinde hareket ederek bunu önledi.
Ama işletme kararlıydı. Bu kez geçen yılın aralık ayında kimyasal depolama tesisi kurmak için girişim başlattı. Gemlik yine ayağı kalktı ve izin çıkmadı.
Geçen hafta bu kez üretim kapasitesinin arttırılmasıyla ilgili ÇED süreci ile yeniden gündeme geldi. Toplantı Gemlik’ten uzak bir taşıma kooperatifinin yemekhanesinde yapılıyordu.
Gemlik yine ayaklandı.
Üretim kapasitesi 3 katına çıkarılacak. Yani zaten ölmek üzere olan Gemlik Körfezi’ne son darbe vurulacaktı.
İlçe merkezinden uzakta yapılmasına rağmen Gemlik’in duyarlı kesimleri toplantıya akın etti.
Tesisler 1978 yılından beri ruhsatsız olarak çalışıyordu.
Ruhsatsız işletmenin bir de kapasitesinin arttırılması isteniyordu.
CHP ve MHP temsilcileri, Ak Parti’li Başkan Vekili yönetimindeki Belediye görevlileriyle birlikte kapasite arttırımına karşı çıktı.
Kimya Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Ali Uluşahin’in söyledikleri ise insanın tüylerini diken diken edecek cinsten. Ruhsat ve ÇED raporu için iki kez denetledikleri fabrikada eksiklikler ve aksaklıkların olduğunu ifade eden Uluşahin, her biri 20’şer bin tonluk iki amonyak tankının kaç şiddetinde depreme dayanacağı konusunda bilgi verilmediğini söylüyor.
Toplantının finalini ise belediyenin genç mühendisleri yapıyor.
Argümanları da sağlam.
İlk darbeyi Belediye Sağlık İşleri Müdiresi Çevre Mühendisi
Ebru Kurt indiriyor. Hava, su, toprak,deniz ve gürültü kirliliğine arttıracak
projeye karşı olduklarını vurguladıktan sonra rapora olumsuz görüş
bildireceklerini açıklıyor.
Gemlik Belediyesi Şehir Plancısı Müge Gürsoy ise tesisin kapasite arttırımı yapamayacağına dair yasal dayanakları bir bir sıralıyor. Üstelik Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin 20 Eylül 2012 tarihinde aldığı kararı açıklayarak. Ne diyor karar;
“Gemlik İlçesinde kalan Sanayi Alanlarında yanıcı, parlayıcı ve patlayıcı maddelerin depolanmasının önüne geçilmesi ve bu şekilde gelen kapasite artırımına yönelik projelerin engellenmesi amacıyla “Gemlik İlçe sınırlarında yer alan mevcut sanayi ve depolama alanlarında ilave kömür, krom, çinko vb. madenler ile yanıcı parlayıcı ve cinsten maddelerin depolanması yapılamaz.”
Kapasitesi artışı ile yapılmak istenen amonyum nitrat, nitrik asit, amonyak, üre, amonyum nitrat üre çözeltisi vb. maddelerin “Yanıcı, Parlayıcı ve Patlayıcı” özelliğe sahip olması bu tür tesisin bu alanda yapılmasını engellediğini vurgulayan Gürsoy, söz konusu projenin belediyeye başvurduğunda kesinlikle ruhsat alamayacağını söylüyor.
Daha bitmedi...
Bursa Büyükşepir Belediyesi ve Özel İdaresi tarafından yapılan ve komisyonda onay aşamasında bekleyen 2030 yılı Çevre Düzeni Planı Uygulama hükümlerinin Gemlik bölümünde yeni sanayi alanlarının oluşturulmayacağı, üstelik Azot Sanayinin isim verilerek doğal değerleri tehdit eden, risk oluşturan sanayi alanlarının bölgeden taşınmasına yenilik projeler geliştirilmesi ön görülüyor.
Şimdi ruhsatı olmayan fabrika nasıl kapasite arttırır diye sormak lazım. Üstelik Gemlik Belediyesi, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum temsilcileri hep birlikte karşı dururken hangi akla hizmet projeler yapılır.
Bunları bilmiyoruz ama bildiğimiz.
Gemlik halkı, yöneticisi ve sivil toplum örgütleriyle birlikte artık
uyandı ve buna asla izin vermeyecek. Gemlik Belediyesi Şehir Plancısı Müge Gürsoy ise tesisin kapasite arttırımı yapamayacağına dair yasal dayanakları bir bir sıralıyor. Üstelik Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin 20 Eylül 2012 tarihinde aldığı kararı açıklayarak. Ne diyor karar;
“Gemlik İlçesinde kalan Sanayi Alanlarında yanıcı, parlayıcı ve patlayıcı maddelerin depolanmasının önüne geçilmesi ve bu şekilde gelen kapasite artırımına yönelik projelerin engellenmesi amacıyla “Gemlik İlçe sınırlarında yer alan mevcut sanayi ve depolama alanlarında ilave kömür, krom, çinko vb. madenler ile yanıcı parlayıcı ve cinsten maddelerin depolanması yapılamaz.”
Kapasitesi artışı ile yapılmak istenen amonyum nitrat, nitrik asit, amonyak, üre, amonyum nitrat üre çözeltisi vb. maddelerin “Yanıcı, Parlayıcı ve Patlayıcı” özelliğe sahip olması bu tür tesisin bu alanda yapılmasını engellediğini vurgulayan Gürsoy, söz konusu projenin belediyeye başvurduğunda kesinlikle ruhsat alamayacağını söylüyor.
Daha bitmedi...
Bursa Büyükşepir Belediyesi ve Özel İdaresi tarafından yapılan ve komisyonda onay aşamasında bekleyen 2030 yılı Çevre Düzeni Planı Uygulama hükümlerinin Gemlik bölümünde yeni sanayi alanlarının oluşturulmayacağı, üstelik Azot Sanayinin isim verilerek doğal değerleri tehdit eden, risk oluşturan sanayi alanlarının bölgeden taşınmasına yenilik projeler geliştirilmesi ön görülüyor.
Şimdi ruhsatı olmayan fabrika nasıl kapasite arttırır diye sormak lazım. Üstelik Gemlik Belediyesi, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum temsilcileri hep birlikte karşı dururken hangi akla hizmet projeler yapılır.
Bunları bilmiyoruz ama bildiğimiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder