Bursa’da 3 Kasım’da Skal Bursa Kulübü tarafından kentin
gelecekteki hedefi turizm konusunda çok önemli bir toplantı gerçekleştirildi.
Her biri kendi alanında uzman konukların konuşmacı olarak yer aldığı toplantıda gelenlere anket de yaptırıldı ve somutlaşan öneriler Skal Kulüp tarafından 20 madde haline getirilerek, başta Turizm Bakanı Ertuğrul Günay olmak üzere tüm Bakanlık yetkinliklerine, tüm Bursa milletvekillerine, Bursa Valiliği ve tüm belediye başkanlarına, Sivil Toplum kuruluşlarına, turizmcilere gönderildi.
Skal Kulüp Başkanı Hasan Eker tarafından açıklanan ve bir nevi yol haritası olma özelliği taşıyan öneri paketinin ana teması gelecekteki yönünü turizm olarak belirleyen Bursa’nın Osmanlı kimliğinin ön plana çıkarılması.
Muradiye-Tophane-Ulucami-Yeşil arasındaki bölgede tüm satıcılar, binalar, dükkanların Osmanlı dönemini yansıtması öneriliyor. Hatta bu bölgede görev yapacak kumu personelinin bile farklı giyinmesi, restoranlarda Osmanlı mutfağının ön plana çıkarılması isteniyor.
Liste çok uzun olduğu için buradan veremiyorum. Ancak temel hedef Osmanlı’nın ilk başkentlerinden olan Bursa’nın bu özelliğinin ön plana çıkarılması.
Hedef doğru, ancak yapılması gereken çok iş olduğu kanısındayım.
Konuyu Skal Kulüp Başkanı Hasan Eker’e de aktardım.
Kentin hafızasından bazı şeyler kaybolup gitmiyor.
3 konuyla ilgili önerimi önümüzdeki dönem için not ettiğini söyledi.
Hemen anlatayım.
Birincisi ve en önemlisi Hanlar bölgesinin önünün açılmasıyla ilgili proje. Geçen dönem Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapan merhum Hikmet Şahin’in gündeme taşıdığı proje.
Fotoğrafta da görüldüğü gibi Zafer Plaza eklentisi olan YKM mağazası başta olmak üzere yol boyunca kapalı çarşıya kadar uzanan bölümü kamulaştırılarak yıkılması planlanıyordu.
Böylece başta Pirinç Han olmak üzere Kapalı Çarşı’ya kadar uzanan tarihi dokunun önü açılacak bu bölge yürüyüş yolu ve park haline getirilecekti.
Dolayısıyla Karşısındaki Tophane ile bir bütünlük oluşturacaktı.
Ama Hikmet Şahin’in görev döneminin sona ermesinin ardından bu proje rafa kaldırıldı.
Eğer Osmanlı dokusu istiyorsak işte size proje.
İkincisi Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kullanımında olan iki yerin kamulaştırılmasıyla ilgili. Birinci Tophane’de Bey Sarayı üzerinde bulunan Orduevi, diğeri ise Teleferik’teki Işıklar Hava Lisesi.
Genelkurmay Başkanlığı orduevinin devrine sıcak bakmadığı konusunda belediyeye bilgi ulaştı. Ancak Milli Savunma Bakanlığı nezlinde yürütülen çalışmalarda ise önemli mesafe kat edildiği ve önümüzdeki günlerde bir heyetin gelerek incelemede bulunacağı gelen haberler arasında.
Işıklar Hava Lisesi ile ilgili teklif ise Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe tarafından gündeme taşınmıştı.
Belediye anahtar teslimi okul yapacak. Bunun karşılığında okulun bulunduğu arazi belediyenin olacak. İçindeki tarihi doku bozulmadan bölge turizme kazandırılacak. Bu konuyla da ilgili görüşmeler devam ediyor.
Üçüncü ve farklı bir proje ise Misi ile ilgili. Çekül Vakfı Bursa Şubesi’nin 2006 yılında Bulgaristan’ın Orta Balkan Bölgesi’ne düzenlenen kültür gezisinde çok ilginç bir mekana gitmiştik.
Osmanlı-Rus savaşının en kanlı yaşandığı bölgelerden biri olan Şipka Tepesi yakınlarında, Etıra kasabasında tam da Bursa’ya uygun bir proje gerçekleştirilmişti.
İki buçuk kilometrelik Etıra deresi kıyısında, Bu bölgenin esnaf odaları diyebileceğimiz kuruluş tarafından Balkanların tüm renklerini taşıyan bir mahalle oluşturulmuştu.
Turist otobüslerinin girişindeki park yerine kadar gelebildiği mahalleyi sadece yaya dolaşabiliyorsunuz.
Dere boyunca neler yok ki tümü Balkan evleri mimarisindeki yapılar içinde, ahşap oymacılmığından geleneksel el sanatlarına her şeyi bulmak mümkün, buğday suyla çalışan değirmende öğütülürken, ekmekler taş fırında pişiriliyordu. Hemen yanı başında suyla çalışan bıçkı makinasında bir birinden güzel ahşap eserler imal ediliyordu.
Bizim yarım gün ayırabildiğimiz bölgenin tamamını gezmeye kalksanız bir gün yetmez.
Geziye katılanların tamamı bölgenin coğrafi yapısını Misi Köyü’ne benzetmişlerdi.
Şimdi Osmanlı konsepti gerçekleşirken Misi’ye uygulanacak böyle bir proje büyük ilgili görür.
Sonuç olarak Bursa turizm alanında adım atmak istiyor. Hedef belli. Sıra artık projelere gelmeli.
Tamam Osmanlı dokusunu yaşatacağız ama artık somut projeler gerçekleşmeli. Büyükşehir Belediyesi 10 yıldan beri tarihi eserlere hayat veriyor. Onlarca hamam kültür merkezine dönüştü. Ancak bunların onarımı yetmiyor. Birbirleriyle entegre haline getirilip, konsept olarak tanıtılması ve turizmin hizmetine açılması zamanı geldi artık.
Her biri kendi alanında uzman konukların konuşmacı olarak yer aldığı toplantıda gelenlere anket de yaptırıldı ve somutlaşan öneriler Skal Kulüp tarafından 20 madde haline getirilerek, başta Turizm Bakanı Ertuğrul Günay olmak üzere tüm Bakanlık yetkinliklerine, tüm Bursa milletvekillerine, Bursa Valiliği ve tüm belediye başkanlarına, Sivil Toplum kuruluşlarına, turizmcilere gönderildi.
Skal Kulüp Başkanı Hasan Eker tarafından açıklanan ve bir nevi yol haritası olma özelliği taşıyan öneri paketinin ana teması gelecekteki yönünü turizm olarak belirleyen Bursa’nın Osmanlı kimliğinin ön plana çıkarılması.
Muradiye-Tophane-Ulucami-Yeşil arasındaki bölgede tüm satıcılar, binalar, dükkanların Osmanlı dönemini yansıtması öneriliyor. Hatta bu bölgede görev yapacak kumu personelinin bile farklı giyinmesi, restoranlarda Osmanlı mutfağının ön plana çıkarılması isteniyor.
Liste çok uzun olduğu için buradan veremiyorum. Ancak temel hedef Osmanlı’nın ilk başkentlerinden olan Bursa’nın bu özelliğinin ön plana çıkarılması.
Hedef doğru, ancak yapılması gereken çok iş olduğu kanısındayım.
Konuyu Skal Kulüp Başkanı Hasan Eker’e de aktardım.
Kentin hafızasından bazı şeyler kaybolup gitmiyor.
3 konuyla ilgili önerimi önümüzdeki dönem için not ettiğini söyledi.
Hemen anlatayım.
Birincisi ve en önemlisi Hanlar bölgesinin önünün açılmasıyla ilgili proje. Geçen dönem Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapan merhum Hikmet Şahin’in gündeme taşıdığı proje.
Fotoğrafta da görüldüğü gibi Zafer Plaza eklentisi olan YKM mağazası başta olmak üzere yol boyunca kapalı çarşıya kadar uzanan bölümü kamulaştırılarak yıkılması planlanıyordu.
Böylece başta Pirinç Han olmak üzere Kapalı Çarşı’ya kadar uzanan tarihi dokunun önü açılacak bu bölge yürüyüş yolu ve park haline getirilecekti.
Dolayısıyla Karşısındaki Tophane ile bir bütünlük oluşturacaktı.
Ama Hikmet Şahin’in görev döneminin sona ermesinin ardından bu proje rafa kaldırıldı.
Eğer Osmanlı dokusu istiyorsak işte size proje.
İkincisi Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kullanımında olan iki yerin kamulaştırılmasıyla ilgili. Birinci Tophane’de Bey Sarayı üzerinde bulunan Orduevi, diğeri ise Teleferik’teki Işıklar Hava Lisesi.
Genelkurmay Başkanlığı orduevinin devrine sıcak bakmadığı konusunda belediyeye bilgi ulaştı. Ancak Milli Savunma Bakanlığı nezlinde yürütülen çalışmalarda ise önemli mesafe kat edildiği ve önümüzdeki günlerde bir heyetin gelerek incelemede bulunacağı gelen haberler arasında.
Işıklar Hava Lisesi ile ilgili teklif ise Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe tarafından gündeme taşınmıştı.
Belediye anahtar teslimi okul yapacak. Bunun karşılığında okulun bulunduğu arazi belediyenin olacak. İçindeki tarihi doku bozulmadan bölge turizme kazandırılacak. Bu konuyla da ilgili görüşmeler devam ediyor.
Üçüncü ve farklı bir proje ise Misi ile ilgili. Çekül Vakfı Bursa Şubesi’nin 2006 yılında Bulgaristan’ın Orta Balkan Bölgesi’ne düzenlenen kültür gezisinde çok ilginç bir mekana gitmiştik.
Osmanlı-Rus savaşının en kanlı yaşandığı bölgelerden biri olan Şipka Tepesi yakınlarında, Etıra kasabasında tam da Bursa’ya uygun bir proje gerçekleştirilmişti.
İki buçuk kilometrelik Etıra deresi kıyısında, Bu bölgenin esnaf odaları diyebileceğimiz kuruluş tarafından Balkanların tüm renklerini taşıyan bir mahalle oluşturulmuştu.
Turist otobüslerinin girişindeki park yerine kadar gelebildiği mahalleyi sadece yaya dolaşabiliyorsunuz.
Dere boyunca neler yok ki tümü Balkan evleri mimarisindeki yapılar içinde, ahşap oymacılmığından geleneksel el sanatlarına her şeyi bulmak mümkün, buğday suyla çalışan değirmende öğütülürken, ekmekler taş fırında pişiriliyordu. Hemen yanı başında suyla çalışan bıçkı makinasında bir birinden güzel ahşap eserler imal ediliyordu.
Bizim yarım gün ayırabildiğimiz bölgenin tamamını gezmeye kalksanız bir gün yetmez.
Geziye katılanların tamamı bölgenin coğrafi yapısını Misi Köyü’ne benzetmişlerdi.
Şimdi Osmanlı konsepti gerçekleşirken Misi’ye uygulanacak böyle bir proje büyük ilgili görür.
Sonuç olarak Bursa turizm alanında adım atmak istiyor. Hedef belli. Sıra artık projelere gelmeli.
Tamam Osmanlı dokusunu yaşatacağız ama artık somut projeler gerçekleşmeli. Büyükşehir Belediyesi 10 yıldan beri tarihi eserlere hayat veriyor. Onlarca hamam kültür merkezine dönüştü. Ancak bunların onarımı yetmiyor. Birbirleriyle entegre haline getirilip, konsept olarak tanıtılması ve turizmin hizmetine açılması zamanı geldi artık.
İatanbul yolundan bakınca Ulu cami manzarası vardı şimdi ise çirkin bir göktelen manzarası bence bu daha önemli bir görsel sorun...
YanıtlaSil